Dikili Belediyesi Kültürevi’nde gerçekleştirilen, Dikili Emek ve Demokrasi Platformu tarafından organize edilen “Doğamıza Sahip Çıkıyoruz” adlı panele, EGEÇEP adına çevre avukatı Arif Ali Cangı ve Bergama Çevre Platformu Başkanı Erol Engel konuşmacı olarak katıldı. Panelin moderatörlüğünü ise Dikili Emek ve Demokrasi Platformu’ndan Nurten Gültekin Çalık yaptı. Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, Dikili’nin eski Belediye Başkanı Osman Özgüven ve EGEÇEP’ten Kimya Mühendisi Ertuğrul Barka’nın da izlediği panelde; Bergama ilçe merkezine 20 km, Dikili ilçe merkezine 15 km uzaklıkta olan ve FETÖ soruşturması kapsamında TMSF’ye devredilen Çukuralan Altın Madeni’ne ilişkin ÇED olumlu kararının iptal edilmesi gerektiği ve bölgesel çevre sorunları konuşuldu.

Doğa için büyük tehdit

Bergama’daki çevre mücadelesinin anlatıldığı belgesel gösteriminin ardından panelde söz alan Erol Engel şöyle konuştu: “Geçmişte Bergama için güzel kararlar veren Danıştay bugün tamamen siyasallaştırıldığı için kararı onların istediği doğrultuda aldı. Halbuki mahkeme kapasite artırımını canlı sağlığı açısından riskli görmüştü. Çünkü maden sahası yaklaşık 6 kilometre uzaklıkta yer alan ve Balıkesir Belediyesi tarafından içme suyu amacıyla kullanılan Madra Barajı’nın göl alanında bulunuyor. Ayrıca madenin atık sularının deşarj edileceği Çökek Deresi, yaklaşık 5 kilometre güneyde bulunan günde yüzlerce vatandaşın ziyaret ettiği kültür ve tabiat varlığı Nebiler Şelalesine dökülüyor. Bu canlı sağlığı için büyük tehdit demek. Sadece altın madeni değil, taş ocakları da çevre ve canlı yaşamı için büyük tehlike yaratıyor. Geçtiğimiz dönem Bergama’da CHP’li belediye ve onun başkanı Mehmet Gönenç vardı. Gerçekten doğa mücadelesini, tarım alanlarının korunması mücadelesini bizimle ve halk ile birlikte verdi. Bu açıdan geçen dönem Bergama Belediyesi, Türkiye’nin örnek belediyeleri arasında en önlerde yer aldı.”

Ölüm çukuruna döndü

EGEÇEP adına panele katılan çevre avukatı Arif Ali Cangı ise “Koza Altın Şirketi’nin sahibi Akın İpek’in sanık olduğu iki dava görünüyor. Açılan davaların birinin iddianamesinde gördüm. Ovacık Altın Madeni'nde elde edilen paraların hepsi, iddianamede geçtiği şekilde söylüyorum, FETÖ’nün örgütlenme kurumlarına dağıtılmış. Zaten 15 Temmuz hain darbe girişiminin finansmanı olarak yargılanıyor. Ama şuanda İngiltere’de kaçak” dedi. Çukuralan’da madenin kapasite artırımına değinen ve Danıştay’ın verdiği kararı eleştiren Cangı, sözlerine şöyle devam etti: “Kozak Yaylası’nın ekosisteminin bozulması, bu bölgenin yaşamını ciddi anlamda etkileyecektir. Çukuralan bir ölüm çukuru haline dönüşmüş vaziyette. Görseniz kendinizi zor tutarsınız. Doğaya bu kadar tahrip verilemez. 1997 yılında bu bölge için muhteşem karar veren Danıştay, şu anda tam tersine kararlar vermeye başladı. Kendi açtığı kapıyı kapatmış durumda. Verdiği kararları yok sayıyor.”

Allianoi’de yaşananları hatırlatan Cangı, nükleer santraller konusunda ise; “Güvenilir nükleer santral diye bir şey kalmamıştır. Enerji sağlama iddiası koca bir yalandır. Nükleer santral yapılmasının iki tane gerekçesi vardır. Birincisi ciddi kazançların sağlandığı rüşvet, ikincisi ise atom silahı yapılmasıdır. Nükleer santrali barışçıl değildir” ifadesini kullandı. 

Serbest bölge ısrarından vazgeçilmeli

Aşağıkırıklar merasında 200 hektar alana serbest bölge kurulacağını ifade eden Bergama Çevre Platformu Başkanı Erol Engel, “AKP ve CHP’nin yerel seçimlerde öncelikli vaadi buydu. Oysa Aşağıkırıklar’a bu serbest bölge yapılırsa Çandarlı’ya kadar bu ovada tarım alanları endüstri bölgesinin emrine açılacak. Bu bölge Çandarlı Körfezi’ne kadar bitirilecek. Bölgeyi iyi bilen ve ziraat profesörü olması nedeniyle CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır’la konuyu paylaştığımda ‘olamaz böyle bir şey’ demişti. Bu konu AKP ilçe yönetiminde görüşülmediği gibi CHP İlçe yönetiminde de hiçbir şekilde tartışılmamış. Halbuki her iki ilçe yönetiminden de bu konudan rahatsızlık duyduğunu söyleyenler var” diye konuştu.