Fevzi Efe Sekitmez / Göç İdaresi Başkanlığı’nın 5 Haziran 2025 yılında yayınladığı verilerine göre İzmir’de kayıtlı geçici koruma statüsündeki Suriyeli mülteci sayısı 108 bin. Yine aynı verilerde Türkiye’ye gelirken sınırda yakalanan düzensiz göçmenlerin sayısı ise 62 bin olarak açıklandı. Bakanlık 2018’den beri göçmenlerin kaydını İzmir, İstanbul ve Ankara’da durdurmuş durumda. Kayıt dışı çalışan göçmen nüfusu bilinmemekte. Yetkililer ise İzmir’de kayıt dışı olarak zor şartlarda çalışan göçmenlerin kenar mahallelerde saklanarak hayatını sürdürdüğünü söyledi.
GÖÇMENLER HER SEKTÖRDE KAYIT DIŞI
İzmir Göç İdare Kanaat Önderi ve İzmir Suriyeli Mültecilerle Dayanışma Derneği Başkanı Muhammed Saleh Ali, “İzmir’de kayıt dışı olanlarla tahmini 200 bin Suriyeli mülteci yaşıyor. Onlar da diğer vatandaşlar gibi zorluk yaşıyor. Genellikle kenar mahallelerde ucuz kiralarda yaşayarak İzmir’den öncelik Avrupa olmak üzere başka ülkelere geçiş için bekleyen binlerce mülteci var. Özellikle Afrikalı göçmen arkadaşlarımız, köşe mahallelerde dar sokaklarda saklanarak yaşıyorlar. Yakalanma riskine karşın çarşıya inmek ve alışveriş yapmak gibi temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyorlar. Tek umutları İzmir’den kendilerine bir yol açılması ve gitmeleri. Başka ülkelere geçmek için İzmir’i durak olarak kullanıyorlar. Tarım sektöründe Torbalı’da çadırlarda yaşayan kayıt dışı çalışan yüzlerce aile bulunuyor. İnşaat sektöründe ağır şartlar altında çalıştırılıyor. Ancak genelde binanın üst katlarında çalıştırılmıyorlar çünkü bir kaza durumunda işveren başının belaya girmesini istemiyor. Evlere temizliğe ise genellikle İzmir’de Suriyeli göçmenler gidiyorlar. Suriyeliler uzun süredir Türkiye’de bulunduğu ve kültürel olarak benzerlikler sebebi ile güven duyulan kişiler haline geldiler” diye konuştu.
Göçmenlerin haklarının yok sayıldığını belirten Başkan Ali şunları söyledi;
“İzmir’de diğer büyük illerde olduğu gibi bakanlığın kararı ile göçmenlerin kaydı durmuş durumda. Haliyle İzmir’de bulunan Afrikalı, Suriyeli, Afgan ve Iraklı göçmenlerin hepsi kayıt dışı çalışmaktadır. İzmir genellikle göçmenler için bir geçiş rotası olarak kullanılmaya çalışılıyor ancak kayıt dışı olarak çalışan çok fazla insan olduğunu da söylemem gerek. Biz Göç İdaresi ile çok kez konuştuk. Göçmenlerin kayıtları, barınmaları ve geçimleri ile ilgili çok sayıda iletişim kurduk. Ancak bir dönüş olmadı. Kaçak olarak çalışmak zorunda kalan arkadaşlarımızdan bizlere çok sayıda şikâyet geliyor, parasını alamadıklarına dair. Ancak kayıt dışı bırakılmaları sebebi ile haklarını arayabilecekleri bir durum da söz konusu değil. Hakları yok sayılıyor zaten. Sağlıkta ve ilaç bulmakta çok zorlanıyorlar. Çok şikayetçiler, aç kalanlar da var. Kiracı olarak hak sahibi olamıyorlar.”
GÖÇMENİN KADERİ ‘YARA BANDI’ OLMAMALI!
İstinye Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ayselin Yıldız şunları söyledi;
“Aslında sorun, Türkiye’de mevut sistemde kayıt dışı çalışma sahalarının bulunması ve göçmenlerin iş alanlarının da bu grupta var olması. Hizmet sektörü, tarım inşaat... Bizim vatandaşlarımızın da yoğun olduğu kayıtsız çalışılan alanlarda göçmenler de çalışmakta. İşverenin ise bu durumu suiistimal etmesi durumu söz konusu. İşveren, zaten işe ihtiyacı olan göçmenlerin çaresizliklerinden yararlanarak ucuza çalıştırıyor. Ayrıca kayıt dışı çalışan göçmenlerin güvencesiz olarak işlerine devam etmesine sebep oluyor. Özellikle 2011’de Türkiye’ye gelen Suriyeliler bu iş kollarında kayıtışız olarak çalışırken bu durum değişmeye başladı. 15 yıldır Türkiye’de olan göçmen ailelerin çocukları şimdi 15-25 yaş aralığında. Haliyle göçmen gençler artık üniversite okumak, kayıtlı olarak ve güvencesi olan işlerde haklı olarak çalışmak isteyeceklerdir. Yeni gelen Suriyeli nesil artık kayıt dışı çalışmak istemiyor. Ailelerinin kaderini yaşamak istemiyorlar.”
“ARANAN ELEMAN PROBLEMİ”
Ara eleman sorununda göçmenlerin kayıtsız çalışmasının geçici çözüm olduğunu belirten Yıldız, “Buradaki en temel sorun, aranan eleman problemi. Bazı meslek gruplarında, eğitim sisteminin nitelikli iş gücü yetiştirememesinden kaynaklı olarak, eleman bulmakta güçlük çekiliyor. Haliyle bu alanları dolduranlar, işverenin ucuz emek gücü olması sebebiyle de tercih ettiği göçmenler oluyor. Eğitim sistemi özel sektördeki mesleklere ara eleman denilen ancak benim aranan eleman diye nitelendirdiğim kişileri yetiştirmekte yetersiz kalıyor. Haliyle sistem göçmenleri bir yara bandı gibi kullanıyor. Buraları geçici de olsa doldurmak ve kayıtsız çalıştırmalarından kaynaklı olarak ucuz emek gücünü sömürmek… Ancak bu sürdürülebilir değil. Yeni gelen nesil de ailelerinin kaderini yaşayacak mı bunu bilemiyoruz” dedi.