Denizli'nin Çal ilçesine bağlı Ortaköy Mahallesi'nde 1100 keçilik sürüye sahip Ersan ve Emin Çakal kardeşlerle eşleri Pınar ve Yurdagül Çakal, her yıl haziran ayında mevcut otlakların kurumaya başlaması nedeniyle Banaz ilçesinin yüksek kesimlerindeki yaylalara  gidiyor.

Bu yıl yetişkin durumdaki çocukların da katıldığı yolculuğun ilk durağı Denizli'nin Bekilli ilçesi oldu. 

Burada traktör kasasına yaptırılan özel karavanda çocuklarıyla birlikte bir gece konaklayan yörükler, sabahın erken saatlerinde tekrar yola koyularak Uşak'ın Karahallı ilçesi Beki köyüne ulaştı. 

Engebeli araziler ve ormanlık alanlarda yolculuklarını sürdüren, zaman zaman köylerin içinden geçen Çakal ailesi, Karahallı ilçesinde Paşalar ve Çokaklı köylerindeki konaklamalarının ardından Sivaslı ilçesi Pınarbaşı bölgesine vardı.

Yolculukları sırasında sürekli keçilerin ardından yürüyen, onların ekili tarlalara girmemesi için çaba harcayan göçerler, keçilerin otlatıldığı sırada odun ateşinde çay demliyor, heybelerinde taşıdıkları helva ve ekmekle karınlarını doyuruyor. 

Göç sırasında zaman zaman yağmura da yakalanan, olumsuz hava koşullarına rağmen ilerleyişlerini sürdüren Çakal ailesinin son adresi ise yazı geçirecekleri Banaz ilçesine bağlı Ayvacık bölgesi oldu. 

Burada çadırlarını kurup, keçilerin tutulacağı ağılları hazırlayan yörükler, kasıma kadar bölgede kalmayı planlıyor. 

"Zor da olsa yapmak zorundasın"

Göçerlerden Yurdagül Çakal,  yaptığı açıklamada, göç yolculuğunda yürürken kadın olarak zaman zaman zorlandığını ama işini severek yaptığını söyledi.

Göç zamanlarında çocuklarından ayrı kalmanın sıkıntısını çektiklerini ifade eden Çakal, şunları kaydetti:

"Çocuklarımızı köyde ninelerinin yanında bırakıyoruz. Onların özlemi oluyor. Bazen yollarda 10 gün kadar oyalandığımız yerler oluyor. Gerisi zaten her zamanki yaptığın iş. Bir de sürekli yaptığın zaman alışıyorsun, alıştığın zaman da fazla bir zorluğu olmuyor. Zor da olsa yapmak zorundasın."

Eşiyle birlikte mücadele ettiği için çok mutlu olduğunu aktaran Çakal, "İşimizi çok seviyoruz. Hayvanlarla aramızda sanki bir bağ oluyor. Mesela meraya çıkardığın zaman onların nasıl hareket edeceğini, ne yapabileceğini anlayabiliyorsun." dedi. 

 Emin Çakal da yaklaşık 20 yıldır bu işi yaptığını belirterek, "Rahatız, mutluyuz çok şükür. Başka işten zevk almayız. Bu yolculuk süreçlerimizden çok mutluluk duyuyorum. Kışın ayrı bir zevki var, yazın ayrı bir zevki var. Sevmesek, mutlu olmasak bu işi yapamayız zaten." diye konuştu.

 "Kovid-19 bizi etkilemedi" 

Kovid-19 sürecinin kendilerini olumsuz etkilemediğine dikkati çeken Çakal, "Koronavirüs hiç etkilemedi sayılır bizim gibi arkadaşları. Biz dağda duruyoruz zaten. Biz zaten herkesten uzağız sıkıntı yok yani. Onun için bizi etkilemedi desek yeri var." dedi.

"Kadın isterse her şeyi yapabilir"

Yolculuk sırasında zaman zaman zorlandığını ifade eden Pınar Çakal da sevdikten sonra her işin yapılabileceğini söyledi.

Çakal, "Hayatını sevdikten sonra hiçbir şeyin zorluğu yok. Bizim işimiz zor ama sevdiğimiz için, eşlerimizi, yuvamızı, ailemizi sevdiğimiz için hiçbir sıkıntı yok bizim için. Diğer kadınlar da sevdikleri işi başarabilir bence. Kadın isterse her şeyi yapabilir. Biz gerçekten mutluyuz. Yaptığımız işle, eşlerimizle mutluyuz." ifadelerini kullandı.

Kardeşiyle bu işi yaptığı için mutluluk duyduğunu dile getiren Ersan Çakal ise işini keyifle yaptığını anlattı.