Yapış yapış, skandallarla bezeli bir boşanma daha...

İhanet acısı, mal mülk kavgası, hakaret...

Efendi gibi ayrılmak nedir bilmemek...

Evlenmek kadar boşanmanın da doğal olduğunu kabul edemeyen taraf ya da taraflar.

Bunu yüzyılın dramı olarak görmek vs.

***

İbrahim Kutluay ve Demet Şener'in bitmek bilmez kavgası.

Daha doğrusu Demet Şener'in bitmiş evliliğini sürdürme ısrarından sonra şimdi de sonuçlanmış boşanma davasını hala sakız gibi uzatması.

İki gönül zamanında bir olur ve evlenir.

Birbirlerine sözler verirler, kalpleriyle beraber.

Aynı kaderi, aynı evi, aynı yatağı, aynı sofrayı paylaşırlar.

Birbirlerinin sevdiklerini sever, sevmediklerine beraberce tavır alırlar.

'Anca beraber kanca beraber' olmaya ikisi de bayılır.

Gece birbirlerini koklaya koklaya uyumaya, yolda illa ki el ele olmaya, yalnızca barışmanın keyfini yaşamak için ufak tefek ottan bahanelerle tartışmaya, birbirlerinin ailelerine ve arkadaşlarına şirin görünmeye çabalarlar.

Fakat her şeyin miniği sevimlidir ya, aşkların da küçüğü makbuldur.

Zaten büyüyünce hem türü hem de adı değişir: Sevgi olur, alışkanlık olur, şefkat olur, ama en kötüsü de bazen 'nefret' olur!

***

Bir zamanlar birbirleri için gemileri yakan adamla kadın, boşandıktan sonra birden, sanki o zamana kadar farketmedikleri, birbirlerinin içlerindeki yaratığı görürler.

Be adam, bu kadın sen evlendiğinde Ayşe'ydi, boşanınca Fatma olmadı ki...

Kadın aynı kadın işte...

Ya sana ne demeli kadın?

Bir zamanlar aynı yastığa baş koyduğun Ahmet, boşanma sabahı birden bire Hüseyin olmadı değil mi?

Adam da aynı adam işte!

***

Olanı size söyleyeyim; Öküz ölür, dolayısıyla ortaklık da bozulur.

Çünkü bazı evlilikler bir süre sonra, ticari ortaklığına dönüşür.

Ayrıldıktan sonra da dillerinin freni boşalır.

Suçlamalar, iftiralar gırla gider.

İlişkilerin ipliği böylece pazara çıkar.

Aşk küser, sevgiye ayıp olur...

Evlilik kurumu yıpranır.

***

Demet Şener'in suni mağdur yaratma çabasını gördükçe onun adına utanıyorum.

Gerçekten mağdur olan kadınlar adına da kızıyorum.

Evet yaşadığı kolay değildi.

Ama sevdiği adam bir başkasına aşık olup da bunu herkes bildiğinde sen ısrarla 'yoo yok öyle bir şey' derken yeteri kadar kendini yıprattı.

Bırakmak lazım bırakmak.

Giden gidiyor.

Maddi olarak hayal bile edemeyeceğin bir servete kavuşmuşsun mesela...

Hala yok nafaka, yok para dememek lazım.

Evlilik kalp işidir.

Ticari anlaşma değildir.

Bir evlilikte çocuklar da rehine değildir.

Gururun nafakası yoktur.

Budur.