Haziran ayı genel olarak kan bağışı ve kan hastalıkları ile ilgili özel günlerin yoğunlaştığı bir aydır:
30 Mayıs - 5 Haziran arası Lösemi Haftası olarak, 14 Haziran da Gönüllü Kan Bağışı Günü olarak algıda farkındalık ve toplumsal duyarlılığın artması için kullanılan özel günlerdir.
Ülkemizin yıllık kan ihtiyacı, afet gibi olağanüstü durumlar hariç 2 milyon üniteye yakındır ve
Kızılay, bunun yaklaşık yüzde 75’ini karşılayabilmektedir. Kan, sanılanın aksine acil değil sürekli bir ihtiyaçtır ve gönüllülük bilincini arttırarak bir hayat kurtarmanın hazzı ve insanlık görevi tüm vatandaşlara bir empati duygusu olarak aşılanabilir. Ayrıca, Kızılay kan bağış ünitelerine gidildiğinde, 'afarez bağış formu' da doldurularak, tam kan bileşenlerinden sadece trombosit bileşenini alınıp diğerlerinin vericiye tekrar verildiği bir işlem için de gönüllü olunabilir. Afarez sonrası geçen bir günün ardından tekrar normal kan bağışı da yapılabilmektedir.
Halkımızın, kan ve doku bankalarında, gönüllülük esaslı yapmış olduğu ve çok az zamanlarını alacak bağışlar, birçok hastanın yaşamlarının kurtulmasını sağlayacağından, eşsiz bir erdemlilik örneği olarak hayatlarına anlam katacaktır.
Lösemi ise genel olarak, vücudumuzun kan hücrelerinden birisi olan ve bedenimizin mikroplar
dahil yabancı hücrelere karşı savunmasıyla görevli Lökosit (akyuvar) adı ile anılan hücrelerinin aşırı ve kontrolsüz çoğalmasını ifade eder. Erişkinlerde ve çocuklarda klinik olarak farklı seyreder, çocukluk çağının da en sık görülen kanser tiplerindendir.
Kan yapıcı kemik iliğinde aşırı çoğalan anormal akyuvar hücreleri, normal hücrelerin gelişimine
fırsat bırakmaz ve eritrosit, lökosit, trombosit gibi kan hücre fonksiyon yetersizliklerine bağlı
kansızlık, solukluk, kanama, ateş ve enfeksiyonlar görülür.
Lösemileri oluşturan bir çok faktör sözkonusudur: Radyasyon, kimyasal toksik ajanlar ve genetik
başta olmak üzere, virüsler ve kötü beslenme ilk kalemde sayılabilir.
Erişkinlerdeki sıklığı yüz binde 2 ila 4 arasında değişmektedir. Ama yaşla beraber artarak yüz binde
13’lere kadar çıkmaktadır. Halihazırda varolan kanserlerin yüzde 3 ila 5’ini lösemiler oluşturmaktadır.
Ancak 35 yaş altı kansere bağlı ölümlerin büyük çoğunluğunun nedenidir.
Akut ve kronik olarak iki alt grupta seyretmektedir ve tedavileri de farklılıklar arz etmektedir. Akut olanlarında ana tedavi kemoterapidir, şikayetlere yönelik, önleme, komplikasyon ve destek
tedavileri de oldukça önemlidir. Kemik iliği nakli, hastalarda önemli bir tedavi seçeneğidir ve
uygun vakalarda yüzgüldürücüdür. İzmir’de, Ege ve Dokuz Eylül üniversiteleri ile İzmir
Medicalpark Hastanesi KİT Üniteleri, hem ilimize hem de tüm ülkeye bu konuda yeri doldurulamaz
hizmetlerde bulunmaktadır. Dünyada yakın geçmişte 1 milyonuncu kemik iliği ve hemopoietik
kök hücre nakli başarı ile yapılmıştır. Türkiye’de henüz yıllık sayı 2 bin 500’ler seviyesindedir. Ülke ihtiyacının 3 bin 500 civarında olduğu bilinmektedir. Ayrıca kök hücre (doku bilgi) bankası ihtiyacı da oldukça barizdir ve umarız ki ülkemizin üçüncü doku bankası İzmir’e açılır.