Balıkesirspor'un 2013-14 sezonuna 5'te 5'le girdikten sonra Spor Toto 1. Lig'de şampiyon olduğundan beri, lige iyi başlayıp sonunu getirebilen takıma pek şahit olmadık. Sezon öncesi kondisyon yüklemesini fazla yapan ekipler, lige fırtına gibi başladıktan sonra, ikinci yarı yarıştan çekildiklerini çok fazla şekilde gördük. Ersun Yanal'ın Gençlerbirliği, Ankaragücü, Denizlispor takımlarında bu formülle önce başarılı olup, ardından tutunamadığını hatırlar futbolseverler. Bu sezon da Fenerbahçe benzer anlayışla sezona başladı. Erol Bulut'un takımlarındaki alameti farikası olan diri ekipler, sarı lacivertlilerde de ligin başında ışık vermişti. Taktiksel açıdan olmasa da fiziksel olarak rakiplerini ezen Sarı Kanaryalar, galibiyetleri topluyordu ancak sezonun ortalarına geldikçe A planı çöktü. Hazır olmayan Mesut Özil'in takımı 10 kişi oynatmasıyla da dinamik takım mekaniği, yerini Fenerbahçe'nin futbol genlerinde olan yıldız futbolcularla sonuca giden bir taktiğe bıraktı. Ancak 20 yıl önce geçerliliği olan bu anlayış, artık işlemedi. Ligin dibindeki Anadolu takımları bile, Kadıköy'de geriye düştüğünde kazanmasını bildi. Sezona hazır başlamak mı önemli, yoksa sezon ortasında mı tam anlamıyla vites artırıp, final periyodunda şahlanmalı bazı örneklerle anlatmak gerekir. Basketbolun Hollywood'u NBA'a geçecek olursak, şampiyonluk hedefleyen takımlar genelde All Star arasına kadar, sezonu hazırlık maçı kıvamında geçirir. Yıldız oyuncularını dinlendirme yolunu seçer. Sezonun sonuna yaklaştıkça ise fiziksel yüklemeler tamamlanır ve Play Off'larda asıl NBA heyecanı başlar. Özellikle San Antonio Spurs'un Koçu Greg Popovich, Parker, Ginobili, Duncan üçlüsüyle şampiyonluklara ambargo koyduğu dönemde, normal sezonda yıldızlarını dinlendirdiği için NBA yönetimi tarafından eleştirilmişti. Hatta o yaşananların ardından, sakatlık bahanesi hariç, NBA'in marka yüzünün zedelenmemesi için aşırıya kaçmamak şartıyla takımların yıldız oyuncuları kadro dışında bırakmaması gerektiği isteğinde bulunulmuştu. Yine futbola dönecek olursak, Sir Alex Fergusonlu Manchester United, çoğu sezon Arsenal'i yarışa ortak etse de final bölümüne sakladığı enerjiyle kupaların gediklisi oldu. Oynattığı göze hoş gelen futbol ve sezona fırtına gibi başlamasıyla her zaman gönüllerin şampiyonu olan Arsene Venger'in Arsenal'i ise 20 yılda sadece 3 şampiyonluğa ulaşmıştı. Yine Dünya Kupaları, Avrupa Şampiyonaları gibi organizasyonlarda, büyük ülke takımları gruplarda asıl performanslarını göstermediğini görürüz. Hatta bir çok sürprize tanıklık etmişizdir. İspanya'nın 2010 Dünya Şampiyonluğu öncesi grupta İsviçre'ye yenilmesi, son şampiyon apoletiyle 2018 Dünya Kupası'na gelen Almanya'nın Güney Kore'ye 2-0 mağlup olması ilk akla gelenlerden. Ardından elemeler başladıkça, takımlar ritme girerler ve daha mücadele gücü yüksek, taktiğine sadık futbolcular izleriz. Bucaspor 1928 için de bu sezon mevcut kural geçerli. Uzun dönem Diyarbekirspor'u takip eden sarı lacivertliler, artık son 6 haftalık dilime girdi. Geçtiğimiz haftalarda alınan Artvin Hopa beraberliği, kaybedilen son puan olacaktır ve Buca, Diyarbekir'in takıldığı ilk hafta liderliğe oturup, 2. Lig'e çıkacaktır. Bu, sezonun son haftası da olabilir. Bugün Kızılcabölükspor deplasmanında çıkacak sonuçlar sonrasında da olabilir. 3. Lig'de çoğu zamana oynayan, futbolu çirkinleştirmeye çalışan rakipler karşısında, oynadığı pozitif futbolla, "Ben bu ligin takımı değilim" diyor Buca. Şu kadro bozulmasa bile 2. Lig'in kafaya oynayan takımlarından biri olacak kadroya sahip sarı lacivertliler. Bakalım 1 Mayıs'ta oynanacak Anadolu Kemerspor maçı sonrası Buca hakettiği üst lige direkt mi çıkacak yoksa geçen sezon olduğu gibi Play Offlar'a kalıp, bu kez geçen sezonki hatalarını yapmayacak mı göreceğiz.