Pandemiden dolayı geçen sezon tamamlanamayan Avrupa basketbolunun 1 numaralı turnuvası Euroleague, bu sezon tam gaz devam ediyor. Geçen sezonki formuyla Anadolu Efes'in şampiyon olmaya çok yaklaştığı turnuvada, bu yıl Türk finali izlememiz uzak bir ihtimal değil. Evet kağıt üstündeki favoriler Barcelona, Real Madrid, CSKA Moskova ve Milano iki Türk takımımıza zorluk çıkaracaktır ama onların defolarını kullanacak panzehire sahibiz. Şu anki puan sıralamasına göre Euroleague'deki takımları değerlendirmeye başlayalım. 1. sıradaki Barcelona, Asvel ve Anadolu Efes yenilgileriyle sadece kağıt üzerinde 1 numaralı favori olduğunu gösterdi. Koç Jasikevicius, dizginleri her zaman elinde tutmak isteyen, koç takımı kurmak isteyen bir hoca. Ancak elindeki yıldızlardan bazıları bu sisteme ayak uyduramayabiliyor. CSKA Moskova'dayken bir dönem hücumdaki 1 numaralı opsiyon olan Cory Higgins, Barca'da sıradan bir oyuncuya dönüştü. NBA'de yıldız konumunda olmadığı için Avrupa'ya gelen Nikola Mirotic, Jasikevicius'un takımında istediği hücum rollerini alamıyor. Şutu olmayan Nick Calathes, Barca'nın rakiplerinin şutunu her zaman riske ettiği ve 1 kişinin fazladan içeri gömüldüğü savunmalarla karşılaşıyor. Şimdi Pau Gasol transferi ne kadar faydalı olur bilinmez ama, modern dünya basketbolunun hız ve şut parametrelerini çok iyi uygulayan Anadolu Efes ve Fenerbahçe Beko, olası bir Play Off eşleşmesinde, İspanyol ekibini saf dışı bırakabilir. 2. sırada bulunan CSKA Moskova'da ise sezon boyunca Mike James kaosu yaşandı. Saha dışında koç Itoudis'le tartıştı bir ara kadro dışı kalacak dendi ama James yine takımla devam etti. Saha içinde ise topu elinde fazla tutmak isteyen yapısı, CSKA'nın yapısına kesinlikle uymuyor. Zaten tek kişilik bir takım, dünya basketbolunda kalmadı. Ruslar'ın en etkili silahı aslında Will Clyburn. Ancak o da sezon başladığından bu yana sakatlıklardan dolayı tam etki gösteremedi. Milutinov'un sezonu kapatmasıyla pivot pozisyonunda da çok eksik kalan Itoudis'in takımı, parkede dağınık bir görüntü sergiliyor. Favoriler arasında Final Four'a kalamayacağını düşündüğüm takımların başında geliyorlar. NBA'vari şut üzerinden oynayan bir Baskonia Play Off eşleşmesinde CSKA'yı paramparça edebilir. 3. basamakta bulunan Olimpia Milano, artık bu sezon yıllardır üstüne yapışan kırılgan takım hüviyetinden tamamen çıktı. Avrupa basketbolunun efsane Koçu Messina, artık dişli, ısıran, 4. çeyreklerde maçları bırakmayan bir takım yaratmayı başardı. İki Türk takımımıza en çok zorlu çıkaracak iki ekipten biri olarak İtalyanlar ağır basıyor. Efes ve Fenerbahçe'ye diğer zorluk çıkarması muhtemel takım 4. basamaktaki Real Madrid. Evet Campazzo'nun gidişini aradıkları kesin. Arjantinli'nin yokluğunu Causeur, Laprovittolla ve Abalde ile kapatamadıkları ortada. Lull eski gücünde değil. Ancak o kadar derin bir takım ki, Pablo Laso maç içinde doğru 5'i bulup, galibiyetlere ulaşıyor. Bir de ellerinde Walter Tavares gibi oyun sonu canavarına sahipler. Eurolegue'de sonuna kadar gitmeleri olası ancak Türk takımlarımız tempo basketboluyla İspanyollar'ı alt edebilecek güçte. 5. ve 6. sıralardaki Zenit ile Bayern Münih kesinlikle sezonun flaş takımları olarak alkışı hakediyor ancak ilk 8'e kalmaları zor gözüküyor. 10 haftalık son bölüme geldik ve büyük bütçeli takımlar artık dişlileri sıkacaktır. İlk haftalardaki gibi sürpriz sonuçlar çıkmayacaktır. İlk 8'de ise onların boşalttığı yere Baskonia ve Zalgiris'in oturması sürpriz olmaz. Anadolu Efes ve Fenerbahçe normal sezonu ilk 4'te bitirip saha avantajını elde edebilirse, Final Four hedefi çok uzak değil. Hatta bir Türk finali bile izleyebiliriz. Efes, gün geçtikçe, geçen sezonki Golden Statevari hücumuna geri dönüyor. Şutlar giriyor. Savunma daha da oturdu. Geçen sezon hakedilen şampiyonluğun bu yıl gelmesi uzak ihtimal değil. Fenerbahçe Beko ise 1 oyuncu eklemesiyle bir takımın çehresinin nasıl değişebileceğini gösterdi. Marko Guduric, hem eski takımı olduğu için Fenerbahçe'ye çabuk adapte oldu. Hem de oyunun yönlendirilmesi kısmında De Colo'nun üstündeki ağırlığı aldı. Bir de üstüne takımın süperstarı Vesely'yi hareketlendirdi. Canlandırdı. Sarı lacivertlilerde taşlar yerine oturdu. Pierre gibi savunma, hücum, 3'lük, içeriye penetre etme daha sayabileceğimiz bir çok özelliği barındıran bir oyuncuya sahipler. Bu transferde genel menajer Gherardini ve Koç Kokoshov'u tebrik etmek gerek. Clyburn'un daha üst versiyonunu bulmuş oldular. Modern basketbol düzeninde olmazsa olmaz olan keskin şutör pozisyonunda Eddie gibi bir oyuncuya sahipler. Ulanovas ve Barthel de üstlerindeki ölü toprağını atıp, daha cesaretli oynarlarsa, sarı lacivertliler şampiyonluğun en önemli adaylarından olur ve efsanevi bir Türk finali izlemek için hiç bir neden kalmaz. Temenni edelim ki Play Off'ta ya da yarı finalde birbirleriyle eşleşmesinler.