Röportaj / BURCU ŞAHİN

Hani bazı insanlar vardır ya, sessiz sakin, işinde gücünde, ama tanıdıkça çok farklı yönlerini keşfedersiniz. Buzdağı misali, asıl kısmı suyun altındadır. İşte o da onlardan biri… Murat Sayın bir tıp doktoru, hem de endoskopik omurga cerrahisi alanında ülkemizin sayılı beyin cerrahlarından. Ameliyathanedeki uzun ve yoğun çalışma saatlerinden sonra kuş sesleri arasında yeşilde huzur buluyor desem de inanmayın, çünkü o yorgunluğunu ancak adrenalin sporlarıyla atabiliyor. Uzun yıllardır sporla ilgilenen başarılı cerrah, windsurf, hydrofoil kitesurf, wingsurf, snowkite, kayak gibi sporları her fırsatta yapıyor ve “Bu hayata bir kez geliyoruz, dolu dolu yaşamak lazım” felsefesi ile dünyayı geziyor.

Bel ve boyun fıtığı gibi uzun süren ve iyileşmesi güç diye bildiğimiz omurga ameliyatlarını “tam kapalı” denen özel bir teknikle yapıp, ameliyattan birkaç saat sonra taburcu eden Doç. Dr.Murat Sayın ile hem yaşam felsefesi hem de ülkemizde nadir yapılan bu “tam kapalı omurga” cerrahisi hakkında konuştuk.

Murat Bey, bize kendinizden söz eder misiniz?

1975 yılında Hollanda’da doğdum. Babamı 7 yaşındayken kaybettim. İlkokulu orada bitirdikten sonra 12 yaşında annemle Türkiye’ye döndük. Liseyi İzmir Atatürk Lisesi’nde okudum. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 2000 yılında mezun oldum. Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Fizyoloji doktorasına başladım ardından Celal Bayar Üniversitesi Beyin ve Sinir Cerrahisi’nde uzmanlık eğitimimi tamamladım. Yurt içi ve yurt dışında farklı merkez ve hastanelerde akademik ve mesleki kariyer yapma fırsatım oldu. Geçtiğimiz yıl İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin Cerrahi Kliniği’ndeki görevimden ayrılıp, Alsancak’ta özel muayenehanemi kurarak, hastalarıma burada hizmet vermeye başladım.

Doktorluğu seçmenizin özel bir sebebi var mıydı?

Başarılı bir öğrencilik dönemim oldu, hatta fizik olimpiyatlarına falan katılıyordum. Annem hep doktor olmamı istemişti. Bir de beni evlatlarından ayırmayan dayım Prof.Dr. Şakir Fadıloğlu ve yengem Prof.Dr. Meral Fadıloğlu doktordu. Sanırım tıbbı seçmemde bunlar etkili oldu.

Akademik geçmişinize baktığımızda oldukça uzun, ama özetleyecek olursanız, neler söylersiniz?

Ankara Üniversitesi Beyin Cerrahisi Kliniği’nde 6 ay çalıştım. İsviçre’de Prof.Dr. Hansjoerg Lue yanında minimal invaziv omurga cerrahisi ve endoskopik cerrahi eğitimi, ABD’de Miami Üniversitesi’nde Prof.Dr. Micheal Wang ile endoskopik omurga girişimleri ve Prof.Dr. Jacques Morcos ile endoskopik beyin girişimleri alanında çalıştım. Budapeşte’de Prof.Dr. Peter Varga ile omurga tümörleri alanında ileri eğitimlerimi tamamladım. Uzmanlık eğitim sürecinde Avrupa Beyin Cerrahları Birliği (EANS) sertifika programına kabul edilerek, 4 yıllık sertifika programını tamamladım.
Avrupa Birliği’nde geçerli olan Avrupa Beyin Cerrahisi Board, Avrupa Omurga Cerrahları Birliği (Eurospine) sertifika ve sınavlarını tamamlayarak European Spine Diplomasını almaya hak kazandım. 2011 yılından beri ISIS (Uluslararası Omurga Girişim Derneği) üyesi olarak tüm omurga ağrılarına enjeksiyon tedavileri uygulamaktayım. Ulusal ve uluslararası birçok kongre, kurs ve sempozyumda konuşmacı ve eğitmen olarak görev aldım. Akademik çalışmalarım birçok ulusal ve uluslararası dergi ve kitaplarda yayımlandı. Türk Nöroşirürji Derneği, Türk Omurga Derneği, EANS, ISMISS (Uluslararası Minimal İnvaziv Omurga Girişimleri Derneği), WESS (Dünya Endoskopik Omurga Derneği) ve Eurospine üyesiyim.

