Tire'nin kırsal Başköy Mahallesi Yayla Yakası mevkisinde, jeotermal kaynak aramak için başlayan sondaj çalışmalarına tarım temsilcileri ile üreticiler basın açıklamasıyla tepki gösterdi.

https://youtu.be/jz1WnCUxX-E

Dünyanın en kaliteli incir, kestane ve cevizinin yetiştirildiği Tire'nin kırsal Başköy Mahallesi Yayla Yakası mevkisinde, jeotermal kaynak aramak için başlayan sondaj çalışmalarına tepki devam ediyor. Başköy Mahallesi'nde bir araya gelen vatandaşlara, bazı siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri de destek verdi. Vatandaşlar 'Devlet bize sahip çık', 'Başköy'de zehir istemiyoruz', 'Ekmeğimize dokunmayın' ve 'İnadına üreteceğiz' yazılı pankartlar taşıdı. Konuyla ilgili açıklamada bulunan İzmir Tarım Grubu Başkanı Mahmut Eskiyörük, jeotermal enerjinin gerekli olduğunu ancak planlama yapılırken yer seçimine dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, jeotermal kuyularının tarım alanlarında açılması halinde büyük felaketler meydana gelebileceği uyarısında bulundu.

Geçmişte aynı sorunların Aydın’ın Germencik ilçesinde yaşandığına değinen Eskiyörük, “Tarımla, üreticinin hayatıyla, ekolojik sistemle ilgili kararlar alınırken deneme, yanılma şansımız yoktur. Tarımla kumar oynanmaz. Jeotermal enerji üretilmesine önem verilmeli ancak içinde yaşadığımız çevreyi yok edecek, yaşamımızı sürdürmemizi sağlayan gıda üretimini ortadan kaldıracak bir riski kabul etmemiz mümkün değil. Buralarda açılacak kuyular insanlığı katletmek anlamına geliyor” dedi.


BÜYÜK RİSK VAR


Jeotermal enerji tetkik-arama çalışmalarının dahi sıkı bir denetim ve sıkı önlemlerle yapılması gerektiğinin altını çizen Başkan Eskiyörük, şunları söyledi: “Sondaj sırasında yeterli önlem alınmadığı takdirde; yeraltındaki akışkanın çok yüksek basınçla yüzeye çıktığı ve içindeki bütün zararlı minerallerle patlamalara neden olduğu biliniyor. Özellikle 2012’de Manisa’nın Alaşehir ilçesine bağlı Alkan köyünde art arda yaşanan patlamalar, buna örnek gösteriliyor. Böylesine riskli bir çalışmanın Türkiye’nin en değerli tarım ürünlerinin yetiştirildiği bölgelerde yapılması hem insan hem çevre açısından büyük tehlike arz ediyor.”

SUSUZLUĞA DAVETİYE




Jeotermal kuyularından çıkarılan yer altı suyunun geri enjeksiyon yapılmasında sorun yaşanmasının, yeraltında son derece azalmış olan su rezervlerinin tamamen bitmesi anlamına geleceğini de ifade eden Eskiyörük “Su yoksa yaşam yoktur. Böylesine hassas bir konuda önlem zinciri oluşturulmadan yapılan çalışmalar pimi çekilmiş bombayla oymaktan farksızdır. Biz de, İzmir Tarım Grubu Temsilcileri olarak çalışmaların derhal durdurulması için karar alıcılara çağrıda bulunuyor ve konunun takipçisi olacağımızı bildiriyoruz. Bu dünya hepimizin, katledilmesine izin vermeyeceğiz” dedi.

İKİ VEKİLİN SORU ÖNERGELERİ


CHP İzmir milletvekilleri Mahir Polat ve Murat Bakan, Tire'de jeotermal kaynak aramak için verilen sondaj iznini TBMM’ye taşıdılar. Her iki vekil de Çevre Bakanı Murat Kurum’a birer soru önergesi verdi. CHP'li Polat, önergesinde “Aydın’da yaşanan olumsuzlar ortada iken benzer bir süreç için göz göre göre İzmir’in seçilmiş olmasının gerekçesi nedir? Bu projenin incir, ceviz ve zeytin ağaçlarına vereceği zarar göz önünde bulundurulmuş mudur? Böyle bir proje ile yöre halkı cezalandırılmak mı istenmektedir?” ifadelerine yer verdi. CHP'li Bakan ise “Toprağın sıyrıldığı bölgede incir ve zeytin ağaçlarının kuruyacağı tartışmasız bilimsel gerçek iken mülki idare bu işleme nasıl izin vermiştir? Sondaj çamuru hangi koşullarda nerede depolanacaktır? Çevreye vereceği zarar nasıl önlenecektir? Jeotermalden enerji üretimi esnasında açığa çıkan buhar ve akışkanların çevrede yaşayan insan, hayvan ve bitkiler üzerinde zararları tartışmasızdır. Bakanlığınız JES’lerden enerji üretimi planlamasında doğa, insan, tarım, çevre ve ekolojik dengeyi dikkate almakta mıdır?” sorularını sordu.