Haber / Reyhan Şenay

Ankara Gazeteciler Cemiyeti, Medya için Demokrasi 3. Yıllık Medya Konferansı “Haberin Ağır Bedeli” başlığıyla 25-27 Mart 2022 tarihinde Ankara’da düzenlendi. Online olarak da takip edilebilen oturumlara Türkiye’deki gazetecilik meslek örgütleri ve dernek temsilcileri ve çok sayıda gazeteci katıldı. Toplam 8 farklı başlıkta konuların ele alındığı panellerde gazetecilerin basın özgürlüğü kapsamında yaşadıkları mücadeleler, ödedikleri bedeller ve çözüm önerileri masaya yatırıldı. Mesleki örgüt başkanları örgütlü mücadele için birlik sözü verdiler. Sedat Bozkurt’un yönettiği Basın Özgürlüğü, Dezenformasyon, Meslek Örgütlerinin Bakışı panelinde konuşan İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, “Gazetecilik teslim olmamaktır” diyerek, örgütlülük yapısının yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Her ilde bölünen dernekleşmenin mücadeleye katkı sağlamadığını anlatan Gappi, gençlere daha sağlıklı örgütlü mücadele yapısını borçlu olduklarını hatırlattı. Gappi, gazeteciliğin yeniden tanımlanmasına ihtiyaç olduğunu söyleyerek şöyle devam etti: “Önce gazetecilik tanımından başlayacağız. Denetleyici değil düzenleyici olacağız. Web siteleri ile haber sitelerini ayırt etmek lazım. Biz sahiplik yapısını düzeltmediğimiz sürece haber, internet siteleri karışacak. Kimin gazeteci olduğunu bilmediğimiz için de bu ortamdan fırsatçılar yararlanacak. O nedenle doğru bir örgütlenme modeli şart. Basın kartları dahil olmak üzere tüm gelişmelerin, geleceğe hazırlanma, haklar, gençler gibi tüm yönlerin ele alındığı tek bir örgütlenme modeline geçmemiz gerektiğine inanıyorum. Sadece devlet destekleyici olacak. Bunun için bizim medya sahiplik yapısını yeniden düzeltmemiz gerekiyor.”

TGS Başkanı Durmuş: “Medya ağır baskı altında”

Panele katılan Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş ise, hem bir meslek örgütü hem sendika olarak mücadele ettiklerini söyleyerek, hiçbir dönem medyanın bu kadar ağır baskı altında bulunmadığını belirtti. Durmuş bu durumu örgütlülükle aşacaklarını anlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Medya sahipliği yapısı değiştirildi. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra sektörel özgürlük mücadelesi geriledi. 3 yıllık Ohal döneminde ayrılıklar başladı. Sorunlarımız katlandıkça meslek örgütü ve dernekler sayısal olarak arttı ama sokaktaki etki aynı olmadı. Son 2 yıldır gazeteciler ceza sistemiyle susturulmaya çalışılıyor. Bugün yine torba yasasına giren konu, gazetecileri susturma girişimidir. Bu baskıyı örgütlülükle aşacağız. “

ÇGD Başkanı Güleryüzlü: “Gazetecilik maaş için yapılmaz”

Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Can Güleryüzlü ise, gazeteciliğin maaş için yapılacak bir meslek olmadığının altını çizerek, “Gazetecilik bir mücadele alanıdır” dedi. Güleryüzlü, 2015 yılından beri mesleğin kırılma yaşadığını söyleyerek, dezenformasyonun yaygınlaştığına dikkat çekti. Güleryüzlü, “Karşımızda gazeteciliği memur yapmak isteyen bir zihniyet var. Bunu da basın kartı üzerinden yapmaya çalışıyor” dedi.

Aktaş: “Meclisteki yasa tekliflerini muhalefet hazırlıyor“

Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Kemal Aktaş ise meclisteki 72 TBMM’ye basın koduyla 72 yasa teklifi sunulduğunu ve bunların 70’inin muhalafete ait olduğuna dikkat çekti. Yasalaşan 2 teklifin Ak Partive MHP ortak imzasıyla yasalaştığını anlatan Aktaş, “Bunlardan birisi TRT payının kaldırılması. Diğeri de internetle ilgili düzenleme. İktidar cephesinden gelen basın kodlu bir yasa teklifi yok” dedi.

