Köşemde pek çok kez gazeteciliğin suç olmadığını içeren gazetecilere özgürlük yazıları yazdım.
Değişen bir şey yok. İşte Sözcü Gazetesi.
Sözcü Gazetesi yazarlarına yapılan suçlamalara toplumun her kesiminden tepki geliyor. CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu Sözcü'ye karşı kumpas kurulduğunu belirtti; ''Sözcü, Cumhuriyet'e ve Atatürk devrimlerine bağlı, demokratik, laik, sosyal ve hukuk devletine bağlı, kadın ve erkek eşitliğine inanan, insan haklarına inanan ve bütün haksızlıklara karşı çıkan ve bu amaçla her gün onları satın alan milyonların sözcüsüdür. Dolayısıyla bir gazeteyi akıl almaz iddialarla suçlamak gerçekten de Türkiye'nin içerisinde bulunduğu durumun ne kadar vahim olduğunu bize gösteriyor. İçimize sinmiyor.”
Merkezi New York’ta bulunan Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ) yıllık özel raporunu yayınladı. Buna göre 251 gazeteci yaptığı haber yüzünden cezaevinde. Cezaevinde olan gazetecilerin yarısından fazlasının da Türkiye, Çin ve Mısır’da olduğu belirtildi. Türkiye’nin de 3 yıl üst üste dünyadaki en fazla gazeteciyi hapse atan ülke konumunda olduğu, Türkiye’de 68 gazetecinin cezaevinde bulunduğu vurgulandı. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü de ifade ve düşünce özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması için AB birliğini göreve çağırdı.
Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nazmi Bilgin iddialar ne kadar ciddi olursa olsun mahkum olununcaya kadar herkesin masum olduğu ilkesinin adaletin temel ilkesi olduğunu belirterek masuniyet karinesini gözetmenin hukuk devleti olmanın gereği olduğunu söyledi: “Basın ve ifade özgürlüğü açısından medya kuruluşlarında işten çıkarmalar ve yargılamalar sürüyor.Ceza kararları alınıyor. Ekonomik gelişmelerden dolayı da işsiz gazeteci sayısındaki artıştan üzüntü duyuyoruz.”
Nazmi Bilgin, Basın İlan Kurumu ücretlerini gözden geçirmesi ve ithal kağıt temininde yaşanan sıkıntıya çözüm üretilmesini istedi: “Bu sorunlar nedeniyle Türkiye’de özellikle yerel basında ciddi kan kaybı yaşanıyor. Medya sektörüne ekonomik destek olabilecek çözüm önerilerine kulak verilmesini istiyoruz.”
Muhalif medya kuruluşlarına yönelik ilan vermeme politikası iddiasını da anımsatan Bilgin Türkiye’nin demokratik gelişmesi bakımından basın özgürlüğü ilkesine uygun politikalar üretilmesi ve uygulanmasını beklediklerini belirtti. Bu arada son bir gelişme basın kartlarına ilişkin yönetmelik değişti. Artık milli güvenlik ve kamu düzenine aykırı davranışlarda bulunanların kartı iptal edilebilecek. Haftaya yeniden buluşmak üzere hoşça kalın dostlar.