Beyin cerrahisi gibi uzun ve stresli çalışma saatleri olan bir işten sonra, kendinize kalan zamanlarda yine adrenalin sporlarını tercih etmenizin bir nedeni var mı?

Kendimi bildim bileli, hayatımda spor hep vardı. Lise dönemlerimde tenis oynardım. Zamanla hayatıma surf girdi sonra kayak, derken bu sporların daha adrenalinli türlerine geçmeye başladım. Aslında adrenalin sporlarıyla yaptığım iş birbirine benziyor. Çünkü cerrahi de yüzde yüz konsantrasyon ve odaklanma gerektiriyor. Hasta size emanet, dikkat dağınıklığı vs. kaldıracak bir alan değil. Aynı şekilde adrenalin sporlarında da başka hiçbir şey düşünmeden tamamen yaptığınız spora odaklanmanız gerekiyor. Yoksa sakatlanma ya da hayati risk olabilir. Sanırım ikisinin de bu ortak yönünü seviyorum.

Genelde bu sporları nerelerde yapmayı seviyorsunuz, gittiğiniz farklı ve özel rotalar oldu mu?

Genellikle Alaçatı ve Urla Gülbahçe’de su sporlarını yapıyorum. Snowkite (paraşütle kayak) için Norveç’e, snowboard için Avusturya’ya, kayak için de İtalya’ya gidiyorum.

Spor dışında hayatınızda başka neler var, hayat felsefeniz nedir?

Bir kısmıyla hala yakın görüştüğüm ve çok sevdiğim üniversite arkadaş grubumuzun felsefesi YOLO (You Only Live Once) idi. Şu hayata bir kez geliyoruz ve gerçekten de dolu dolu yaşamak gerektiğini düşünüyorum. O nedenle hayatı ertelememek gerek. Zamanımı mümkün olduğunca dolu dolu geçirmeye çalışıyorum.

Evliyim, 14 yaşında bir kızım var, eşim de meslektaşım. Pandemi öncesinde fırsat buldukça seyahat ediyorduk. Uzak Doğu, Avusturalya ve Güney Amerika ülkelerine henüz gidemedim. İlk fırsatta bu kültürleri de keşfetmek istiyorum.

FITIK AMELİYATLARI

Biraz da uzmanlık alanınızdan bahsedecek olursak, endoskopik omurga cerrahisi hakkında bilgi verir misiniz?

Tıp dünyasında cerrahideki son trend “full endoskopik” de denen tam kapalı cerrahi. Tabii bu alanda özel cihaz ve ekipmanlar ile eğitim ve tecrübe şart. Özellikle beyin ve sinir cerrahisi gibi son derece hassas bu alanda tam kapalı yöntem, hem hastaya hem cerraha büyük konfor sağlıyor.

Tam kapalı teknik sayesinde, özellikle bel ve boyun fıtıkları, kanal daralması iyileşme süreci uzun süren ameliyatlar artık birkaç saat içinde taburcu olunup, birkaç gün içinde de işinize dönebileceğiniz hale geldi.

Bel fıtığı çok yaygın bir durum ve hastalar genelde ameliyat olmak yerine uzun bir süre ameliyatsız tedavi yöntemlerine, hatta alternatif yöntemlere başvuruyor. Sizce bunun nedeni ne? Her bel fıtığı hastası ameliyat olmalı mı?

Bel ağrısı toplumda oldukça yaygın olarak görülen bir ağrı türü. Hemen herkesin hayatının belli bir döneminde çektiği bu ağrının çoğu zaman bel fıtığından kaynaklandığı sanılsa da istirahat ve bazı önlemlerle iyileşmesi mümkün olabiliyor. Bazı hastalar ise tam tersi, ancak ameliyatla iyileşebilecek bir bel fıtığı sorunu yaşadığı halde ameliyattan kaçıyor. Uzun yatış süreleri, genel anestezi riskleri, ameliyat komplikasyonları ya da iş-eğitim vb. günlük hayatın aksaması, bunun en önemli sebeplerinden.

“Full endoskopik diskektomi” dediğimiz, tam kapalı bel fıtığı ameliyatı, diğer kapalı ameliyat tekniklerinden farklı olarak, fıtığın olduğu bölgeye 5 milimetrelik bir kamera sistemi ile herhangi bir doku hasarı yaratmadan ulaşılıyor ve fıtık, büyük görüntüleme cihazları eşliğinde güvenli olarak çıkartılıyor. Ameliyat normal bir seyir içinde gerçekleşirse 30 ila 60 dakika arasında tamamlanıyor. Nadiren fıtığın yerine, yapışıklığına ve durumuna bağlı olarak süre az da olsa uzayabiliyor.

