Hükümet memur ve memur emeklilerine 2020 yılı için ilk altı ay için yüzde 3.5 oranında zam teklifinde bulunmuştu. Hükümetin teklifi üzerine emek örgütlerinden tepkiler gelmeye devam ediyor.

Demokratik Sağlık Sen İzmir İl Başkanı Ahmet Doğruyol'un yaptığı açıklamanın tam metni söyle;

​Yaklaşık 5 Milyon Memur ve Memur Emeklisi Mevcut Hükumet tarafından yok sayılmaktadır.

Memur ve memur emeklilerinin maaş artışları için her iki yılda bir yetkili konfederasyonla mevcut hükümet arasında yapılan sözde toplu sözleşmelerde, 4 kez izlediğimiz tiyatronun 5. perdesi açılmış olup, memur ve memur emeklileri olarak seyre başladık.

Yetkili sendika; Haziran ayı enflasyonun %20 (19.88) olduğu şu ortamda 2020-2021 yılı toplu sözleşmesinde ilk yıl yüzde 8+7, ikinci yıl yüzde 6+6, yani mevcut enflasyonun altında zam talebinde bulunmasıyla zaten gömleğin düğmesini baştan yanlış ilikleyerek işe başlamıştır.

Yetkili konfederasyonun yetkili olduğu 2009 yılından bu yana memurlar toplumun diğer kesimlerine göre toplu sözleşmelerden kazançla değil, zararla çıkmışlardır.

Mevcut yetkili konfederasyon ile mevcut hükumet arasında her iki yılda bir yapılan toplu sözleşmelerde, sözde enflasyon oranlarında alınan zam oranlarıyla memurlar diğer çalışan kesimlere göre ekonomik kayba uğramışlardır. Bunun sorumlusu da, varlık sebebi mevcut hükumet olan yetkili sendikadır.

Sözde enflasyon oranında alınmış olan zam, sıfır zam demektir. Enflasyon oranında alınmış olan zam, aldığınız maaşı enflasyon karşısında koruma çabasıdır ki, mevcut hükümetin açıkladığı enflasyon oranıyla reel enflasyon oranı arasında dağlar kadar farkın olduğunu da ülkemizde bilmeyen yoktur.

Yetkili ama etkili olamayan mevcut konfederasyon, zaman zaman toplu sözleşmelerde enflasyon farkını bile unutmuş, bazı yıllarda hükümetin verdiği zamdan daha az maaş zammına imza atarak bırakın Türkiye’yi dünyada sendikacılık tarihine kara bir leke olarak geçmiştir.

Memur Sen Genel Başkanı Ali Yalçın 2017 yılı toplu sözleşmelerinde, Sayın Cumhurbaşkanımıza hitaben “zammı milletin adamı versin” demiş ve mevcut hükümetin karşısında hiçbir varlık gösteremediğini kendisi ifade etmiştir. Adeta; davul bizde ama tokmak hükumette söylemini doğrulamıştır.

Hükumet tarafından; memur ve emekliye 2020 için 3,5+3, 2021 için ise, 3+2,5 zam teklif edilmesi 5 milyon memur ve memur emeklisine hakarettir.

Bizim icazetle iş yapan, siyasi partilerin emir eri olan sendikalara değil, hak, hukuk, adalet ve liyakat diyen, memurun hakkını hukukunu savunan sendikalara ihtiyacımız vardır.

Son zamanlarda yaşanan ekonomik sıkıntılardan dolayı memurlar alım gücünün neredeyse %50 sini kaybetmişlerdir.

Yetkili sendikanın talebiyle hükumetin teklifinin uzaktan yakından bir ilgisi de yoktur.

Yetkili sendika, 2020 için 8+7+200 TL istemiş, gelen teklif 3,5+3.Oransal talebin -8,5 gerisinde, seyyanen istenen 200 TL ve 3 puan refah payı ise ortada yok. 2021 için 6+6’ya karşı, 3+2,5, talebin -6,5 gerisinde %2 refah payı yine hiç ortada yoktur.

Hükumetin teklifine yetkili sendika kabul etmediğini açıklamıştır. Yapılan teklife kabul etmediğini herkes söyleyebilir. Önemli olan karşılığında ne yapacağınızdır. Teklifi kabul etmiyoruz deyip, geçmiş yıllarda olduğu gibi yine hükumetin 0.5’lik maaş zammı artışına imza atacak mısınız? Atmayacak mısınız?

Tiyatronun 4 perdelik bölümünde bir duruş sergilemediniz. Memuru pazarladınız.

5. Perdede ümidimiz yok ama, azda olsa bir duruş bekliyoruz.

Maaş zamlarının pazarlığını elbette yapalım. Yapalım ama enflasyon artı huzur payı diye pazarlığa başlayalım.

Ancak zam pazarlığının yanında;

Memurun kaybolan itibarını, vergi dilimleriyle artmayan düşen maaşları, 3600 ek göstergeleri vb. konuları da konuşalım.

Devleti memur temsil eder. Bundan dolayıdır ki; Soyut olan Devletin, somut varlıkları olan memurlarımızın itibarını koruyalım.

Memurlarımızı cüzdanlarıyla vicdanları arasına sıkıştırmayalım.