Türk futbol kamuoyunun günlerdir kilitlendiği yasa dışı bahis tartışmalarında yargı cephesinden gelen son açıklama, sürecin tahmin edilenden çok daha derin ve kapsamlı yürütüldüğünü ortaya koydu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, başlattığı soruşturmanın detaylarını paylaşarak, dosyanın yalnızca Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından iletilen listelerden ibaret olmadığını, futbolun tüm paydaşlarını içine alan geniş bir "ekosistem" soruşturmasına dönüştüğünü ilan etti. Savcılık, eldeki verilerin anlık olarak işlendiği dijital bir altyapı ile hareket edildiğini vurguladı.
Soruşturmanın fitilini ateşleyen gelişme, TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu'nun geçtiğimiz hafta yaptığı çarpıcı açıklamaydı. Başkanın, "371 hakemin bahis hesabı olduğu ve bunlardan 152’sinin aktif şekilde bahis oynadığı tespit edildi" şeklindeki sözleri, savcılık makamı tarafından doğrudan bir ihbar olarak kayıtlara geçirildi. Bu beyanın ardından harekete geçen emniyet birimleri, ilk etapta büyük çoğunluğu hakemlerden oluşan 21 şüpheliye yönelik operasyon düzenledi. Arama, el koyma ve gözaltı işlemlerinin ardından 8 kişi tutuklanarak cezaevine gönderilirken, diğer şüpheliler hakkındaki adli incelemelerin titizlikle sürdüğü belirtildi.
Tff listesi buzdağının görünen yüzü
Başsavcılığın yaptığı açıklamada en dikkat çeken nokta, soruşturmanın sınırlarına dair çizilen çerçeve oldu. Yargı makamları, sürecin sadece TFF tarafından sunulan raporlar ve isim listeleriyle sınırlı kalmayacağını net bir dille ifade etti. Soruşturma kapsamında, şüpheli görülen hakemlerin ve diğer futbol aktörlerinin mal varlıkları, banka hesap hareketleri ve birbirleriyle olan şifreli iletişimleri didik didik ediliyor.
Özellikle hakemlerin, kendi yönettikleri maçlara yurt dışı kaynaklı bahis siteleri üzerinden para yatırıp yatırmadıkları konusu, soruşturmanın en kritik ayağını oluşturuyor. Savcılık, bu karmaşık ilişkiler ağını çözebilmek için statik bir liste yerine, her gün yeni verilerle beslenen ve güncellenen devasa bir dijital veri havuzu kullandığını açıkladı. Bu teknolojik altyapı sayesinde, para trafiğinin izi sürülerek organizasyonun arka planındaki finansal yapı deşifre edilmeye çalışılıyor.
Sadece düdük çalanlar değil kramponlar da hedefte
Soruşturmanın kapsamı yalnızca maçları yöneten hakemlerle sınırlı değil. Başsavcılık, TFF'nin disiplin kurullarına sevk ettiği futbolcular hakkındaki dosyaları da yakından takip ediyor. Federasyonun, bahis oynadığı iddiasıyla disipline verdiği futbolcuların kimlik bilgileri ve bu iddialara dayanak oluşturan veriler, savcılık tarafından ayrı birer suç duyurusu olarak değerlendiriliyor.
Elde edilen bu bilgiler, savcılığın elindeki ana veri havuzuyla çapraz sorguya tabi tutuluyor. Böylece, bir futbolcunun sadece bahis oynayıp oynamadığı değil, bu eylemi organize bir suç örgütüyle bağlantılı yapıp yapmadığı veya şike manipülasyonuna karışıp karışmadığı da derinlemesine araştırılıyor. Yargı kaynakları, futbolculara yönelik incelemelerin de en az hakemler kadar detaylı yürütüldüğüne dikkat çekiyor.
Futbolun tüm aktörleri mercek altında
Savcılık açıklamasının satır aralarında, Türkiye'de futbolun sadece saha içindeki aktörlerden ibaret olmadığı gerçeğine vurgu yapıldı. Sektörün; kulüp yöneticileri, menajerler, aracılar, bahis baronları ve bu ağın finansmanını sağlayan kişilerle birlikte çok katmanlı bir yapı oluşturduğu hatırlatıldı. Bu nedenle soruşturma, sadece sahada görev alanları değil, saha dışındaki karar vericileri ve finansörleri de kapsayacak şekilde genişletiliyor.
Elde edilecek her yeni delil, soruşturmanın halkalarını bir basamak daha büyütecek. Başsavcılık, bu yapının bir bütün olarak ele alındığını ve sistemli bir şekilde genişleme potansiyeli taşıdığını belirterek, futbol camiasındaki hiçbir ismin hukukun denetiminden muaf olmadığı mesajını verdi. Özellikle kulüp yönetimlerindeki bazı isimlerin ve yetkisiz menajerlerin de bu para trafiğindeki rollerinin incelendiği kulislere yansıyan bilgiler arasında.
Sosyal medya manipülasyonuna karşı 'resmi kaynak' uyarısı
Soruşturmanın gizliliği ve hassasiyeti nedeniyle kamuoyunda oluşan bilgi kirliliğine karşı da uyarıda bulunuldu. Başsavcılık, sosyal medya platformlarında dolaşıma sokulan teyit edilmemiş listelere ve "şu isimler alınacak" şeklindeki mesnetsiz iddialara itibar edilmemesini istedi. Bu tür paylaşımların soruşturmanın selameti açısından risk oluşturabileceği belirtildi.
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca hareket edildiğini hatırlatan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, delillerin toplanması sürecinde devletin tüm ilgili kurumlarıyla koordinasyon içinde olduklarını bildirdi. Gerekli görülen tüm özel ve kamu kuruluşlarından doğrudan belge ve bilgi talep edildiği, soruşturmanın hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde şeffaf ve kararlı bir tutumla sürdürüldüğü vurgulandı. Futbol dünyası şimdi, bu dev veri havuzundan çıkacak yeni dalgaları ve iddianamenin şekilleneceği süreci bekliyor.