Haber / Gökçe ADAR

İzmir’in Menemen ilçesinde inşaatçı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen 45 yaşındaki Muharrem Ütri, ailesinin maddi imkansızlıkları nedeniyle, ilkokul hayatı boyunca hiç mavi önlük sahibi olamadı. Üzerine çamaşır suyu dökülmüş önlüğü giymek zorunda kalan Ütri, ilkokuldan sonra okuyamadı ancak baba mesleği müteahhitliği yaparak maddi imkana kavuştu. Eski fotoğraflarına bakarken yıllar sonra, okulda çekildiği bir fotoğrafı gören Ütri, okuduğu okulun müdürüyle görüştü. 1963 yılında yapılan Koyundere İlkokulu ve Koyundere Ortaokulu'nun depreme dayanıklı olmaması sebebiyle, bakımsız hale gelen okulunda öğrencilerin zor şartlar altında ders gördüğü bilgisine ulaşan Ütri, okulun bağışçısı olarak, 20 sınıflık yeni bir okul yaptırmaya karar verdi.

'ÖNLÜĞÜMLE TANINIRDIM'

Okulda herkesin onu, çamaşır suyu dökülmüş önlüğünden tanıdığını ifade eden Ütri, şöyle konuştu: “Ben inşaatçı bir ailenin çocuğuydum. Maddi imkansızlıklardan dolayı çok zor geçiniyorduk. Mavi önlüğüm yoktu. Paramız olmadığı için alamazdık. Babam tek başına çalışırdı. Arkadaşımın annesi bana bir önlük getireceğini söyledi. Çok duygulanmıştım. O geceyi sabah edememiştim. Arkadaşımın annesinin getirdiği önlüğün yarısına çamaşır suyu dökülmüştü. Önlüğün yarısı beyaz, yarısı maviydi. Eve geldiğimde annem de önlüğün tamamına çamaşır suyu döküp, önlüğü bembeyaz yaptı. 5 yıl boyunca o beyaz gömleği giydim. Okulun etkinliklerinde rol alacağım zaman arkadaşlarımdan önlüklerini ödünç alırdım sonra teslim ederdim. Birgün okula fotoğrafçıların geleceğini duydum, önlüğüm olmadığı için ve o şekilde hatıra kalsın istemediğim için okula gitmedim. Ertesi gün okula gittim. Fotoğrafçıların da dün değil, o gün geldiğini öğrendim. Fotoğrafımızı çektiler. Üzerimdeki beyaz önlüğümle birlikte ben de poz vermek zorunda kaldım. Okulda beyaz önlüğümden dolayı hep tanınırdım.”

'BANA KAMÇI OLDU'

Beyaz önlüğü olduğu için arkadaşları tarafından dışlandığını da söyleyen Ütri, “Benim için unutulmayacak günlerdi. Okulumun, sınıfımın dili olsa da konuşsa. Neler çektiğimi kimse bilmiyor. Üzerimde beyaz önlüğün olmasının ayrımcılığını hep yaşadım. Arkadaşlarımla tartıştığımda, 'Senin bir önlüğün bile yok' derlerdi. O önlük benim iş hayatımda, tüm iş görüşmelerimde bana kamçı oldu. Umutsuzluğa kapıldığımda hep o önlük aklıma gelirdi ve 'Başaracağım' derdim. Öyle de oldu” ifadelerini kullandı. Okulun yıkılacağını öğrendiğinde yardım etmeye karar verdiğini belirten Ütri, “Sekiz yıl boyunca okulun arsa sorunları sebebiyle yapılamadığını öğrendik. Bağışçı olmaya karar verdim. Depreme dayanıklı olmadığı için okul yıkılacak, yan tarafta, okul yeniden inşa edilecek. Burada, beyaz önlüklü çocukların değil de beyaz önlüklü doktorların yetişmesini istiyorum. Eğitime çok büyük önem veriyorum” dedi.

'Yenilenme süreci uzadı'

Menemen İlçe Milli Eğitim Müdürü'nün değişmesinin süreci etkilediğini dile getiren Ütri, “Görevden alınmadan önce Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy ve Menemen İlçe Milli Eğitim Müdürü Erdoğan Akyüz'le görüşmüştüm. Onlar benim bağışçı olmamı kabul etmişti ve okulun projesi üzerine anlaşmıştık. Ancak, ilçe milli eğitim müdürü ve belediye başkanı değiştikten sonra süreç uzadı. Menemen İlçe Milli Eğitim Müdürü Muharrem Bayındır'la da görüştüm. Kendisine, 20 sınıflık bir okul yaptırmak istediğimi söyledim. Kapılarına kadar her şeyini yapacağım. Bir kuruş bile istemiyorum. Çevremdeki bir çok arkadaşım da bağışa destek olmak istedi. Onlar da okulun ihtiyaçlarını karşılayacak. Kimse bir kuruş bile istemiyor. Bir an önce okulumun yenilenmesini ve öğrencilerin zorlanmadan derslerine devam etmesini istiyorum” diye konuştu.