Barış Bildirisi'ne imza attıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan akademisyenlerin ilk duruşması bugün İstanbul'da görülecek. KESK, TMMOB ve TTB, duruşma öncesi akademisyenlere destek çağrısında bulundu.

Haber / Umut KARAKOYUN

Doğu ve Güneydoğu'da yaşanan çatışmaların son bulmasını isteyen ve Barış Bildirisi adını verdikleri bildiriye imza attıktan sonra, açığa alınan veya görevlerinden ihraç edilen daha sonra da haklarında 'terör örgütü propagandası' yapma suçundan soruşturma başlatılan 136 akademisyenden 10'u, bügün İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde hakim karşısına çıkacak. Akademisyenlerin duruşması öncesi Eğitim-Sen Üniversiteler Şubesi'nde basın toplantısı düzenleyen; KESK İzmir Şubeler Platformu, TMMOB ve TTB, barış imzacısı isimlere destek verilmesi çağrısında bulundu. Basın metnini okuyan Eğitim Sen İzmir Üniversiteler Şube Başkanı Ulaş Yasa, barış talebinin yargılanamayacağını ve imzacı akademisyenlerin üniversitedeki görevlerine geri döneceğini söyledi. Akademisyenlerin bu toplumun aydınları ve gerçek akademisyenleri olduğunu kaydeden Yasa; “Barış gelsin diye imza atmışlardır. Anayasanın 26. maddesine göre de bu hakları güvence altındadır. Üstelik hiçbir tehdide pabuç bırakmamış, imzalarının arkasında durmuşlardır” dedi.

BU SUÇA ORTAK OLUYORUM

akademisyen-manset-(4)Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikasi (SES) Şubesi Eş Başkanı Fatih Sürenkök ise; “Bizi yönetenler de birgün halka hesap verecek. 'Cahilleri seviyorum' diyen insanların YÖK'ün yönetiminde olduğu günler geride kalacak. Barış Bildirisi'ne imza atanlar hakkında soruşturma başlatıldığı zaman Bayraklı Adliyesi'ne giderek, 'Biz de bu suça ortak oluyoruz' diye müracat emiştik. Bir kere daha söylüyorum, ben ve sendikam da bu suça ortak oluyoruz” dedi. TMMOB İKK Sekreteri Melih Yalçın da açıklama yaptı. Barış akademisyenlerinin yalnız bırakılmaması gerektiğini vurgulayan Yalçın; “Şuana kadar Türkiye tarihinde görülmemiş devlet zulmü ile karşı karşıyayız. Bu kadar akademisyenin bir bildiriye imza atmaları onları çok korkutuyor. Devletin bu tepkisine hep birlikte cevap vermeliyiz. Çoğu arkadaşımız direndi ve biz bugün direnen arkadaşlarımızın yanında olmalıyız. Bu davalar siyasi bir cephedir. Bütün vücudumuzla bu davalara yüklenmemiz ve devlete gereken cevabı vermemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. TTB Merkez Konseyi Üyesi Funda Obuz ise şunları söyledi: “Hiç bir şekilde çatışmaya neden olmayan bu talebin sonunda insanların işlerinden, özgürlüklerinden olması, dünyanın hiç biryerinde görülmedi. Bu karanlıklar bir şekilde son bulacak.”