Haber/ Didar DEMİRCİ

Doğanın bize sunduğu enerji kaynaklarını, gelişen teknolojiyle birlikte sürdürülebilir ya da yenilenebilir enerjiye dönüştürerek, fosil yakıtlara nazaran düşük maliyetle çevre dostu, temiz enerji sağlanıyor. Yenilenebilir enerji, rüzgar enerjisi santralleri (RES), güneş enerjisi santralleri (GES) ve jeotermal enerji santralleri (JES) ile elde ediliyor. Ancak, şimdiye kadar iyi görünen bu santrallerin doğru planlama ve yer seçimi yapılmadığında çevreye zarar verdiğini dile getiren Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay, yapılacak olan tesisin faaliyet ne olursa olsun yer seçiminin ve planlamasının doğru yapılması gerektiğini vurguladı.

Olumsuz uygulamalar ve yanlış planlamalar nedeniyle temiz, yenilenebilir enerji kaynağı olarak görülen tesislere tepkilerin artacağını dile getiren Kınay, “RES ve GES’lerin inşaat ve işletme süreçlerindeki etkileri, söküm sonrası atık bertaraf süreçleri, planlama ve yer seçim aşamasında çok kapsamlı ve doğru değerlendirilmesi gereken süreçlerdir. Bunlara dikkat etmeleri gerekir” dedi.

HASSAS BÖLGELER

Alternatif enerji kaynağı olarak kullanılan bu enerji santrallerinin kurulması gereken yerlerin özenle seçilmesi gerektiğine dikkat çeken Kınay, İzmir’in Karaburun ilçesinde RES’lerden sonra kurulması planlanan GES’lere değinerek, şunları söyledi: “Yarımada bölgesinde birinci derece doğal SİT alanlarında kurulan RES türbinleri inşaat ve işletme sürecinde bölgenin korunması gereken doğal yapısına olumsuz etkiler yapmaktadır. Benzer şekilde yerleşim alanlarına çok yakın kurulan türbinler de gürültü ve gölge gibi etkilerle bölgede yaşamı olumsuz etkilemiştir. Benzer süreç şimdilerde kurulması planlanan GES tesisleri için de geçerlidir. Kuruldukları alan itibari ile orman alanı, tarım alanı gibi hassas bölgelerin özelliğini bozacak etki yaratabilirler. Bu nedenle tesislerin yer seçimlerinin ve planlama süreçlerinin bütünsel değerlendirilmesi ve alan kullanım özelliklerine zarar vermeden, bölgenin doğal yapısı ve yaşam sürecine olumsuz etki yaratmayacak şekilde projelendirilmesi gerekir.”