Biliyorum! Birçoğumuz hafta sonlarını iple çekiyoruz… Maça gitmek ya da herhangi bir maçı televizyondan izlemek adına… Hatta bazılarımıza, maçları izlemeden, son düdükleri ile oluşacak panoramayı yorumlamak bile çok çekici geliyor! Maçların konu edildiği şans oyunlarına dahil olmak… Üç, beş kuruş arttırmak ya da eksiltmek cebinden… Bazen kuruşlar misli misline çıkabiliyor, laf aramızda… Hal böyle olunca da tüm bunların farkına varmış olan kapital yöneticileri daha fazla maç oynatıyorlar. Biz çocuklarımız gelişsin, daha fazla alışsın diye fazla maç yaptırmaya çalışıyoruz. Hatta bu ve benzeri azlık sebepleriyle, defalarca da federasyonları eleştirmedik mi?

Kapitale geri dönelim! Fazla maç için Avrupa Kupaları ki, iki çeşit kendileri; Şampiyonlar Ligi ve Avrupa Ligi olarak… Hafta sonları kendi lig maçlarımızı izliyoruz ya da ortak oluyoruz kuponlara… Sonra, hafta içinde Şampiyonlar Ligi… Bir hafta sonra Avrupa Ligi… Bir hafta boş, ardından Türkiye Kupası… Tekrar Avrupa… Hafta sonları kendi liglerimiz devam ediyor… Bu döngü böyle sürüp gidiyor…

İşte o meşhur hafta içlerinden birini de henüz bitirdik! Uefa Şampiyonlar Ligi, son 16 turu, ikinci maçlarına sahne oldu yurt dışında statlar, ülkemizde ekranlar… Avrupa’nın en üst düzey sekiz takımı belli oldu. Bu sekiz takım içerisinden söylenebilecek iki konu önemli; bu sekizin yarısı ki dört eder; İngiliz takımı… Avrupa’nın en iyi takımları bir ara İspanyol’du. Şimdi eksen İngiltere’ye kayıyor! İkinci konu bence daha önemli; Ajax…

Futbolu sürekli takip eden okuyucularım çok iyi bileceklerdir; Ajax takımı, alt yapı hamlesi ve genç oyuncu oynatma kabiliyeti ile Avrupa’daki en iyi ilk on takımdan biri... Ve bu, dün başlattıkları bir olay değil… Benim hatırladığım, canlı gözlerle bildiğim en az otuz yıldır böyleler… Bu işin kitaplarından bakarsak belki de elli yılı aşkın bir süredir bu özelliklerini korumaktalar. Tabii ki inişler, çıkışlar olacaktır başarı anlamında… Sanırım bu yıl Onlar için çıkış yılı… Son turda İspanyolların devi Real Madrid’i saf dışı bıraktılar. Hem de yaş ortalamaları sadece yirmi iki…

Yanlış yazmadım yaş ortalamalarını… Bakınız; bu hafta İzmir yerel amatör liglerinin amiral gemisi olan Süper Amatörün son maçları oynanıyor, bugün ve yarın… Seneye, Bölgesel Amatör Lig (BAL) oynamak için Play-Off’lara kalmak gerek! Ya da bırakın BAL’ı, 1.Lige gerilememek gerek… Bunun için de kıran kırana mücadeleler var. Var olmasına var da… Gidiniz ve yaş ortalamalarını görünüz ya da tahmin etmeye çalışınız! Çok az sayıda kulübümüzü tenzih ediyorum. Ajax’ın yirmi yaşındaki gençlerine güvendiklerinin yarısı kadarını bile, kendi gençlerimize güvenmiyoruz. Profesyonel liglerde yarışan kulüplerimizin, genç oynatmama garipliklerini geçtim! Buyurun amatöre…

Dipnot;” Gençlerin yetişmesine önem veriniz; çünkü bu yolda en küçük ihmal, ülkenin yapısını ve geleceğini yok eder.” (Aristoteles)