Halihazırda dünyada 167 milyon 534 bin 500 vaka kaydedilmiş durumda. 3 milyon 478 bin 602 kişi de SARS-CoVid-2 nedeni ile hayatını kaybetti. Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Dr. Ghebreyesus, dünya nüfusunun sadece yüzde 10’unun aşılanabildiğini belirtiyor. Sahra altı Afrika'da bu oran yüzde 1 bile değil. Ülkemizde şimdiye kadar 27 milyon 548 bin 162 doz Kovid-19 aşısı yapıldı ki bunun 15 milyon 750 bin 669’u ilk doz, 11 milyon 793 bin 408’u da ikinci doz aşılar. Aşı tedarikleri ile kampanya tarzı yoğun bir aşılama dönemini kapsayacak haziran-temmuz-ağustos ayı sonrası sonbahara bir hayli rahatlamış olarak girebiliriz.
Ülkemiz ölçeğinde, pandemi kurtuluş reçetesinin sürü bağışıklığı ile mümkün olduğunu biz dahil bir çok uzman defalarca belirtti. Nüfusun yüzde 70'ini kapsayacak bir aşı kampanyası ile 60 milyon vatandaşımızı aşılandığımızda bu sorunu çözebileceğiz ki bu da 120 milyon doz aşıyı gerekli kılmakta.


AŞI SAYISI FAZLA

Bu projeksiyonda Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın aşı tedariki ile ilgili yaptığı açıklamalar önem arz ediyor. 100 milyon doz Sinovac, 120 milyon doz BioNTech ve 50 milyon doz Sputnik aşıları için anlaşmanın yapıldığını söyledi. Toplandığında 270 milyon doz olarak ortaya çıkan bu rakam nüfusumuzun 3 katından daha fazla... Ayrıca, yerli aşı çalışmasında da ilerlemeden bahisle, Faz 3 çalışmasının eylül ayında tamamlanacağını ekledi. Faz 3 ilaç ya da aşının kullanıma hazır olarak pazara verildiği ve bu aşamada yapılan çalışmaları kapsayan Faz4 öncesi son aşama anlamına gelmekte ve Faz 1 ve 2’nin ardından aşının daha geniş bir kitlede uygulanması ve plasebo kontrollü güvenilirlik ve karşılaştırmalı çalışmalarla aşı etkinliğinin araştırıldığı bir dönem... Ayrıca, geçtiğimiz haftalarda, Rusya'da aşının geliştirilmesi ve pazarlanmasında yetkili bir kuruluş olan Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) ile Türk Viscoran İlaç şirketi, koronavirüse karşı geliştirilen Sputnik V aşısının Türkiye'de üretimi için resmi olarak anlaşmaya vardıklarını açıklamışlardı. Dolayısı ile yukarıdaki rakamlara yerli üretim aşı rakamlarını da eklemek gerekecek.
Bu noktada aşı teknolojilerinin önemsiz bir ayrıntı olduğunu belirtmekte yarar var. BioNTech’in m-RNA ve Sputnik’in S viral vektör tabanlı aşıları ile geleneksel üretim teknolojili Sinovac aşılarının hangisine ulaşılırsa ulaşılsın amaç hasıl olacaktır. Yapılan tatmin edici uluslararası çalışmalar ya RNA tabanlı aşılarda virüsün tamamı yerine genetik bilgisini taşıyan RNA zincirinden kritik bir kısmının vücuda enjekte edilmesi ya da viral vektör aşılarındaki gen teknolojisi kullanılarak virüsün taşıdığı genetik materyalin bir kısmı, başka bir virüs içine yerleştirilerek veya öldürülmüş viral partiküller kullanarak yapılan inaktive edilmiş bir aşı şeklinde olsun,hepsi de yeterli antikor oluşumunu garanti etmektedir.
O zaman, 120 milyon aşı yeterli olacaksa neden 270 milyon bağlantısı kuruldu sorusu akla gelebilir. Bu noktada sanırım iki noktanın üzerinde durulabilir: İlki, aşı tedarikinde anlaşma olmasına rağmen yaşanan zorluklar.

ÇEŞİTLİLİK ÖNEMLİ

Ülke olarak hem Sinovac için hem de BioNTech’de bu sorunu yaşadık. Koca da 28 nisan’da yaptığı başka bir açıklamada bu konuya değinmişti: “Aşı tedariğinde önümüzdeki iki ay içinde güçlükler var, ama sonrasında bir bolluk yaşanacak.” Gerçekçi ve öngörülebilir bir strateji zaten aşı tedarik çeşitliliğini zorunlu kılmakta. İkincisi de pandemi süreci bağlamında gerek Pfizer-BioNTech yetkilileri ve gerekse Almanya'nın aşı ile ilgili saygın Robert Koch Enstitüsü Başkanı Thomas Mertens gibi bilim insanlarının belirtiği gibi iki doz aşı yaptıranların gelecek yıl üçüncü doz aşı olmaları gerekebileceğine yönelik kuvvetli beklenti... Bu da tedarik edilecek aşı sayısını artırmayı zorunlu kılıyor.
Önümüzdeki günlerde Avrupa Birliği'nin yaptığı gibi aşı pasaportu gibi uygulamalarla, aşılanmamış insanlar için seyahat kısıtlaması dahil yeni ayrımcılıkların uygulanacağı bir döneme gireceğiz. Pandeminin küresel boyutlardaki sosyoekonomik ve moral erozyonlarının geride bırakmak için strateji ve programların şimdiden kurgulanacağı bir zorlu dönem var artık dünya gündeminde..