HABER/ Gökçe ADAR

İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde toplanan Eğitim İş İzmir şubeleri üyeleri, bakanlık tarafından açıklanan 2023 Eğitim Vizyonu'na tepki gösterdi. Getirilmek istenen yeni eğitim sisteminin bir benzerinin daha önce denendiği ve başarılı olmadığını hatırlatan sendika yetkilileri, “Bu sistem, okullar arasında var olan eşitsizliği daha da derinleştirecek, eğitimdeki ticarileşmenin kapısını ardına kadar açacaktır” uyarısında bulundu.

Eğitim piyasaya sunuluyor

Sendika yetkilileri tarafından okunan ortak açıklamada, “Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un göreve geldikten sonraki ana mesajı, bakanlığın 3 yıllık bir plan açıklayacağı ve bu plan çerçevesinde öğrenci ve velilerin üç yıl boyunca hiçbir sürprizle karşılaşmayacağıydı. Ancak söylenenin aksine Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), ortaöğretimde reform diye nitelediği yeni bir modeli hayata geçirmeye, eğitimin piyasa koşullarına sunulmasında bir adım daha atmaya hazırlanıyor. 2023 Eğitim Vizyonu’nda, tüm toplumun çocukları ortak payda olarak görmesi, bu payda etrafında buluşması gerektiği ifade edilmesine ve mutlu çocuklar vurgusu yapılmasına karşın, çocuklarımız yine MEB’in keyfiyetiyle mağdur edilecektir” denildi. Ortaöğretim sisteminde yapılacak değişikliklerin, MEB tarafından üniversitelerle işbirliği içerisinde yürütülmesi gerektiği belirtilirken MEB tarafından yeni modele ilişkin herhangi bir bilimsel rapor, bir çalışma veya yazı bulunmadığı aktarıldı.

Binlerce öğretmen etkilenecek

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Öğrencilerin akademik ve yetenek gelişimine büyük bir darbe vuracak olan bu değişiklik, eğitimciler için de kara haberler içermektedir. Bu değişikliklerle birçok alanda öğretmenler ya norm fazlası olacaklardır ya da kurum değiştirmek zorunda kalacaklardır. 10 binlerce öğretmeni etkileyecek böyle bir düzenlemede eğitimin paydaşlarının görüşünün alınmaması kabul edilebilir değildir. Kaldı ki ders sayılarını azaltma adı altında bazı dersler doğa bilimleri, sosyal bilimler gibi adlar altında birleştirilmekte fakat bu dersleri kimlerin okutacağı, bununla ilgili nasıl bir çalışma yapılacağı açık bırakılmaktadır. Öğretmeni olmayan, laboratuvarı, spor salonu, atölyeleri olmayan, eğitim kalitesi bakımından aralarında uçurumlar olan okullar yaratılarak, talep olmamasına rağmen sürekli yeni imam hatip okulları açılarak zaten adil olmayan eğitim sisteminin daha da eşitsiz hale getirilmesi, eğitimin mevcut sorunlarını daha da ağırlaştırmaktadır.”

Bakan Selçuk’a seslendiler

Açıklamada, Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un şu sorular yöneltildi: “Sorup sorgulayan değil biat eden, sanattan anlamayan, spordan uzak gençler mi yetiştirmeyi planlıyorsunuz? Her ayrıntısının planlanmasına akademisyenlerin ve uluslararası uzmanların da katıldığı ifade edilen bu çalışma tüm paydaşların görüşü, katkısı, eleştirisi alınmadan neden damdan düşercesine açıklanmıştır? Sözü edilen akademisyenler ve uluslararası uzmanlar kimlerdir?

Bilim derslerini, gençlerin kültürel ve bedensel olarak geliştirecek dersleri seçmeli yapıp, din dersini zorunlu kılmanız nasıl bir bilimsel mantığa dayanmaktadır? Eğitimde geleceği yakalamak için öncelikle yapılması gereken, bilimsel anlayıştan uzak vakıf, cemaat, dernek gibi gerici yapıların eğitime müdahalesini önlemek, okulların fiziki şartlarını geliştirmek ve eğitimin esas paydaşlarıyla işbirliği geliştirmek olmalıdır. Fırsat ve imkan eşitliğine dayalı, bilimsel ve objektif kriterleri içeren bir eğitim modeline geçilmelidir.”