İzmirli kimyager Gizem Özçiçek'e (37), henüz 1 haftalık evliyken meme kanseri teşhisi konuldu. Balayında aldığı bu habere rağmen çocuk sahibi olma hayalinden vazgeçmeyen Özçiçek, embriyolarını dondurdu. 7 ay süren tedavisinin ardından sağlığına kavuşan Gizem Özçelik, 2 yıl içinde anne olmayı planlıyor.

Aliağa'da özel bir şirkette çalışan kimyager Gizem Özçiçek, Fırat Okan Özçiçek (42) ile 3 Mayıs 2018 günü nikah masasına oturdu. Çocuk sahibi olma hayalleri kuran çift, balayında hayatlarının şokunu yaşadı.  Henüz bir haftalık evli olan Gizem Özçiçek'e meme kanseri teşhisi konuldu. Genç kadın, İzmir Kent Hastanesi'ne başvurdu. Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Ömer Harmancıoğlu tarafından 5 Haziran 2018 günü ameliyat edilen Özçiçek, doktorların önerisi üzerine tüp bebek yöntemiyle elde edilen embriyolarını dondurttu. Kemoterapi ve radyoterapi tedavisi nedeniyle dökülen saçlarına yeniden kavuşan ve hayata sıkı sıkı tutunan Özçiçek, erken teşhisin önemine dikkat çekerek, kadınlara, "Kendinizi muayene etmeyi sakın ihmal etmeyin" uyarısında bulundu.

Göğsünde eline gelen şişlikten şüphelendi

Kanser Haftası'nda hikayesini anlatan Özçiçek, eşiyle 5 yıl flört ettiklerini belirterek, şunları söyledi:

"Aile kurmak, çocuk sahibi olmak planlarımız vardı. 3 Mayıs'ta evlendik, bir hafta sonra bu hastalıkla karşılaştık. Hayatın bize sürpriziydi. Planlarımız değişti, bambaşka bir sürece girdik. Kendi kendime el kontrolü yaptığım bir dönemdi. Elime bir kitle geldi, bir süre bekledim 'acaba geçer mi' diye. Geçmediğini gördüğümde doktora gittim. Çünkü halihazırda çocuk planlarımız vardı. Biliyordum ki hamilelik sürecinde hormonlar sayesinde kitle çok hızlı büyüyor. Bunu engellemek açısından o küçük soru işaretini değerlendirdim ve doktora gittim. Her şey çok hızlı gelişti, bir saat içinde teşhis konuldu. 3 Mayıs'ta evlenmiştim, 5 Haziran'da kendimi ameliyatta buldum. Kitle alındı ve temmuz ayında da kemoterapi süreci başladı. Kemoterapi süreciyle 'Evet ben kanser hastasıyım' dedim. Ama hayat güzeldi, önümde bambaşka planlarım vardı. Daha anne olacaktım, eşim baba olacaktı. Ameliyattan sonra ilk işlemimiz embriyo dondurmak oldu. Şimdi onlar bizi bekliyor, yaklaşık bir sene sonra hamilelik işlemlerine başlayacağız. Her kadın gibi benim de hayalim evlenip, anne olmaktı. Fakat bu hastalık süreci bunu erteledi. Ama tıp benim hayallerimi destekledi. Embriyo dondurma yöntemiyle belki bir, iki sene sonra anne olabileceğim. En büyük hayalim sağlıklı bir şekilde bu hayatı sürdürmek ve Allah nasip ederse de bir evlat sahibi olmak."

'Hayatı hiç bırakmadım'

Tedavisinin 7 ay sürdüğünü, 6 kür kemoterapi aldığını sözlerine ekleyen Gizem Özçiçek, "Yaklaşık 5 ay önce tedavim bitti, yeniden işe, hayata döndüm. Bu süreçte hiç yalnız kalmadım, kendimi hayattan hiç soyutlamadım. Örneğin meditasyon, kendi kendime telkin, dua etmek, sevdiklerinle vakit geçirmek, hayatın sana bir hediye verildiğini idrak etmek, bu hayatta anı yaşamanda çok faydalı oluyor. Hastalığım ve tedavim sürecinde sevdiklerim ve beni sevenler için kendimi motive ettim ve hiç bırakmadım. Eşim her an yanımdaydı, güç verdi, destek oldu. Daha bir haftalık evliyken karşımıza çıkan bu hastalıkta el ele mücadele ettik, başardık, ona çok teşekkür ediyorum" dedi.

'Bu mesaj önemli'

Özçiçek, hemcinslerine de "Vücutlarıyla barışık olmalarını, onu tanımalarını öneriyorum. Bende neler oluyor diyerek utanmadan sıkılmadan, kendileriyle bir baş başa kalıp, 'vücudumda neler var, neler oluyor' diye düşünmeleri ve test etmeleri gerekiyor" uyarılarında bulundu. 

Genç hastalarımıza öneriyoruz

Kent Onkoloji Merkezi Koordinatörü Prof. Dr. Rüçhan Uslu da kemoterapi öncesinde önem verdikleri konuların başında hastaların üreme sağlığının geldiğini söyledi. Genç evli hastalara Gizem Özçiçek de olduğu gibi embriyo dondurma önerisinde bulunduklarını belirten Prof. Dr. Uslu şöyle konuştu:

"Bazı kanserler genç yaştaki insanlarda da görülebiliyor. Ve kanser tedavisindeki başarılar nedeniyle uzun yıllar insanlar yaşıyor. Bu nedenle insanların çocuk sahibi olma isteklerini de göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Hastanemizde şöyle bir yol izliyoruz. Eğer kişi evliyle kemoterapi öncesinde embriyo, eğer evli değilse erkeklerde sperm, kadınlarda yumurta saklama yoluna gidiyoruz. Böylelikle ileride oluşabilecek üreme sağlığı problemlerinde bu saklanmış olan spermler ye da yumurtalar veya  embriyo kullanarak sağlıklı çocuk sahibi olmalarını sağlıyoruz. Hastamıza da embriyo saklamasını önerdik, tüp bebek merkezimizle işbirliğine gittik, yeterli embriyo elde edilerek saklandı, ardın hastamıza kemoterapi uygulandı. Bu şekilde olası kısırlıkta olası bir çocuk sahibi olamama probleminin de önüne geçtik."