Haber/ Didar DEMİRCİ

Merkez Üssü Yunanistan’ın Sisam Adası olan 30 Ekim depreminde yıkılan binalardan biri de Yağcıoğlu Apartmanı'ydı. Depremin ardından yıkılan apartmanların yapımında sorumlu olanlar ve apartman yöneticileri yargı karşısına çıktı. Mahkemeye çıkanlardan biri de 1981-1992 yıllarında İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkanı olan Orhan Ayber oldu. Fenni mesuliyetten 17 gün boyunca gözaltında kalan Ayber, 6 Ekim’deki duruşmaya sağlık sorunları nedeniyle katılamadı.

'2000 ÖNCESİ YETKİ YOKTU'

Yıkılan binaların inşa edildiği dönemi değerlendiren Ayber, “2000 yılından sonra gelen Yapı Denetim Kanunu'nda mühendislere verilen yetki o yıllarda yoktu. Mühendisler fenni mesul oldukları binaları denetlemek isteseler dahi inşaatlara girmeleri büyük çoğunlukla istenmez ve izin verilmezdi. İnşaata girildiğinde de yapılabilecek tek kontrol demir sayımı olabilirdi. Demir ve beton kalitesini ölçecek laboratuvarlar yoktu. Sadece o zamanki adıyla Bayındırlık İl Müdürlüğü’nün ve İnşaat Mühendisleri Odası’nın laboratuvarları vardı. Bunlar da genellikle tartışmalı konularda çalışırlardı. Asla İzmir’in tamamına yetecek malzeme ve ekipmanları yoktu. Böyle bir alışkanlık ve zorunluluk da yoktu. Hatta hiç kimsenin aklına gelmezdi” diye konuştu. Öte yandan 2000 öncesi kaliteli demir, çelik ve betonun üretileceği koşulların olmadığını söyleyen Ayber, “1975 yönetmeliği ile inşaat mühendislerini ve müteahitleri suçlayan kurumların (İTÜ ve DEÜ) bilirkişileri nedeniyle boşu boşuna bedel ödüyoruz” dedi.

'HAKSIZ YERE TUTUKLULAR'

Yargılanma sürecinde inşaat mühendislerini ve müteahhitleri suçlayan bir raporun hazırlandığını dile getiren Ayber, söz konusu raporu hazırlayan kişilerin kitaplardan bu işi öğrendiğini, konuyla alakalarının sadece kitaplarla sınırlı olduğunu vurguladı. Ayber, sözlerine şöyle devam etti: “Müteahhitlerin ve özellikle de mühendislerin bir suçu yok. Bayraklı’nın da zemin yapısı son derece kötü. Eskiden Bayraklı tamamen yemyeşil ve sulak alandı. İçinden dere akıyordu. Oraya imar izni verildi, ondan sonra belediyeler onayladı. Bu, o dönemde İzmir’de nüfus artışının çok yoğunlaşmış olmasından dolayı yapıldı. Ucuz yerler aranıyordu. Sonra bu inşaatlar tamamlandı, onaylandı, oturma izni verildi. İnsanlar oraya taşındılar. Ondan sonra müteahhidin ve mühendislerin hiçbir şekilde o binaları kontrol etme yetkisi yok. Müteahhitlerden ve inşaat mühendislerinden sonra da o binaların hemen hemen hepsinde kolonlarla kirişlerle oynanmış.”

Depremde binaların yıkılmasından müteahhitler ve inşaat mühendislerinin sorumlu tutulduğuna dikkat çeken Ayber, “Haksız yere tutuklular. O bölgeye imar izni verenler, o bölgede insanların oturmasına izin verenler sorumludur” ifadelerini kullandı.