Milli heyecanın zirve yaptığı bir takvimden geçiyoruz. Paralimpik Oyunları, Avrupa Voleybol Şampiyonası ve futbolda Dünya Kupası Eleme maçları ardı ardına oynanıyor. Futboldaki dibe çöküş her geçen gün devam ediyor. Yüzölçümü Balçova kadar olan Cebelitarık'a bile pozisyon verecek bir düzensizliğe sahiptik. Teknik Direktörümüz, rakip için "Küçük ama etkisi büyük bir takım" dediyse başka söze gerek yok. Bugün Hollanda karşısında Euro 2020'deki hezimetin bir benzerini yaşarsak şaşırmayalım. Voleybol branşı spordaki yüz akımız olarak sonuna kadar alkışı hak ediyor. Ancak manşetlerin uzağında kalan fakat yenilmez armada da olduğumuz bir branştan söz etmezsek olmak. Basketbolda ABD nasıl rakiplerine nefes aldırmıyorsa, Golbolda da milliler, son iki Paralimpik oyunlarının şampiyonu oldu. Maalesef futbol ekseninde dönen bir spor dünyamız olduğu için Golbolün dev ülkesi olduğumuzu Tokyo'da öğrendik. 2016 Rio'dan sonra ikinci  olimpiyat şampiyonluğuna ulaştı Golbol takımı. Bu branşın Ronaldo'su olan Sevda Altunoluk'u da yakından tanımış olduk. Katıldığı turnuvaların hepsinde "Gol Kraliçesi" olan Sevda, Tokyo'da da bu unvanını kimseye kaptırmadı ancak bu kez çok daha farklı bir seviyeye ulaştı. Şampiyonluk mücadelesi de dahil olmak üzere toplam 7 maça çıkan Kadın Golbol Milli Takımımız, bu müsabakalarda tam 57 kez gol sevinci yaşadı. Bu da ortalama maç başı 8 gol civarına denk geliyor. Sahaya çıktığında, kendine has, durdurulamaz sektirirerek yaptığı vuruşlarla tek başına ülkemizin bayrağını en yükseğe çıkardı. Takım arkadaşları da kendisine çok iyi destek olarak, savunmada kaleye set çekerek altın madalya sevincini bize yaşattı.

***

Karşıyaka uzun yıllardır alışık olmadığı, hatta unuttuğu bir yaz heyecanı yaşadı. Transfer heyecanı. 6 yıl sonra artık yasağı açtı İzmir ekibi. Ama ilk haftada kendisine ters gelen öyle bir rakibe denk geldi ki şanssızlığın bu kadarı diyelim. Esenler Erok laneti bu sezonun ilk haftasında da Kaf Kaf'ın yakasını bırakmadı ve İstanbul'dan 1-0'lık yenilgiyle ayrıldı. Yeni transferlerin takıma alışması zaman alacak diye klişe bir cümle kurmak pek mantıklı değil çünkü yeni transferler imza atmamasına rağmen, haftalardır takımla birlikte çalıştılar. 15 oyuncuyla yollarını ayırarak riskli bir iş yapan Kaf Kaf, hazır transfer yasağını açmışken 8 Eylül'e kadar eksik bölgelerini dolduracak takviyeler yapması gerekiyor. Yaklaşık 1 buçuk yıl sonra cumartesi günkü İçel İdmanyurdu maçıyla taraftarına kavuşacak KSK'nin 3 puanla başlaması olmazsa olmazlardan. Çünkü 2'de 0'la sezona girmek 6 yıldır ağır tramvalar yaşayan camia için iyi gelmeyebilir.

***

Galatasaray'da, maç içinde Türkiye Milli Takım futbolcusu Kerem Aktürkoğlu'na yumruk atan Brezilyalı futbolcu Marcao affedildi. Profesyonel futboldaki asıl amaç, gençlere örnek olacak faaliyetler yapmak değil midir? Sporda sadece sonuç ve başarı mı önemli olandır? Marcao'yu affettikten sonra Galatasaray üst üste galibiyetler mi alacak? Sarı kırmızılıların kuruluş amacı olan Türk olmayan takımları yenmek misyonu doğrultusunda UEFA grubunda Lazio'yu, Marsilya'yı, Lokomotiv Moskova'ya kök mü söktüreceğiz? Yoksa Marcao'ya özenen bir altyapı genci, takım arkadaşına yumruk attıktan sonra, nasıl olsa affedilirim psikolojisinde mi olacak? Hangisi daha mantıklı, hangisi daha tehlikeli.