Yapılan araştırmada semt pazarlarında maksimum kalıntı limitini aşan gıdaların oranının yüzde 25 olduğu belirlendi. Sağlıklı gıda isteyen vatandaşlar ise 50 bine yakın imza toplayarak ses yükseltti.

umutChange.org adlı imza kampanyası sitesi üzerinden başlatılan ‘Zehirli sebze ve meyve istemiyoruz’ başlıklı kampanya sonlandırıldı. Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) ve Tarım Ekonomisi Derneği tarafından başlatılan kampanyada 48 bin 827 imza toplandı. İzmir Ziraat Mühendisleri Odası’nda düzenlenen toplantı ile imzaların, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Büyükşehir Belediyesi’ne verileceği açıklandı. EGEÇEP Dönem Sözcüsü Ali Osman Karababa, sebze ve meyveler için yapılan araştırmaların, tehlikeli sinyaller verdiğini söyledi. Akdeniz Üniversitesi Gıda Güvenliği ve Tarımsal Araştırmalar Merkezi’nde yapılan araştırma sonuçlarına göre 2013 ve 2014 yıllarında semt pazarlarından tesadüfi olarak toplanan ve en çok tüketilen domates, biber, hıyar, kabak, patlıcan, portakal ve çilek gibi sebze ve meyvelerin, laboratuvarda pestisit (tarımsal ilaç) analizine tabi tutulduğunu hatırlatan Karababa, “Bu araştırma sonucunda, maksimum kalıntı limitlerini aşan gıdaların oranının yüzde 25 olduğu belirlendi” dedi. Oysa Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yapılan denetim çalışmalarında, yasal limitleri aşan pestisit kalıntılı gıda maddelerinin yüzde 1-2 oranında olduğunun açıklandığını ifade eden Karababa, bakanlığın verdiği bu rakamların gerçeği yansıtmadığını söyledi.

KANSER RİSKİ VAR

Tarım Ekonomisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Tayfun Özkaya ise, hormonal sistem bozucu olarak nitelenen bazı pestisitler yasal limitlerin altında olsa bile sağlığa zarar verebileceğini belirtti. Analiz edilen örneklerin kabaca üçte birinin, hormonal sistem bozucu olarak nitelenen en az bir pestisit kalıntısı içerdiğini aktaran Özkaya, “Ayrıca araştırmada analiz edilen örneklerin yüzde 85’inde bir adetten fazla sayıda pestisit kalıntısı tespit edilmiştir. Bazı ürünlerin 13’e kadar çıkan pestisit kalıntısı içerdiği saptanmıştır. Tek başına bakıldığında kalıntı limitinin altında kalmakla birlikte toksik kimyasalların bir arada olduğu bir durumda ne tür sağlık riskleri yaratacağının belirsizliğini koruması nedeniyle ürünlerde kalıntı limitlerini aşmasa bile birden fazla sayıda pestisit çıkması ayrı bir sağlık tehdidi oluşturmakta” dedi. Gıdaların içindeki bu zehirlerin çok çeşitli sağlık etkilerinin bulunduğunu aktaran Tayfun Özkaya, bu etkilerin başında farklı organ ve doku kanserlerinin yer aldığını dile getirdi.

İyi tarıma destek verilmeli

Açıklamanın sonunda, alınması gereken önlemler şu şekilde sıralandı: “Meyve ve sebze hallerinde kalıntı analizlerinin yapılabilmesi için laboratuvarlar kurulmalı. Toptancı hallerine kalıntı analiz laboratuvarlarının kurularak, maksimum kalıntı limitlerinin üzerinde kalıntı tespit edilen ürünlerin satışının engellenmesi ve yasal mevzuatta belirtilen cezai hükümlerin uygulanması, belediyelere de ceza verme yetkilerinin tanınması sağlanmalı. Bakanlık, pestisitlerin kullanılmadığı tarımsal tekniklerin kullanılmasına destek vermeli. Belediyelerin, pestisit kullanmadığını bildiren köylülerin ürünlerinde ücretsiz periyodik analizler yaparak-yaptırarak sıfır kalıntı durumunda belge vermesi, bu üreticilere semt pazarlarında ayrı bir bölüm ayırması, kira almama vb. gibi uygun görülecek destekler verilerek ekolojik üretimin daha köklü bir şekilde desteklenmesi sağlanmalı.”