Bir süredir şunu fark ettim; ülke gündeminden uzaklaşıp, gazete okumayıp, haber izlemeden bir iki gün geçirdiğimde yüzü gülen, daha neşeli, gelecekten umutlu bir Özge oluyorum. “Cehalet mutluluktur” diye bir söz vardır ya; dünyayı, ülkemizi, şehrimizi saran karanlıktan ne kadar bihaber olursam, hayat da bir o kadar güzelleşiyor.

Ama tabii benim bu kaçış halim; devekuşlarının korktuklarında kafalarını toprağa gömmesine benziyor biraz. Çevremizde olup bitenler biz onları bilmediğimiz ya da bilmemeyi tercih ettiğimiz için yok olmuyor. Doğal olarak en fazla bir iki günlük “haber detoksu”nun ardından yeniden gündeme çekiliveriyorum. Yüzümdeki gülümseme silikleşiyor; keyfim kaçıyor. Yüreğimizi dağlayan kazalar, durmayan kadın cinayetleri, yangın yerinden farksız ekonomi, insanı zorla migren hastası yapan siyaset gündemi bir yana; hayvanların dünyası da insanınki kadar karanlık maalesef.

****

Bu kez hikayemizin mağduru bir eşek. İzmir’in Menderes ilçesinin bir köyünde yaşanıyor olay. Köyün bir delisi var. Daha önce akıl hastanesine yatmış çıkmış bir şahıs bu. Bu şahsın, bir eşeği var. Bir gün hayvanseverlere köyden şikayet telefonu geliyor. Telefondaki kişi köyde, sözü edilen delinin, eşeğin kuyruğunu kestiğini söylüyor. Ama asıl kan donduran iddia eşeğin kuyruğunu daha rahat tecavüz edebilmek için kesmiş olması. Olay bununla da kalmıyor. Bu şahıs, eşeği isteyene 10 TL’den pazarlamaya çalışıyor. Allahtan iş bu noktada kalıyor!

İnanın bu iğrenç olayı okuduğumda ve fotoğrafları gördüğümde gezegenden kaçasım geldi. İhbar sonrası hayvan hakları savunucusu Sema Ak Yılmaz soluğu köyde alıp eşeği kurtarıyor; ilk tedavisini yaptırıyor. HAYTAP İzmir Temsilcisi Esin Önder de duyar duymaz devreye giriyor. Heyet olarak köye gidip insanlarla görüşüyorlar. Kaymakama kadar çıkıp, bu olayın sorumlusunun cezasız bırakılmaması için mücadele başlatılıyor.

Bu arada eşek, Islak Burunlar Derneği’ne ait barınakta koruma altına alınıyor. Adını Naz koyuyorlar. Naz önceki gün İstanbul’da ömrü boyunca güvenle yaşayacağı çiftliğe gönderildi. Islak Burunlar Derneği’nden Zehra Gülten, “Naz’a o kadar alıştık ki, İstanbul’a gönderirken gözyaşlarımı tutamadım. Bize ilk geldiğinde çok korkuyordu. Özellikte yanına erkek yanaştırmıyordu. Ama ilgimiz ve sevgimizle bize çok alıştı. Menderes Belediyesi de bize destek verdi. Sağlık durumu iyi. Bundan sonra yeni evinde çok mutlu olacak inşallah” dedi.

***

Bunu yapana ne oldu, diyecek olursanız; Esin Önder’in ve İzmir Barosu Hayvan Hakları Merkezi’nden Av. Senem Demirel Acar’ın girişim ve ısrarı sonuç verdi. Öncelikle bu şahıs Manisa Akıl Hastanesi’ne yatırıldı. Ayrıca Menderes Kaymakamlığı İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından da şahsa 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun kapsamında verilebilecek en yüksek rakam olan, 3 bin 117 TL idari para cezası uygulandı.

Yeterli mi? Tabii ki değil. Ama bu yasalarla alınabilecek en iyi sonuç alındı denilebilir.

Son olayın ışığında, bininci kez yasa yapıcılara soralım: Hani bir Hayvan Hakları Yasası vardı; “düzenliyoruz, çıkarıyoruz” dediğiniz. Sahi, ne oldu ona?