Ciğerlerimiz yanıyor, ülkemiz, Türkiye’miz cayır cayır yanıyor, canımız, yaşam alanımız ve toprağımızı bir örtü gibi kaplayan yeşilimiz yanıyor. Çatırdayan her dal, her yaprak, yangının aşırı sıcağından nereye kaçacağını dahi bilemeyen ve oracıkta ruhunu teslim eden her can, isten kararmış toprağa sinmiş her enerji; intihar ederken bileklerimizden yerlere akan kanlarımız sonrasında, yüreğimizin son defa çarpmasından beter acı veriyor biz insanoğullarına…

Bir de, bu yangınları bilinçli çıkaran vatan hainleri, teröristler var! Ardından, gerçek vatansever bizlerin, bu menem durum karşısında psikolojilerimizin bozulmasını fırsat bilip, belki de gizliden gizliye kahkahalara boğulan aşağılık mahlûklar var! Gözyaşlarına boğularak malını, mülkünü ateşler içerisinde bırakıp kaçmaya çalışan ancak kaçarken arkasında bıraktığı canlarını yüreğine gömenleri görüp de, içi ferahlayan kanı bozuklar var!

Yangınların ikinci günü gecesi yazdım yukarıdaki iki paragrafı. Ciğerlerimizi dağlayan orman yangınları; okuduğunuz bu harfleri tuşlarken ben, henüz sona ermemişti ve alevlerin boyutlarında da pek bir azalma söz konusu değildi. Ancak ve bu arada, okuduğum bazı sosyal medya paylaşımları, yangınları söndüremese de, benim içerime az da olsa su serpti.

Serpilen suya geçeceğim ama önce;

Ormanlar yanmasın diye nasıl önlemler alırsınız? sorusunu yazar ve kendimce de bazı cevapları sizlerle paylaşmak isterim;

Korucu sayılarını artırır, gece gündüz nöbet tutturur, rapor alırsınız. Ve hatta bu manada teknolojiden faydalanırsınız; elektronik bekçi kalemleri, güvenlik kameraları, elektronik geçiş sinyalleri, dron adı verilen, insansız, mini ve kameralı uçan aygıtlar kullanırsınız mesela…

Orman vasıflı arazilerin tamamına girişleri sınırlandırırsınız belki; öyle herkes, her yerine ulaşamaz ormanın…

Her türlü önleme rağmen çıkan yangınlarla mücadelede, havadan savaşmak için, gezi ya da makam uçağı yerine, dev söndürme uçakları alırsınız mesela... Hem de her şehre bir adet… Böylece uçak inmeyen havalimanları da kullanılmış olur. İnternetten yaptığım kısa bir araştırmada öyle uçaklar gördüm, öyle uçaklar gördüm ki; Boeing 747–400 uçağını mutlaka siz de görmelisiniz. Bir defada tamı tamına doksan bin litre suyu boşaltabiliyor. Küçük bir ipucu; aynı model uçağı, Katar, ülkemiz Cumhurbaşkanına makam uçağı olsun diye hediye göndermişti.

Ha, bir de; her türlü önleme rağmen yandıysa peki? Öyle boş mu bırakacağız? Elbet ki hayır, gerekli alan düzenlemeleri yapılarak tekrar yeşillendireceğiz. Ta ki, ağaçlandırılmamış boş arazi kalana dek!

İşte tam da bu noktada içim serinledi ama birazcık!

Neden mi birazcık?

Önce, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) resmi twitter hesabından ve resmi internet sayfasından bir paylaşım yaptı; fidan bağışı ile ilgili… Ve aynı şekliyle ben de paylaşıyorum; “Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu 29.07.2021 tarihli toplantısında, 2021–2022 futbol sezonundan başlamak üzere, liglerde görülen her sarı kart için 1 adet, her kırmızı kart için de 5 adet fidan dikilmesine ilişkin TFF Ormanı Projesi çalışmalarının başlatılmasına karar vermiştir.”

Hemen ardından İzmir’imizin güzide ekiplerinden Göztepe de, resmi twitter hesabından bir açıklama yaparak 2021–2022 sezonunda, atacakları her gol için 5 adet fidan bağışlayacaklarını açıkladılar.

Yukarıdaki rakamlara göre hemen, TFF’nin istatistikler sayfasını açtım ve hesap yaptım; geçen sezon süper lig ekiplerinin toplam yedikleri sarı kart sayısı 1.712, kırmızı kart ise 121. Geçen sezonun kart hesaplarına göre sadece 2.317 tane fidan mı bağışlayacak koskoca TFF?

Yine aynı şekilde, Göztepe’nin geçen sezon attığı gol sayısını hatırlıyor musunuz? Ben yazayım; 59. Yazıyla da “elli dokuz”. Buna göre de yapılacak bağış miktarı yaklaşık 300 fidan olur ki, bu su elbet ki içimizi serinletmez!

TFF’yi geçtim; yangın söndürme uçağı alıp, gönderebilecek parası varken, ceza kartlarına göre fidan bağışlıyor. Ne yani, futbolcu daha az mı ceza görsün, yoksa daha fazla mı? TFF ile ilgili tüm yorumları sizlere bırakıyorum. Ancak Göztepe’mizin gol başına değil 5 fidan, 5.000 fidan bağışlaması içten bile değil! Bırakın fidanı, benim bildiğim Göztepe, tüm camiasıyla her galibiyete orman diker, orman…

Dipnot; “az veren candan, çok veren maldan”. Atasözü.