Mesut Özgen. AÜ Eğitim Fakültesi'nde yıllarca beraberdik sınıf arkadaşım 55’lık bir geçmişsimiz var. Dile kolay. Mesut yıllardır yazıyor. Rekora gidiyor. Şu anda 11kitap oldu. Arkası gelir mi ? Gelir.

Arkadaşım kitaplarının bir bölümünü imzalayıp gönderdi, Ankara’dan Urla’ya. Bende size 2 kitabını, haftaya da öteki 2 kitabını özetlemeye çalışacağım.Ama önce onu tanıtayım. Mesut Özgen, 1947 İsparta-Şarkikaraağaç doğumlu. Eğitim Bilimleri'nden sonra TOAİE’de doktora yaptı.

Uzun yıllar TRT’de yapımcılık ve Eğitim Dairesi başkanlığı görevlerinde bulundu.

“Geziden Yazıya” ilginç bir yapıt.

“Uçak var,yakıt yok...Otomobil var, lastik yok...Yunanistan’daki İsparta nire, bizim İsparta nere. Bulutlara bağdaş kurup yıldızlarla nasıl oynaşılır ? Sırp öğrenci neden keşke babam siz olsaydınız” diyor...

“Yazmayı hep sevdim, gezmeyi de...” diyor Mesut.

***

“Berlin’de o duvarların yanına gittik. Her yaştan insan ellerindeki murç ve çekiçlerle duvardan parçalar koparmaya çalışıyordu. Koparılan parçalar da renkli ve yazılıydı. Çoğu genç kopardıkları bu parçaları turistlere hatıra olarak satıyordu. Bu yapılanları ülkemizde de her zaman seyrettiğimiz için oğlu da benden istemişti. Görevim... Ben de duvarlardan bazı parçalar kopartıp eve götürmeliydim. Oradaki gençlerden çekiç ve murç isteyerek görevimi yaptım. Hoş bir anı oldu benim için. Eve getirdiğim beton parçaları yıllarca, öyküsüyle birlikte ince bir kavanozun içinde konuklarımızın ilgi odağı oldu.”

“Moskova’da tuvalete gittiğimde gördüğüm manzara çok şaşırttı. Bizim bildiğimiz tuvaletler tek odada ve birbirine bitişik olur değil mi? Hayır orada öyle değil. Üç veya dört tuvalet yan yana ve açık. Küçük tuvaletler için ayrı bölüm de yok. Hepsi aynı yerde. İnsanlar burada yan yana oturarak işlerini görüyor. Ne zor ve ne garip. Acaba bana mı öyle geliyor, yoksa sistemin bir gereği de bu mu?”

“Suriye gezisini yazarken bu satırları, yıllar sonra Suriye iç savaşın içinde tarifsiz acılar yaşarken, pek çok insan yurtlarını ve yuvalarını terk etmek zorunda kalırken yazmak bana çok acı veriyor. Oysa böylesine tarih dolu, farklı mezheplerin kardeşçe yaşadığı bir coğrafyada savaş çıkaranlara ne diyebileceğimi bilmiyorum.”

Dostumun şiir kitapları da var. Bunlardan bir “Ak Öykü” şiir kitabının yazarı en zor edebiyat türü şiirdir diyor.

“Ve seni muştuladılar yavrum

Ve Akgün dedim sana

Umudum oldun,akı canlı kıldın günü yaşadın

Adın yaşantın olsun dilerim,yaşantın adın...”

Haftaya yeniden buluşmak üzere hoşça kalın dostlar.