İYİ Parti tarafından Meclis’e sunulan EYT’lilerin (Emeklilikte Yaşa Takılanlar) sorunlarının çözümüne dair araştırma önergesi AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi.
MHP grubu önergenin ön görüşmesinde evet oyu vermesine rağmen Devlet Bahçeli’den gelen talimat üzerine Meclis Araştırması açılmasına ret oyu verdi.
Önerge üzerine Cumhuriyet Halk Partisi grubu adına söz alan İzmir Milletvekili Atila Sertel, emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili Meclis genel kurulunda konuştu.
Sertel konuşmasında, “Emeklilikte yaşa takılanlar diye bir hadise yok. Türkiye’de, AKP’nin yaşa taktığı kişiler var. Bunların sayılarının 5 milyondan fazla olduğu tahmin ediliyor. Bu kişiler mağdur ediliyor, hakları ellerinden alınıyor ve bunların hakları hukukları çiğneniyor” dedi.
Sertel’in bu konuşması Meclis’te coşkuyla alkışlandı, kamuoyunda bir ilgi ve destek gördü, büyük memnuniyet yarattı.
Sevgili okurlar, adam çalışmış, prim gün sayısını çoktan hak etmiş ama “Sen bekle kardeşim, yaşın küçük, biraz daha büyü” demeye getirildi.
Bu insanlara gerçekten yazık oldu.
Eskiden erkekler 25, kadınlar 20 hizmet yılını doldurunca emekli oluyorlardı.
Ülkemizde insanlar çok uzun ömürlü değil.
Mesela Fransa’da 70 yaşındaki insanlar orta yaş grubu sayılıyor.
Türkiye’de 60 yaş üzeri insanlar ise yaşlı kabul ediliyor.
Zira gelişmiş dünya ülkelerinde de insanlar daha uzun ömürlü oluyor.
Fakir ve yoksul ülkelerde refah düzeyi çok düşük olduğundan insan ömrü de düşük, Türkiye’de olduğu gibi.
Yani Türkiye, refah düzeyi çok düşük ülkelerin kategorisinde yer alıyor.
Yaşa takılanlar için iktidar diyor ki:
“Ben seni ölümüne yakın bir zamanda emekli edeceğim. Senden çabuk kurtulacağım ve devlete seni fazla yük etmeyeceğim.”
Aslında ülkemizde, yaşa takılanlar gibi diğer tüm emeklilerin durumları da içler acısı.
Emeklilerin büyük bir çoğunluğu bankalara borçlu ve kredi kartı batağında…
Ülkemizde yoksulların giderek çığ gibi büyümesi ve hayat pahalılığı kaygı yaratıyor.
Eşitsizlikler giderek artıyor, makas açılıyor ve toplum geriliyor.
Yoksulluk içinde kıvranan halkımızın yaraları giderek derinleşiyor.
Şöyle sağınıza solunuza bir bakın, bu toplumda sevgisizlik giderek neden çoğalıyor,
hiç düşündünüz mü?
İnsana olan sevgi ve insanlık düşüncesi, ancak eşitliğe değer veren toplumlarda çoğalıyor.
Türkiye nereye gidiyor, hiç düşündünüz mü?
Geldiğimiz nokta şu:
Birileri her gün zenginleşirken, çoğunluğumuz giderek yoksullaşıyoruz.
Bir toplumda hiçbir vatandaş bir başkasını satın alacak kadar varsıl olmamalıdır.
Hiçbiri de kendini satacak kadar yoksul olmamalıdır.
Devlet yoksulluğu yönetmemelidir.
Meclis’te yaşa taktıkları emeklilerin hakları bazı eller tarafından gasbedildi.
Büyük ozan Neyzen Tevfik’in dile getirdiği gibi:
“Şarkılar aynı şarkı,
Bir varsa tel değişti,
Yumruklar aynı yumruk,
Bir varsa el değişti.”