“Martın sonu bahar” sloganını sevdik.

Martın sonu geldi.

Nisan, Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos ve Eylül'ü de bitirmek üzereyiz.

Ekim, Kasım, Aralık gidince de haydi yeni yıla...

***

Kimi zaman ikili, kimi zaman ise topluca bulunduğum sohbetlerde en çok sorulan/tartışılan konuların başında yerel seçim sonrası şehirlerin durumu geliyor.

Sadece İzmir için değil, Türkiye'deki pek çok yerin sohbet konusu da bu.

Artan fiyatlar, bunların maliyete yansıması ve sonunda tüketici olan bizlerin durumu.

***

Türkiye'de siyaset artık genel ve yerel olarak değerlendirilmiyor.

Evinin önündeki kaldırımın yapılmasını Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) yazarak yardım isteyen de var, pazardaki fiyat artışını durdurmak için belediyelerden yardım isteyen de.

Hal böyle olunca da işler güçler çoğalıyor.

***

Yerel seçimlerin ardından geçen altı ayın sonunda, geriye baktığımızda en çok gördüğümüz festivaller.

Baharın sonu, yazın tamamı, hatta sonbaharın da buyük bir bölümünde hopladık, zıpladık, türkü söyledik, halay çektik.

Kısacası iyi eğlendik.

Özellikle belediyeler için sıra iş yapmaya geldi.

Peki belediyeler buna hazır mı?

***

Görünüşe göre, 2019 yılı yeni seçilen pek çok belediye başkanı için böyle geçecek.

Kendi planlamadıkları ve bütçelerine buna göre hazırlamadıkları için seçim döneminde söz verdikleri projelere en yakın 2020 yılında başlayabilecekler.

Eğer erken yerel ve genel seçim yapılmaz ise önlerinde dört yılları var.

Dört yıla neyi, nasıl sığdırabileceklerini ben de sizler kadar merak ediyorum doğrusu.

Bir de CHP'nin bir-iki ay içinde başlayacak mahalle delegesi seçimleri, ardından ilçe ve il kongrelerini düşünürsek, siyasetin tam da orta yerindeki belediye başkanlarının işi gerçekten zor.

***

İzmir'in yeni seçilen kimi belediye başkanı, kendi ilçesinde yapılacak seçimlere uzak duruyor.

Kimisi ise boğazına kadar siyasetin içinde.

Bir başka grup var ki, onlar da karışmadığını heryerde söylüyor, ama siyaseti meclis üyeleri ya da kendilerine yakın isimlerle yürütüyor.

Her üç davranış biçimi de gayet doğal.

Siyaset ile gelinen hangi makam varsa, siyasetle uğraşacak ve daha iyiyi yapmaya çalışacak.

Geçmiş dönemde kaybedenler bir daha şanslarını deneyecekler.

Ve herşeyden önemlisi CHP içinde İzmir eskisi kadar önemli değil.

İstanbul, Ankara gibi CHP kurultay delegelerinin neredeyse yarısına yakınını oluşturan yeni yerler, doğal olarak İzmir'in de kurultaydaki pazarlık şansını azaltıyor.

***

Bu kadar bilinmezin arasında İzmir'de delege seçimleri için beklenen hareketlilik yok.

Güreşteki el ense çekmek deyimi gibi, parti içindeki gruplar da üçüncü-beşinci adamları aracılığı ile nabız yokluyorlar.

İl başkanı adayı çok.

İsimlerini dolaştıranlar da var, gerçekten aday olmak için nabız yoklayanlar da.

Şimdilik ittifaklar için erken.

Ne zaman mahalle delegeleri netleşir, bence ondan sonra ittifak için nabız yoklamalar da başlar.

CHP'de festivaller bitince, siyaset başlar.

Siyaset başlayınca da malzeme çoğalır, meraklanmayın...