Peki bu sırada hasta narkoz alıyor mu?

Fıtığın yerine göre lokal, spinal veya genel anestezi uygulanıyor. Lokal anestezi ve spinal anestezide hasta uyanık ve cerrah ile iletişim halinde oluyor. Ameliyat yapılacak bölgenin uyuşturulması yeterli, bu sayede genel anestezi alamayacak kadar ağır kalp hastalarının, solunum problemleri olan astım, KOAH gibi hastaların güvenle ameliyatı mümkün. Genel anestezide ise operasyon sürecinde hastanın bilinci kapalı oluyor. Kronik hastalığı olan (kalp, şeker, tansiyon gibi) ve düzenli bir şekilde her gün ilaç alması gereken hastaların kullandığı kalp, şeker, tansiyon ve kan sulandırıcı gibi ilaçlarını kullanabiliyor. Güçlü kan sulandırıcı kullanan hastalara, birkaç gün önce kan sulandırıcı iğne ile değişiklik yapılıp ameliyat günü eski ilaçlara devam ediliyor.

2 SAAT SONRA TABURCU

Hasta ne kadar sürede iyileşip, normal hayatına dönebiliyor?

Tam kapalı bel fıtığı ameliyatında endoskopik olarak 3-5 mm’lik çok küçük bir kesiden giriş yapılıyor. Özel kameraları olan cihazlarla, anatomik boşluklar arasından süzülerek ilerleniyor, bu sayede doku hasarı sıfır, dokuya son derece saygılı bir uygulama. Fıtıklı bölgenin alınması işleminde kanama yok denecek kadar az. Hasta odasına alındıktan 10 dakika sonra yürütülüyor, 2 saat sonra da taburcu ediliyor. Açılan kesi son derece küçük, izler yok denecek kadar az. Nadiren hastanın ameliyatının seviye sayısının fazlalığı gibi duruma göre bir gün gözetim altında kalması gerekebiliyor. Hasta ameliyat sonrası yatağına gelinceye kadar herhangi bir ağrı duymuyor. Ameliyattan sonra ağrı kesici ihtiyacı da çoğunlukla olmuyor. Ağrı hissedildiği takdirde bildiğimiz klasik ağrı kesiciler kullanılabiliyor. Hastaların özellikle ilk 5 gün boyunca sakin ve ılımlı bir süreç yaşamaları iyileşme hızını arttırıyor. İlk 5 gün yemek ve tuvalet ihtiyaçları haricinde oturma önerilmiyor ancak yürümek ve yatmak serbest. Hastalar tuvalet, giyinme, yemek yeme vb. kişisel ihtiyaçlarını ameliyattan çıkar çıkmaz kendileri giderebiliyor. Ofis çalışanları 5’nci günde, ağır işte çalışanlar ise 1 ay sonra işlerinin başına dönebiliyor.

Kapalı ve tam kapalı bel fıtığı ameliyatı arasında ne fark var?

Mikro cerrahide kas dokusu sıyrılarak koparılarak, kemik dokuya ulaşılıp, kemik dokunun bir kısmı veya tamamının çıkarılmasını takiben fıtığa ulaşılabiliyor. Bu doku hasarları, hastanın ameliyat sonrası döneminde ağrı oluşturarak iyileşme sürecindeki konforunu çok fazla düşürmektedir ve sinir dokusu üzerinde yapışıklığa neden olabilmektedir. Ancak tam kapalı bel fıtığı ameliyatında kas dokusu sıyrılmaz ve kemik dokusu çıkarılmaz. Endoskopi ile anatomik boşluklardan ilerlenir. Bu sayede dokular hasar görmez ve hasta aynı gün taburcu edilerek çok az bir ağrı ile ağrı kesici kullanarak evde istirahate başlayabilir. Yüksek basınçlı su sistemi sayesinde enfeksiyon riski mikrodiskektomiye kıyasla çok daha azdır. Zamanla yara izi de gözle görünmeyecek hale gelir.

Eski yöntemle bel fıtığı ameliyatı olup yeniden fıtık oluşan hastalar, bu yöntemle tekrar ameliyat olabilir mi?

Daha önceki yıllarda eski yöntemlerle bel fıtığı ameliyatı olup, hastalığı yeniden nükseden hastalar da tam kapalı endoskopik cerrahi yöntemiyle tekrar ameliyat olabilir. Ancak bu tür ameliyatların tam endoskopik cerrahi konusunda deneyimli cerrahlar tarafından tam donanımlı merkezlerde yapılması çok önemlidir.