Bu satırları Adana’dan yazıyorum. Uluslararası Adana Film Festivali’nden… Türkiye’nin önde gelen film festivallerinden biri olan Adana (eski adıyla Altın Koza) Film Festivali 25.yaşına basarken, 149 uzun metraj, 117 kısa metraj film içeren zengin bir programla karşımızda. Ulusal Yarışmaya 15 film seçilmiş. Henüz daha yarısını bile izlemediğimiz için filmlerin düzeyi üstüne konuşmak için erken, ama festivaller üstüne bazı genellemelerde bulunabiliriz.
Antalya’nın, Ulusal Yarışmayı iptal etmesinden sonra, ulusal yarışma içeren festivaller arasında Adana’nın önemi daha da arttı. İstanbul, Ankara ve Malatya ile birlikte yılın ‘hasat’ının değerlendirildiği dört büyük festivalden biri artık… Festivalleri düzenleyicileri açısından sınıflandırdığımızda, doğrudan yerel yönetim tarafından düzenlenen üç festivalden biri. Diğerleri ise, Antalya ve Malatya. İstanbul ve Ankara ise kültür-sanat vakıfları tarafından destekleniyor. Merkezi hükümet ve yerel yönetimden de sınırlı bir destek alıyorlar.
Dikkat ettiyseniz, sözünü ettiğim beş festivalin beşi de ‘Cumhur ittifakı’nın elindeki yerel yönetimlerde düzenleniyor (Dördü AKP’li, Adana ise MHP’li bir başkan tarafından yönetiliyor). Bu festivalleri görece/olabildiğince özgür bırakıyor yerel yönetimler. Seçici kurulları ve yarışan filmleri göz önüne aldığınızda bunu görebilirsiniz. İktidara ‘biat’ etmiş popüler isimlerle sanat alanında bir varlık gösteremediklerinin bilincindeler çünkü…
Siyasal iktidar Malatya ve Adana’ya desteğini esirgemediği gibi, yönettiği kentlerde yeni festivaller yeşermesine de destek veriyor. Kayseri ve Trabzon’daki yeni festivalleri yerinde izlemedim, duyduklarım ise hiç iç açıcı değildi. Yanılmıyorsam, Kayseri’de yıllardır başarılı bir Kısa Film Festivali düzenleyen Üniversite’den bir ekibin organizasyonu ‘Altın Çınar’ Festivali. Burçak Evren’i danışman yapmaları olumlu ama organizasyon kapasitelerinin/imkanlarının sınırlı olmasından kaynaklı sorunlar yaşanmış. Trabzon ise, bir derneğin girişimi ama yerel yönetim ve devlet desteği ile yapılmış. Orada da sorun ‘festivalcilik’in bir uzmanlık işi olduğunun kavranamaması. Elazığ için de aynı şeyi söylemek mümkün.
Sorunlar yaşansa da, siyasal iktidarın pek çok kentte düzenlemeye soyunduğu ya da ciddi destek verdiği film festivallerinin varlığı sevindirici. Malatya’yı ilk günlerinden bu yana izliyorum. Adım adım gelişti, olgunlaştı. Konya’da düzenlenen Çocuk Film Festivali’nin, Van’da kayyum yönetiminin başlattığı ‘İpek Yolu Kısa Film Festivali’nin de gelişmeye açık olduğunu düşünüyorum. Tabi, yeni seçilecek yerel yöneticiler bu işin önemini kavrarsa.
Bir kentin kültürel gelişiminde kültür-sanat festivallerinin katkısı önemlidir. CHP’nin elinde İzmir, Muğla, Aydın, Hatay, Tekirdağ, Çanakkale, Edirne, Yalova, Giresun, Sinop, Zonguldak gibi iller olmasına karşın buralarda yaprak kımıldamıyor. Eskişehir Film Festivali belki de tek örnek. Anadolu Üniversitesi’nin düzenlediği festivale Büyükşehir de destek veriyordur mutlaka.
Bazı ilçelerde var olan bağımsız girişimlere yerel yönetimlerin desteğinin çok yetersiz olduğu aşikar. Köyceğiz’deki Ulusal Festival (Altın Aslan) yıllardır düzenlenmesine karşın bir türlü gelişemedi; Datça’daki ‘Altın Badem’ Sinema ve Kültür Festivali de 8. yılında olmasına karşın kimliğini bulabilmiş değil. Filmlerden çok düzenlediği konserlerle yerel basında yer alma çabasında sanki... Ege festivalleri içinde, en umut veren girişim, Sinema Yatırımcıları Derneği’nin düzenlediği Bodrum Türk Filmleri Haftası. Bu yıl, Kos’a uzanan festivalin gelecek yıl etkinliklerini üç kentte, Bodrum, Kos ve Rodos’ta gerçekleştirmesi söz konusu. Ekim ayında ilk kez düzenlenecek Ayvalık Film Festivali ise ‘Başka Sinema’nın bir girişimi… İzmir’de Fuar çerçevesinde düzenlenen ‘Sinema Burada Festivali’ne geçen yazımda değinmiştim. ‘Mış’ gibi yapan bir etkinlik diyerek… Akademisyen bir dostum, ‘Artemis Film Festivali’ni unutmuşsun diye yazdı. Unutmadım, o başlı başına bir yazı konusu dedim ama gene yerim kalmadı. Özetin özeti, bir yerel yönetim, hele sosyal demokrat bir partinin elindeki bir yönetim sinema sanatına saygı duymazsa, AVM’ler ‘mis gibi’ festival yapıp ödül dağıtır, siz de seyredersiniz…