Nazmi Bilgin: “76 yıldan beri aynı yerde, aynı meydanda ve aynı durakta duruyoruz”

Konferansın ilk günkü oturumu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin ve Avrupa Birliği Delegasyonu Siyasi İşler Bölüm Başkanı Elçi Müsteşar Stefano Fantaroni’nin açış konuşmalarıyla başladı. M4D Projesi’nin üç yıllık çalışmalarının özeti ve 2021 yılı Medya İzleme Raporu ile 317 gazetecinin katılımıyla yapılan ve çarpıcı bulgularıyla dikkat çeken 2021 yılı Mesleki Memnuniyet Anketi sonuçlarının ilk kez kamuoyuyla paylaşıldığı konferansta, Gazeteciler Cemiyeti’nin “2021 yılı Meslek Onur Ödülü” de gazeteci, yazar, iletişimci Hıfzı Topuz’a sunuldu.

Gazeteciler Cemiyeti başkanı Nazmi Bilgin, “76 yıldan beri aynı yerde, aynı meydanda ve aynı durakta duruyoruz. Durduğumuz yer özgürlük demokrasi ve insan hakları durağı veya meydanı. Ben yaşadığım süre içerisinde ve bu cemiyet var olduğu sürece bu meydan ve durakta bizimle birlikte çalışmak isteyen kim varsa onlarla kol kola girmeye her zaman hazırız” diyerek, tüm meslek örgütlerine çağrıda bulundu.

Bilgin, “Bir ülkede insanlar düşündüklerini yazamadıkları için hapsediliyorsa, o ülkede gerçek anlamda demokrasi yerleşmemiş demektir. Biz şimdi o iklimi yaşıyoruz. Ancak ben hiçbir zaman umutsuz olmadım, nitekim bu projede umutsuz olmama konusunda haklı olduğumu gösterdi” diye konuştu.

Proje sektöre can suyu oldu

“M4D Projesi’nin üç yılı: Gazetecilere Destekler ve Basın Özgürlüğü” başlıklı oturumda Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı ve M4D Proje Direktörü Yusuf Kanlı, üç yıllık çalışmaların kısa özetini yaptı. Gazeteciler Cemiyeti Projeler Koordinatörü Yusuf Kanlı, Avrupa Birliği finansal desteğiyle sürdürdükleri proje kapsamında sektöre çok önemli katkılarda bulunduklarını hatırlattı. Kanlı, proje kapsamında sağlanan desteklerle 60 internet sitesinin kurulduğunu, 450’yi aşkın gazetecinin 2220 haberine telif desteği sağlandığını, 140’tan fazla gazetecinin üç yılda 600’ü aşkın haberine yer verildiğini, Anadolu’daki pek çok cemiyetin ihtiyacı doğrultusunda kira ve faturalar konusunda mali desteğin sağlandığını anlattı.

Özgürlük için Basın Raporları

Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri ve M4D Kıdemli Politika Uzmanı Kenan Şener 2021 yılı Medya İzleme Raporu sundu. Şener sunumunda, 2021’de 241 gazetecinin yargılandığını, 73 gazetecinin gözaltına alındığını, bir radyo yayıncısının öldürüldüğünü, 115 gazetecinin fiziki saldırıya maruz kaldığını belirtti.

Gazeteciler Cemiyeti’nin Özgürlük İçin Basın raporlarında, 2021 yılı Aralık ayı sonunda 23’ü hükümlü, 21’i tutuklu olmak üzere toplam 44 gazetecinin cezaevinde olduğunu belirten Şener, RTÜK’ün 2021’de verdiği 103 cezadan 80’inin iktidarı eleştirel yayınlarıyla öne çıkan televizyon kanallarına kesildiğini bildirdi.

Sedef Kabaş:” Dünyada ilk kez atasözü nedeniyle tutuklanan gazeteciyim”

İki güren süren konferansta yakın zamanda haberin ağır bedelini ödeyen gazeteciler de konuk oldu. Gazeteci Nursun Erel’in yönettiği “Basın ve İfade Özgürlüğü İklimi” başlığı altındaki panelde “Cumhurbaşkanına Hakaret” iddiasıyla yargılanma sürecine ilişkin bilgiler veren gazeteci Sedef Kabaş, dünyada ilk kez atasözü nedeniyle tutuklanan gazeteci olduğuna işaret etti. Kabaş, “ Atasözü sebep ama Kabaş ya da onun gibileri tutuklu yargılama bahanesiyle Cumhurbaşkanına hakaret suçu ya da iddiası kendilerine göre önceden cezalandırmayı seçerek beni 49 gün hapsettiler. Ben buna önce astılar sonra yargıladılar diyorum. Adalet kan ağlıyor. Bu ülkede adalete ters kelepçe takılmış durumda. Güç birliği sergilersek istediği kadar baskın olsun her otoritenin korkusu halk gücüdür. Biz susarsak, kendimizin sesi olamazsak, kendimize hayrımız yoksa nasıl toplumun sesi olabiliriz” diye konuştu.