İGC Başkanı Misket Dikmen, Abdi İpekçi'nin ölüm yıldönümü nedeniyle yayınladığı anma mesajında şunları vurguladı:
“1908 yılından bu yana 64 gazeteci katledildi. Bu isimlerin arasında yer alan Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı gibi değerlerimizin bazılarının tetikçileri bulunsa da azmettiricileri hala ortaya çıkartılamadı. Türkiye, demokrasi açısından bu durumun hala sancısını ve acılarını hala yaşıyor.
Katledilen aydınlarımızdan Abdi İpekçi de, ülkemizde kamuoyunun gerçekleri öğrenme ve doğru haber alma hakkı için uğraş veren ve gazetecilik etik ilkelerinin yaygınlaşması için çaba harcayan örnek bir meslek ustamızdı. Onun ilkeleri ve gazetecilikteki prensiplerini bugün de uygulamak ve yaşatmak tüm gazetecilerin görevi olmalı.
Aradan geçen 39 yıla karşın İpekçi'nin fikirleri yaşıyor ve mesleğimize kattıkları daha dün gün önümüzde duruyorsa karanlık güçler emellerine ulaşamamış demektir. Asla da ulaşamayacaklardır.
Bizler, İzmir Gazeteciler Cemiyeti olarak kararlı bir biçimde halkın haber alma hakkını ve basın özgürlüğünü savunmaya devam edeceğiz.
Özgürlük ve demokrasi yolunda verilen mücadeleyi canları pahasına yücelten tüm basın şehitlerimizi saygı ve özlemle anıyoruz.”
ABDİ İPEKÇİ KİMDİR?
İlköğrenimini gördükten sonra Galatasaray Lisesini bitirdi. Sonra bir müddet Hukuk Fakültesine devam etti. Yeni Sabah, Yeni İstanbulve İstanbul Ekspres Gazetesi gibi çeşitli gazetelerde spor muhabiri, sayfa sekreteri ve yazı işleri müdürü olarak çalıştı. Ali Naci Karacan’ın çıkardığı Milliyet Gazetesinin yazı işleri müdürü (1954), bir süre sonra da genel yayın müdürü oldu.
1961 senesinden öldürüldüğü 1 Şubat 1979 tarihine kadar aynı gazetenin başyazarlığını da yürüten Abdi İpekçi, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Basın Enstitüsü Başkanlığı, İstanbul Gazeteciler Cemiyeti ve Uluslararası Basın Enstitüsünün ikinci başkanlığı, Basın Şeref Divanı genel sekreterliği gibi vazifelerde bulundu. Yazılarında Atatürkçülüğü, barışı, düşünce özgürlüğünü, ülkenin bağımsızlık ve bütünlüğünü savundu.
1970’li yıllardaki anarşi ve terörün önlenmesi için iktidarla muhalefet liderleri arasında da yapıcı bir diyalog kurulmasından yana olan, devlet yönetiminde partizanlığın ve duygusallığın yerini akılcı, çağdaş, ılımlı bir uygulamanın almasını isteyen İpekçi, 1 Şubat 1979 gecesi İstanbul Maçka’daki evinin yakınlarında arabasında iken Mehmet Ali Ağca tarafından öldürüldü.
