Haber/ Didar DEMİRCİ

Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), geçtiğimiz gün İzmir'in Menderes ilçesinde 4,3 ve 4,2 büyüklüğünde iki ayrı deprem meydana geldiğini rapor etti. Söz konusu depremlere ilişkinse uzmanlardan iki farklı görüş geldi. Depremin ardından sosyal medya hesabından paylaşımda bulunan Prof. Dr. Naci Görür, “Kısa bir süre önce İzmir yarımadasında, muhtemelen Tuzla fay zonu ile ilgili büyüklüğü 4’e varan depremler oluyor. Hatırlarsanız, İzmir depreminden sonra yarımadadaki fayların belli ölçüde yüklenmiş olabileceğini belirtmiştim. Tahminim bu depremler böyle bir olayın sonucu” demişti. Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir ise art arda meydana gelen depremlere ilişkin şu yorumu yapmıştı:

“Sisam depremi sonrası, bölgede 5 binin üzerinde deprem aktivitesi oldu. Bunun önemli bölümünü artçı olarak değerlendiriyoruz. Ancak bugün yaşanan depremler, Kuşadası Körfezi'ni sınırlayan, Gümüldür Fayı ve Tuzla Fayı olarak adlandırdığımız yerde oldu. Bu iki fayın tetiklendiğini değerlendiriyoruz. Özellikle Gümüldür Fayı birkaç bin yıldır yıkıcı bir deprem üretmemiş. Fakat fayın uzunluğuna ve geçmiş jeolojik özelliklerine baktığımızda 6.8 şiddetine kadar deprem üretme potansiyeli olduğunu görüyoruz. Tuzla Fayı ise 1992'de 6 şiddetinde bir deprem üretmişti. Doğanbey- Ürkmez hattında hasarlara neden olmuştu. Tuzla Fayı'nın da 7 büyüklüğünde deprem üretme riski var. Zaten Sisam depremi sonrası bölgede ciddi ölçüde sıcak su çıkışları oldu. Yine de şu an 4 büyüklüğündeki depremlerin herhangi bir tehlike yaratacağını düşünmüyorum. Bu fayların büyük deprem üretme zamanıyla ilgili bir şey söyleyemem. Ama belli bir zaman sonra mutlaka büyük bir deprem üretecektir.”

Deprem Uzmanı Prof. Dr. Zafer Akçığ ise son depremlere ilişkin sorularımızı yanıtlayarak, fayların aktifliğine dikkat çekti. Akçığ, depremin yıkıcı etkisini yaşamamak için bölgesel zemin etüdü araştırmaları yaparak, elde edilen veriler ışığında yerleşim yerlerinin planlanması gerektiğini söyledi.

Olayı izlemek lazım

Akçığ, “İrili ufaklı çok fazla depremin olduğu ilk bahar aylarının sonlarını yaşıyoruz. Bu da bunların arasında gelebilen bir deprem olabilir. Bir tahminde bulunmayı ben doğru bulmuyorum. Tuzla Fayı 1928’de Torbalı depremini üretmiş bir fay! 6 küsur 7’ye yakın bir deprem üretti. Torbalı’da 30 -40 civarında bir yıkıntı oluşturdu ama öyle aman aman bir hasar yaratmadı. Doğrultu atımlı bir fay ki bu fay aynı zamanda İzmir Körfezine kadar uzanan, İzmir fayıyla kesişen bir fay. Ama dediğim gibi artçıdır, şudur demek için hemen bir günlük yaklaşımla bu fikirleri öne sürmek bana doğru gelmiyor. Yani olayı izlemek lazım. Şu anda aktif bir dönemdeyiz. Bugün sizlerin, bizlerin duyamadığı ancak aletlerin kaydettiği 1’den 4’e kadar olan mikro deprem diye tabip ettiğimiz çok sayıda deprem oluyor. Belki de onlardan biridir. Yolunu şaşırmış bir deprem olabilir” dedi.

Öte yandan İzmir için Büyükşehir ve AFAD’ın talepleriyle 2014 yılında TÜBİTAK destekli büyük bir zemin etüdü raporu hazırlandığını hatırlatan Akçığ, rapor için taahhüt edilen sözlerin bir an önce yerine getirilmesini söyledi.