Her yıl dini ve milli olmak üzere bayramlar kutluyoruz.
Ancak dini bayramlarını aslına uygun değerlendirip, kutluyabiliyor muyuz acaba?
Bana sorarsanız hayır.
Yarın Kurban Bayramı'nın başlangıcı. Dört gün sürecek bu mübarek bayramda hayvanlar eziyetsiz kesilebilecek, fakir-fukaralara yapılacak yardımlarda dinimiz icabı gereken hassasiyet gösterilecek mi?
Her kurban bayramında vicdanlarımız sızlıyor, yüreklerimiz yanıyor. Önceki kurban bayramlarında televizyon kanallarında yer alan kurban kesimleriyle ilgili haberleri seyrettiniz mi?
Kurban edilecek hayvanlar gösteriş yapmak isteyenler tarafından tam bir işkenceye tabi tutulmakta. Büyükbaş kurbanlıklar vinçlerde asılmakta, boyunlarına bıçak saplanmış hayvanlar-kurbanlıklar yerlerde sürüklenmekte. Halbuki kurban keserken uyulması gereken kurallar var.. Kurban edilecek hayvana hiçbir zaman eziyet edilmeyecek, acı çektirilmeyecek.
Peygamberimiz şöyle uyarıyor;
“Kurban keserken İslâmın, bütün mahlukâta şefkat, merhamet ve ihsan prensibini unutmamalıyız.”
Ama ilgililer yıllardır hayvanlara-kurbanlıklara yapılan işkenceler konusunda tedbir almıyorlar.
Peki kesilen kurban İslâma göre nasıl dağıtılacak?
Kurban edilen hayvan üçe bölünecek. Bir parçası kurban kesen ailenin, ikinci parçası hısım-akrabanın ve üçüncü parçası da çevremizdeki yardıma muhtaç kimselere verilecek. Böylece kurban kesen kişi hem ibadetini ifade edecek hem de akraba çevresini ve muhtaçları sevindirmiş olacak.

İSTİSMARA DİKKAT!


Hepimiz biliyoruz ülkemizde her ay et yiyemeyen milyonlarca yurttaşımız var. Ama son 15 yılda hortlayan bir takım sözde yardım kuruluşları insanların yardım duygularını istismar etmekte ve bu yolla zengin olmakta. Bu sözde yardım kuruluşları toplanan yardımları güya yabancı ülkelerdeki fakir-fukaraya dağıttıklarını iddia ederek aralarında paylaşmaktalar. Bu nedenle yardım istiyen kuruluşlara çok dikkat etmek gerekiyor.
Yardım yapıldığını iddia edilen ülkelere gidin ve halkına; “Türk kimdir-Türkiye nerededir?” diye sorun kimse bilmez. Yabancılar için yardım toplama köşe dönmede kolaylık sağlıyor. Çünkü kimse toplanan yardımın ve dağıtımın miktarını bilemiyor.

BİR FOTOĞRAF VE HİKAYESİ


Gazeteci Kevin Carter, Afrika'da zayıflıktan ölmek üzere olan siyah küçük kız çocuğu ile, onun arkasında durup çocuğun ölmesini bekleyen aç akbabanın fotoğrafını çeker.. Ve bu fotoğraf, 1994 yılında fotoğraf dalında Politzer ödülü kazandırır Kevin Carter'e...
Ama ödülü aldıktan üç ay sonra intihar eden Carter, intihar öncesi yazıp bıraktığı mektubuna şu satırları yazar: “O çocuğu kurtarabilirdim! Makinamı bırakıp, onu kucağıma alıp yardım çadırına götürebilirdim. O an sadece gazeteci olduğumu düşünüyordum. Şimdiyse önce insan olduğumu...”