Seçimden hemen önce Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu Halk TV’de bir öngörüde bulundu: “Bu seçim tek adam rejiminin sonunun başlangıcı olacaktır.”

Gelişmeler öngörüyü destekliyor. AKP bataklığa düşmüş gibi çırpınıyor; çırpındıkça daha çok batıyor!

Kanadoğlu konuşmasında Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) önceki seçimde aldığı hukuk dışı kararları (mühürsüz oy) anımsattıktan sonra, YSK’nın bu seçimde de akla gelen veya gelmeyen her türlü kararı alabileceğini ve bu kararların kesin olacağını söyledi ve bir öneride bulundu:

“YSK’nın kararlarının kesin olduğu ve itiraz yapılamayacağı hükmü bir anayasa değişikliği ile değişmeli; Anayasa Mahkemesi veya Yargıtay’ın ceza daireleri başkanlarından oluşan bir kurula itiraz edilebilmeli ve halkın kuşkuları ortadan kaldırılmalıdır.”

YSK ve Çifte Standart

Kanadoğlu bu konuda da haklı çıktı. Seçimin ardından en çok konuşulan konu Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) çifte standart uygulamaları oldu. Örnek mi?

İstanbul’da, Ankara’da ve daha birçok yerde, iktidarın, oyları yeniden sayma isteklerini kabul eden YSK, Balıkesir ve Manisa Yunusemre gibi yerlerde yeniden sayım isteklerini reddetti. Farklı uygulamaların mantıklı bir gerekçesi açıklanmadı.

Şaibelerle dolu 2014 seçiminde 32 bin oy farkla kazandığı söylenen Melih Gökçek, itirazlar sürerken mazbatasını almışken; kapanması olanaksız biçimde 124 binden çok oy farkıyla kazanan Mansur Yavaş’ın mazbatası hala verilmedi.

Tüm Türkiye’nin oyları bir gecede sayılırken, az sayıda geçersiz oyun ve birkaç sandığın yeniden sayılmasının bir haftada tamamlanamaması da ilginçti!

Döngü Tamamlandı

AKP’nin yükselişi, muhalefetin bölünmesi; İstanbul ve Ankara belediyelerinin kazanılmasıyla başlamıştı. Çöküş de muhalefetin birleşmesi ve aynı belediyelerin kaybı ile başladı…

Manisa’da adayların geçmişleri çok ilginçti. Türkiye’de AKP’ye karşı ilk başarılı ittifakın (MHP’den aday gösterilen CHP’ye yakın aday) sonucunda Belediye Başkanı seçilen Cengiz Ergün, bu kez CHP’nin değil, AKP’nin desteğiyle yeniden seçildi. Rakibi 2009 yerel seçimlerinde AKP aday adayı olup, seçilemeyen İYİ Partili Orkun Şıktaşlı’yı ise bu kez CHP destekliyordu. Döngü böylece tamamlanmış oldu.

Erken Seçim Olabilir Mi?

Sayın Kanadoğlu’nun şu öngörüsü de çok önemliydi: “Seçimin ardından Bahçeli ortaya çıkıp, milli iradeyi öne sürerek, ‘erken seçim veya anayasa değişikliği’ isteyebilir.” Yakın siyasi geçmişimizde Bahçeli’nin benzer müdahalelerle siyasetin akış yönünü defalarca değiştirdiğini de anımsattı. Seçim gecesi, İstanbul sonuçları tartışılırken, Bahçeli’nin yaptığı “Kazanmak için bir oy fazla almak yeterlidir” yorumu, Kanadoğlu’nun öngörüsünü getirdi, aklıma.

Bahçeli erken seçim ister mi, bilemem. Ama eğer bir hata yapılır, kazanan İmamoğlu’na ayak oyunları ile mazbatası verilmezse, tez zamanda bir erken seçim yaşarız ve Ekrem İmamoğlu Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturur.

Çok da iyi olur.