Dış politika sorunlarımız dağ gibi. S-400 alımının ardından ABD, Akdeniz’de doğalgaz arama konusunda ise AB yaptırımları ile geriliyoruz. Bu arada Fırat’ın doğusuna yapılacak operasyon da başımızı ağrıtıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye'nin güvenliği için S-400 alındığını, Nisan 2020’de aktif olarak kullanılacağını söyledi. Erdoğan, ABD’nin F-35 vermemesi halinde başka yerlere dönebileceklerini kaydetti.

Başkan Donald Trump ise S-400 satın aldığı için Türkiye’yi suçlamadığını belirterek yaptırım konusuna da baktıklarını belirtti. Trump, Türkiye’nin S-400 almasıyla Türkiye’nin bizim modellerimizi ve hiçbir şeyimizi alamayacağını genel olarak malzeme sipariş edemeyeceğinin altını çizdi.

Bir başka sıkıntı da Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin sınır bölgesinde kurulması öngörülen “güvenli bölge”. Bu konuda ABD ile görüş birliğine varılamadı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD ile yapılan görüşmelerde duyulan rahatsızlığı belirterek bir gecikmeye tahammülleri olmadığını ve gerekirse inisiyatif kullanacaklarını, bir defa daha vurguladıklarını söyledi. Akar geçtiğimiz yıl Washington yönetimiyle müzakereler dolayısıyla rafa kaldırılmış olan “Fırat’ın doğusuna operasyon” seçeneğinin de masaya yatırıldığını belirtti.

Bu arada Kıbrıs'ın çevresinde Rum ve Türk tarafınca gerçekleştirilen doğalgaz arama faaliyetleri uzun süredir bölgede gerginliğe neden oluyor. Rusya jeolojik araştırma için Kıbrıs'ın münhasır ekonomik bölgesine yeni bir Türk gemisinin daha girdiğine dair haberlerden dolayı bölgedeki gelişmeleri endişeyle izlediklerini belirtti. Açıklamada tüm taraflara Doğu Akdeniz'de kriz ihtimalini artıracak adımlardan kaçınma ve itidalli hareket etme çağrısı yapıldı.

AB ise üyesi olan Güney Kıbrıs Rum yönetimini destekleyerek Türkiye’nin doğalgaz arama faaliyetlerini “yasa dışı” olarak nitelendiriyor ve Türkiye’yi Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarını ihlal etmekle suçluyor. Tabii bununla da kalmadılar ve  Türkiye’ye karşı ekonomik baskıyı artırma kararı aldılar. Buna göre mali yardımlarda kesintiye gidilecek. Ekonomik ve ticari ilişkilere ilişkiler askıya alınacak, ayrıca Türkiye’ye verilecek kredi desteği de gözden geçirilecek.

Sözün özü, dış politikada dikkatli olmak zorundayız.

İnönü”nün 1964'te ABD İle Kıbrıs nedeniyle patlayan Johnson Mektubu krizi sırasında söylediğini anımsayın; “Büyük devletlerle ilişkiler ayıyla yatağa girmeye benzer. Ayı sizi severken bile tırmalar.”

İşin esası ise Atatürk’ün bu sözü.Tam bu günler için; “Ekonomik bağımsızlık olmadan tam bağımsızlık olmaz.”

Haftaya yeniden buluşmak üzere hoşça kalın dostlar.