Koronavirüs bizi evlere hapsettiği gibi süper ligdeki takımlarımızı da yeşil çimden, yeşil masaya çekti. Yöneticiler kafalarını iki ellerinin arasına alıp “Biz nerede hata yaptık?” diye düşünüyorlar. Gerçekten başta 3 büyükler ne gibi hatalar yaptı ve İzmir’de durum nedir?

Dünyayı etkisi altına alan korona, ülkemizde de her alanda olduğu gibi futbolumuzu da etkiledi. Ancak zaman zaman alınan tedbirlerle liglerimiz yoluna devam ediyor. 2020-2021 futbol sezonu İzmir için oldukça kârlı geçti. 18 yıl aradan sonra Büyük Altay, Büyük Mustafa ile Süper Lig’e yükseldi. Geç de olsa iki İzmir takımı ile İzmirli futbol sporseverler büyük geçinen (!) diğer kulüpleri de izlemeye başladılar.

Evet, bende İzmir ve de futbol aşkı var ya; günlerdir bu köşeden “dostlarımın dostu olan, benim de dostum” diyerek Van, Adıyaman, Ankara ve İstanbul’a el atarak başarılı İzmirli dostlarımı sizlerle paylaştım. Ama maalesef siyasetteki karşılıklı sarf edilen pek de nazik olmayan sözlerin yazılı ve görüntülü basına yansıması benim hayal dünyamı alt üst etti. Şarkı sözlerindeki gibi “Dön, dolaş, yine bana gel” diyerek meslekteki orijinim futbolumuzu İzmir aşkımla giydirip, sizlere sunacağım. Hoş! Diyeceksiniz ki; “futbolumuzdaki yabancı hoca, futbolcularla bir türlü mutlu olamadık!”

***

Haklısınız; bu kumaş yama kaldırmıyor! O zaman bana düşen de, bu konuya zamanını, servetini harcayan futbol adamlarını çatısı altına toplayan Türkiye Futbol Adamları Derneği’nin (TÜRFAD) İzmir Şube Başkanı değerli ve güvenilir dostum Bahri Vreskala ile yeşil sahadan, yeşil masaya yatırılan bu sorulara göz atıp sizlerle paylaşmak oluyor. Haydi! O zaman Türk sporu ve de futbolumuz için gece-gündüz gerçek devlet terbiyesi ile çalışan Vreskala’nın sözlerine kulak verelim: “Yıllardır mücadele ettiğim ama başarılı olamadığım ‘yabancılardan önce kendi çocuklarımıza değer vermeliyiz’ şeklindeki öneri ve anlayışım maalesef ilgi görmedi. Önerdiğim proje hayata geçirilseydi, kulüplerin başkan ve yönetimleri çok önceleri ‘biz nerede hata yaptık?’ diye kendilerine sorabilselerdi, İzmir ve ülke futbolumuz bu günkü kötü durumunda olmazdı. Siz duayen gazeteci Ünal Tümin dostumun dediği gibi, artık ‘bu kumaş yama kaldırmıyor’ . Bana göre de ‘yanlış olan’ bu durum devam ettiği sürece de bu kumaş yama kaldırmayacaktır. İlk futbolun oynandığı yer olan İzmir’de, kulüplerimizin bulundukları liglerdeki bu günkü puan durumları İzmir’e yakışmıyor. Hatırlanacağı üzere geçmişte, şimdiki Süper Lig’in karşılığı olan Profesyonel Birinci Lig’de beş İzmir futbol takımı mücadele ediyordu ve o zamanki üç büyükler’e  karşı ile İzmir’de ve deplasmanda başarılı sonuçlar alıyorlardı. Ama günümüzde ise maalesef durum pek iç açıcı değil. Puan durumuna baktığımızda Altay 18 puanla düşme hattında, Göztepe de son haftalarda aldığı puanlarla düşme hattından uzaklaştı. Benzer başarısızlık bir zamanlar üç büyükler diye anılan Fenerbahçe , Galatasaray ve Beşiktaş’ın da durumları da pek iyi değil.”

***

“Yabancı teknik adam ve futbolculardan kulüpler ve futbolumuz nasibini aldı mı?” sorum şöyle cevap buldu: “Maalesef bana göre olumsuz yönde aldı! Bu yanlış zihniyet devam ettikçe de almaya devam edecektir. Ne acıdır ki, yabancı teknik direktörler ve futbolcular için Ülkemiz bir  futbol cenneti olmuştur. Hatırlanacağı üzere bir zamanlar futbol takımlarımızda iki yabancı oynatıldığı yıllarda takımın çoğunluğunu kendi gençlerimiz oluşturuyordu. Ve o yıllarda Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş Futbol takımları üç büyükler diye anılıyordu. Günümüzde ise 2021-2022 birinci devre fikstürüne baktığımızda Fenerbahçe beşinci, Beşiktaş altıncı, Galatasaray ise on beşinci sırada yer alıyor! Bu durum her üç takım için çok acı gerçektir. Bunun en açık örneğini Fenerbahçe de görebiliriz. Eğer Fenerbahçe geçen sezon başarılı sonuçlar alan Emre Belözoğlu ile yoluna devam etseydi bu günkü kötü duruma düşmezdi. Gelen iki yabancı teknik direktör takıma hiçbir katkı sağlayamadı ve gönderildiler. Bu durum aynı zamanda kulüpler ve ülkemiz ekonomisi için de büyük zarardır.”