İzmir'de Cumhuriyet Kadınları Derneği, Lozan Antlaşması'nın 95'nci yıldönümü nedeniyle 'Akdeniz ve Kıbrıs'ta neler oluyor' konulu panel düzenlendi.

Cumhuriyet Kadınları Derneği İzmir Şubesi Lozan Antlaşması'nın 95'nci yıldönümü nedeniyle Kültürpark'ta 'Akdeniz ve Kıbrıs'ta neler oluyor' konulu panel düzenledi. Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı 22 ve 23'üncü dönem CHP Milletvekili Dr. Canan Arıtman'ın yönettiği panele konuşmacı olarak 22 ve 23'üncü dönem CHP milletvekili emekli büyükelçi Onur Öymen ve emekli tüm amiral Cem Gürdeniz katıldı. Mustafa Kemal Atatürk'ün Kıbrıs ile ilgili vasiyetinin bölgede kritik olayların yaşandığı bir dönemde hatırlanması gerektiğini anlatan Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı eski milletvekili Dr. Canan Arıtman, Atatürk'ün "Efendiler Kıbrıs düşman elinde bulunduğu sürece ikmal yollarımız tıkanır. Kıbrıs'a dikkat ediniz. Bu ada bizim için önemli" sözlerine dikkat çekti. Arıtman Lozan Antlaşması'nın Osmanlı tarihinde benzeri görülmemiş bir siyasi zafer olduğunu dile getirdi. Lozan Antlaşması'nın tartışmaya açıldığını ve bu süreci esef ve kaygıyla izlediklerini belirten Arıtman, "20 Temmuz'da Kıbrıs barış harekatının 44. yıldönümüydü. Cumhuriyet kadınları olarak büyük kaygılar içindeyiz. Türkiye'nin garantörlük haklarını yok sayan beyanatlar verildi. Türkiye ve KKTC'nin tüm kazanımlarını silecek garip adımlar atılıyor. Buna karşın AK Parti hükümetinden ses çıkmıyor. ABD'nin elini çabuk tutmak istediğini görüyoruz. Ayrıca ABD'nin İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs Rum yönetimiyle Türkiye'yi hedef alan tatbikatlar yaptığını biliyoruz. Etrafımızdaki çemberin giderek daraldığını görüyoruz" dedi. Birleşmiş Milletler deniz hukuku sözleşmesine göre Ege adalarının konumunun önemli olduğunu söyleyen Arıtman, Türkiye'nin bazı oldu bittilerle Ege ve Akdeniz'e açılamayacak duruma gelmesinden endişelendiklerini dile getirdi.

"ANADOLU İLE DENİZ BİR ELMANIN YARISIDIR"


Konuşmasında Türkiye'nin jeopolitik konumundan örnekler veren  emekli tüm amiral Cem Gürdeniz, denizlerdeki mücadelenin dünya tarihini şekillendirdiğini dile getirdi. Dünyadaki hegemonyanın el değiştirdiğini anlatan Gürdeniz, önümüzdeki 20 yıl içinde bu değişimin tamamlanacağını savundu. Osmanlı'yı parçalamaya gelen tüm düşmanların denizden geldiğini anlatan Gürdeniz, "Türkiye'nin refahı denizle iç içedir. Eğer bir yarımada coğrafyasında yaşıyorsanız savunmanız denizden başlamalı.  Türkiye bir deniz ülkesidir.  Bu coğrafyada yaşayanlar tercihini karadan değil denizsel devletten yana kullanmalıdır. Anadolu ile deniz bir elmanın yarısıdır" dedi. Denizlerin dibindeki 1 metrekarenin karadan değerli olduğunu savunan Gürdeniz, "İçerde ve dışarda Türklerin mavi uygarlığa geçmesini istemeyenler oldu. 1963'te Kıbrıs devleti ortadan kalktıktan sonra Türk donanması Akdeniz'de varlık göstermeye başladı. 1990'lardan sonra Türk donanması soğuk savaşta enerji topladı. Ülkeler canlı organizmalardır, hedefleri vardır. Güneye inmek Türkiye'nin hedefidir. Montrö'yü eleştirenler deniz güvenlik rejimi olduğunun farkında değiller. Onlar vatansever değil. Montrö, Lozan kutsaldır. karşımızdaki güçler bu antlaşmanın sürekli değişmesini istiyorlar. deniz ticaretimizin korunması önemli. Deniz yolları kesildiğinde ekonomi kötüye gider" diye konuştu. Doğu Akdeniz'deki tehdidin büyüdüğünü ileri süren Gürdeniz, "KKTC'nin jeopolitik varlığını çok iyi görmeliyiz. Deniz yetki alanlarımızın güney eksenindeki koruyucusu KKTC'dir. Güneyden kuşatılmak Türkiye'nin işgaliyle eş değerdir" dedi. DHA