Haber/ Didar DEMİRCİ

Müdür Yardımcılığı sınavından yüksek puan alarak 2016 yılında İzmir Atatürk Lisesine atanan Bora Cangüloğlu, görev süresince yandaş sendika Eğitim Bir Sen üyesi yöneticilerin iftiralarına maruz kaldığını söyleyerek, bugün gelinen süreçte Eğitim Sen üyesi olduğu için görev süresi dolmasının fırsat bilindiğini ve eğitim öğretim süreci devam ederken hiçbir gerekçe gösterilmeden görevinin sonlandırıldığını belirtti. Cangüloğlu’nun görev süresinin sonlandırılması hakkında Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube, İzmir Atatürk Lisesi önünde basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasına İzmir Atatürk Lisesi Mezunları Derneği ve Veli Der temsilcileri katıldı.

BU HUKUKSUZLUĞU KABUL ETMEYECEĞİZ

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) içerisinde en önemli sorunlardan birinin eğitim kurumlarına atanan yöneticilerin görevlendirilmesinde olduğunu dile getiren Eğitim Sen İzmir 1 Nolu Şube Başkanı Necip Vardal, İzmir Atatürk Lisesi’nde yaşanan yandaş yönetim baskısının ilk olmadığını dile getirerek, “Eğitim kurumlarına yönetici görevlendirilmeleri aslında siyasi iktidar açısından bir “kadrolaşma” harekatına dönüştürülmüştür. Proje okulları ile ilgili yapılan yasal düzenleme bu “kadrolaşma” harekatına zemin hazırlanmıştır. Kamu yöneticilerinin görevleri ve sorumlulukları kamu hizmetlerinin düzenli, eşit ve nitelikli şekilde sürdürmek olması gerekirken kimi yöneticiler görev ve sorumluluklarının gereğini yapmak yerine hukuk ve genel kuralları tanımamakta; kamu yönetiminin temeli olan liyakatı yok saymaktadırlar. Bir kısım eğitim yöneticileri sendika görünümlü yandaş bir kuruluşun adeta tetikçiliğini yapmakta, çalışma huzurunu ve barışını bozmakta, kamu kurumlarını ve onların ürettikleri hizmetleri tahrip etmektedirler” sözlerini kaydetti. Vardal, Müdür Yardımcılığı görevi süresince Cangüloğlu’nun yaşadığı baskılara dikkat çekerek, “Yapılması gereken, Bora Cangüloğlu’nun görevden alınması işlemini derhal sonlandırmaktır” dedi.

5. KEZ GÖREVDEN ALINIYORUM

Görevden alınan Cangüloğlu, İzmir Atatürk Lisesi’ne geldiği günden beri demokrat öğretmenlere karşı bir sindirme çabası olduğunu dile getirerek, “Yandaş öğretmen istihdam etmek ve yandaş olmayanları okuldan uzaklaştırmak için yoğun bir saldırı ve mobbing yapılıyordu” dedi. Daha öncesinde yaşadıkları ‘FETÖ’cü iftirası’ ve ‘okulun dersliklerinin TÜGVA’ya tahsis edilmesi’ olaylarını hatırlatan Cangüloğlu, “Türkiye Cumhuriyeti’ne olan sadakatimizden dolayı bunlara geçit vermedik. Bunun sonucunda da benin hakkımda defalarca soruşturma açıldı kumpaslar kuruldu. Bunların çoğunluğunu boşa çıkarttık. Ekim 2016 yılında geldiğim okulumdan Şubat 2018’de soruşturma nedeniyle görevden alındım. Torbalı’ya sürüldüm. Haksız sürgünden dolayı açtığım davayı kazandım. 15 ay sonra Mayıs 2019’da yeniden müdür yardımcısı olarak göreve iade edildim. Ancak 11 Ekim tarihi itibariyle hiçbir gerekçe gösterilmeksizin ne bir görev süresi dolması ne de bir soruşturma yargı kararı, başarısızlık gibi bir sebep gösterilmeksizin tamamen keyfi bir şekilde bakanlık onayı ile görevden alındım. Zaten proje okulları demek keyfe göre atarım istediğimi görevde alırım demek. Görevden alınmama tamamen buna bağlı. Görevden almanın hiçbir hukuki normu yok, hukuk çiğnenerek görevden alındım. Meslek hayatımda 5. Kez görevden alınıyorum” şeklinde konuştu.