Güzel yurdumuzun sirk tadındaki fitbol ikliminin en üst liginde, son 45 sezondur olamamış gerçekleşememiş bir şekilde dört sezon üst üste sağ kalmayı başarıp beşinci sezona yelken açmayı başaran… Yurdun en kalabalık üçüncü şehrinin Göztepe’si, haftayı Milli maç arası nedeniyle resmi maçsız geçirdi. Altınordu ile yapılan hazırlık maçını ise Yalçın Kayan’ın golü ile 1-0 kazandı.

An itibariyle takım 5 puanda. Düşme hattında. Dolayısıyla Göztepe sistemi toparlamazsa düşmenin en baba adaylarından biri. Düşmeme puanının çok uzun zamandır maç başı 1.1 puanı geçmediğini kabul ederek 40-42 aşmayacağını ön görürsek durum sıkıntılı…

Sayın El-Maestro beş maçta dört mağlubiyet ve üç puan ile istifa eder mi beklentilerine bir nevi pes etmeyeceğini beyan ederek yanıt verdi. Sayın Bülent Buda’nın Hannibal’ı atfederek sıkça kullandığı bir söz var “Ya bir yol bulacağız, ya bir yol yapacağız.”. Bütün bunlar olurken… Sayın Başkan Mehmet Sepil ülkemiz spor yöneticilerinin ünlü “Hocanın arkasındayız…” mesajını verdi bile.

Milli maç arası El-Maestro Hocanın kafasında bir ekstra oyun aklı varsa bu bakış açısını oturtabilmek için faydalı bir süreydi.

Kendi naçizane bakış açımla taraftar bakış açılarını bir araya getirmeye çalışarak yorumlamak gerekirse. Dort deplase maçta da daha iyiydiler… İkisinde berabere kaldılar ikisinde öne geçip absürt hatalarla alabilecekleri 1 puanları verdiler… İç sahada dış sahaya göre daha az başarılı olmalarının bir sebebi takımın geçiş oyunu için programlanmış gibi olması… Takım topun rakipte olduğu anlarda özellikle Göztepe’nin çocuğu Halil Akbunar ile geçiş oyununu daha efektif oynarken… Top Göztepe’de kaldığında oyun sete döndüğünde… Kanatlardan ikiye üçe bir ile ortalar, duran top ve kanattan içe kat ederek (yine çoğunlukla Halil ile) şut ya da dikine/paralel pasla pozisyon yaratma dışında pek bir uygulama çeşitliliği namevcut. Göbekten derin top, adam eksiltme, verkaçlarla gitme gibi varyasyonlar oldukça nadir kullanılıyor iç sahada. Eldeki atak yapma üslubu açısından yaşanan bu fakirlik de ortalar isabetsiz olduğunda gol bulmanın imkânsıza yakın hale gelmesine neden oluyor.

Bir başka sorun da şu ki 8 ve10 pozisyonları için nispeten etkili Tijanic Soner ikilisi var… İkisi de 45 bilemedin 60 dakikanın üstünü çıkarmakta zorlanıyorlar. Alternatifleri Beykan Şimşek ve Yalçın Kayan... Göztepe ailesinn yeni çocuklarından Yalçın Kayan 6 numara için taraftar tabiri ile nispeten ayağı iyi bir adam izlenimi verirken 8-10 pozisyonları için şu ana kadar o kadar iyi izlenim vermedi.  Beykan Şimşek ise bu sezon için “Yoksa toparladı mı?” dedirtirken Hatayspor maçında bir ton inciri berbat etti. Yani… Soner Tijanic’den elde bir ya da ikisi olmadığında yerine koyacak adam yok… Kanatlar Baku Loucrency denenebilir mi teorik olarak evet deneniyor da… Ama bu sefer de yorulan kanatları ki onlardan da biri 60’da yorulmuş oluyor, değiştirecek adam kalmıyor.

Bir başka sorun daha önce de değindiğim gibi atanların formsuz olması. Atanların toparlayamaması demek takım açısından en iyi olasılık 1 puan anlamına geliyor. Atanların biri N’diaye… İşini bu sezon belki de en iyi yaptığı maç sonrası taraftar ile arasını atom bombaladı. Adis Jahoviç ise oldukça formsuz başladı. Henüz de toparlayamadı. Adis’i bir taraftar olarak çok severim kendi adıma… Lakin bu sezon ilk onbir ya da yandan katkısı çok sınırlı oldu. Oyunda takım mağlup duruma düştüğünde, yüzünde biz taraftarların yüzüne benzerlik gösteren, saldırgan ve isyan eden bakışları da özler olduk. İdeye ve Ege Özkaymoğlu da süre aldığında asist gol hanesine manalı bir artı yazamadılar. 

Tutanlar da defans ile birlikte olmadık hatalarla, penaltılarla şu ana kadar sonuca etki eden bir oyun çıkaramadı Başakşehir maçı dışında.  Hep söylediğimiz gibi Göztepe gibi takımların kaleci performansı olmadan içeride de dışarıda da puan/puanlar alması imkânsız.

İç sahada daha kötü olmalarının bir sebebi de taraftar oyuncu arasındaki bağın negatife dönmesi gibi duruyor. Oyuncular iç sahadaki taraftar baskısını kaldırmıyor gözüküyorlar.

Velhasıl kelam… Sayın Mehmet Sepil pek çok Göztepeliye göre tarihin en iyi iki Başkanından biri Sebahattin Süvari ile birlikte… Sayın Sepil toplam süre olarak en uzun süre görev yapan Başkan ünvannını da aldı almak üzere. Heyhat belki de en kötü günlerini yaşıyor sportif basari olarak… Gelecek vaat eden takım kurmak belki finansal olarak Göztepe’yi kendi kendine yeten bir sistem haline getirebilmek açısından akılcı bir yöntem… Buna karşı Göztepe’nin kritik rakamı maç başı 1.2 puan… Altına düşüldüğünde, ortaya çıkan krizin yönetilmesi çok zor oluyor bu diyarda… Devre arasında var olan rotasyon kısıtlılığına çözüm bulunulması gerekiyor. Mevcut kadrodan maksimum fayda sağlanarak hücum üslupları artırılarak, absürtçe yenen gollere kırmızı kartlara katiyetle son verilerek öncelikle 15 puanın hatta tercihen 20 puanın üstünü görmek ya da görebilmek ligde sağ kalım açısından çok ama çok kritik. Aksi sonuçlarda teknik direktör değiştirme fasit dairesine tekrar girilecek gibi gözüküyor. Bunun olmamasını, Yönetim, Hoca ve takımın tez zamanda toparlanmasını diliyorum…