Bu sıcaklarda futbol ligleri oynanır mı? Oynansa oynansa plaj futbolu oynanır! Değil mi? Ama Kovit-19 gelmişse cihane, üst üste, tık nefes oynanan oyun ve de alınan sonuçlar, dolayısı

ile tabelaya yansıyan skorlar da gördüğünüz gibi, bazılarına göre (!) tabii ki, “şahane” olacak!

Pardon! Bu maçların “gece” ve de “seyircisiz” oynandığını da unutmayalım! Yani; kim kime, dum duma vaziyetleri!..

Siyasetten eğitime, ekonomiden adalete kadar, “maskeli basın” döneminde, yani kimsenin kim

se ile ilgilenemediği çok karışık bir dönemi anlatan bir ifade kullandığımın farkındayım. Evet! Kim kime dum duma!..

Süper ligin 31. haftasında eski tabiri ile “3 Büyükler” ne yapıyor? Gören var mı? Duyduğumuz kadarı ile taraftarlar gecenin karanlığında nerede ise tekmili yabancı isimlerle donatılmış bu büyük

lere Güney Afrika’nın 61 santim boyunda 100 gram ağırlığındaki zurnası vuvuzela kadar ses çıkartıp ne haşlayabiliyor, ne de alkışlayabiliyor! Üstelik menajer avantası, kesesi dolu başkanları bile doya doya tartışamıyor!..

***

İşte ben de Urla’dan 42,8 kilometre uzaklıktaki Alaçatı’ya kadim dostum Bahri Vreskala’yı görmek ve de yukarıda anlattıklarıma projektör tutmak, “futbolumuzdaki yanlışları” masaya yatırmak için uzandım. Çok yönlü spor adamı ve Türkiye Futbol Adamları Derneği (TÜRFAD) İzmir Şube Başkanı olan Vreskala’ya dört başlık altında sorduğum ince sorulara verdiği cesur cevaplar şöyle:

Yabancı futbolcular

“Dünyada olduğu gibi, Ülkemizde de futbol en popüler spor dallarından biridir. Yabancı futbolcu hayranlığı maalesef futbolumuza bekleneni verememiş, kendi çocuklarımızın gelişmelerini de etkilemiştir. Bu hususta o kadar ileri gidilmiştir ki; Süper Ligdeki en popüler futbol kulüplerimizin bazı takımları sahaya 11 yabancı ile çıkmaktadırlar. Bu yabancı hayranlığı futbolumuzun geleceği için sakıncalıdır. En son Avrupada oynanan karşılaşmalarda Galatasaray, Beşiktaş, Başakşehir, Trabzonspor sahaya tamamen yabancılardan oluşan ilk onbir ile sahaya çıkmalarına rağmen maalesef başarılı olamamışdardır. Bu durum bize yabancı futbol cuların bekleneni veremediklerinin en belirgin göstergesidir.”

TFF- Kulüpler Birliği

“Ülkemizde futbolun patronu TFF dir. Ancak son zamanlarda TFF Yönetim Kurulu maalesef sahip olduğu yetkileri direkt kullanmamakta, Kulüpler Birliği ile görüşmeden kesin kararlar almamaktadır veya alamamaktadır. Bu durum da yanlıştır… Zira TFF yönetimini zaten futbol kulüpleri ve futbola emeği geçmiş futbol adamları seçmektedirler. Son olarak yabancı futbolcu konusunda TFF Başkanı Nihat Özdemir yabancı futbolcu sayılarında düzenleme yapılacağını ve sayının azaltılacağını açıklamış, akabinde Kulüpler Birliği Başkanı Mehmet Sepil sayının çok azaltılmamasını, 8-9 yabancının takımda olmasın gerektiğini, hatta bazı İstanbul Kulüpleri bu sayının bu günkü gibi kalmasını istediklerini açıkladı. İşte bir yanlış daha. Seçimle gelen TFF Yönetimi futbolun geleceği için otoriter olmalı ve kesin kararlar almalıdır. Bu kararları alırken de siyasiler gibi taviz vermemeli, bir daha seçilememe kaygısı olmadan hareket etmelidir. Futbolda çift başlı yönetim olmamalıdır. Ne acıdır ki, futbolumuzun geleceği için çok elzem olan ve yıllarca çıkarılması istenilen ama bir türlü çıkarılmayan “futbol kanunu”nun mutlaka çıkarılması çok önemlidir. Bu gün seçimle gelen kulüp başkanlarının çoğu holding patronudur ve işinde çok başarılıdır. Ama aynı kişi kulüp yönetiminde maalesef aynı başarıyı gösterememektedir. İşinde her şeyi en ince detayına kadar araştırmakta, incelemekte ve kararını ona göre vermektedir. Kulüpte ise bu hassasiyeti göstermemekte, çok rahat ve sorumsuzca harcamnalar yapmaktadır ki bu kulübü

devamlı borç altına sokmaktadır. Olması gereken kulüp için bankalardan alınan borçlar karşılığında kulübün gelirleri, menkul veya gayri menkulleri bankaya ipotek edilmemeli, kendisi ipotek vermeli veya resmi kefil olmalıdır. Bu sağlanmadığı sürece kulüpler yanlış transferler yüzünden bortçtan asla kurtulamazlar.”

Menajerler

“Bu gün Futbolumuzda menajerler bolluğu vardır. Ne yazık ki, bu kişiler, bu iş yaparken sadece kazanacağı parayı düşünmekte, acemi veya günü kurtarma düşüncesi ile başkan ve yöneticiler menajerlere bel bağlamakta detaylı araştırma ve inceleme yapmadan yanlış transferler yaparak kulüpleri zor duruma sokmaktadırlar. Menajerlerin yerine kulüpte oynamış eski başarılı futbolculardan oluşturulacak bir özel kurulun kararı ile transferler yapılmalıdır. Bu durum hem

maddi hem de manevi açıdan kulübü zaradan kurtaracaktır.”