POLİTİKA

Erdoğan: Bu davanın hiçbir yerinde AK Parti olarak yokuz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ana muhalefet partisi CHP'nin kaderini belirleyecek olan kurultay iptal davasının ertelenmesiyle ilgili sessizliğini bozdu. Yargının "tek amir" olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Biz bu davanın hiçbir yerinde AK Parti olarak yokuz. Şikayet edenler de yargılananlar da CHP'nin koridorlarında dolaşıyorlar" diyerek, tartışmaların kendi partisiyle ilişkilendirilmesine sert tepki gösterdi.

Abone Ol

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar ziyaretinin ardından dönüş yolunda uçakta gazetecilerin gündeme dair kritik sorularını yanıtladı. Gündemin en sıcak maddelerinden biri olan ve kamuoyunun merakla takip ettiği, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP)'nin 38. Olağan Kurultayı'nın iptali istemiyle açılan davanın 24 Ekim'e ertelenmesiyle ilgili ilk kez konuşan Erdoğan, konunun tamamen yargısal bir süreç olduğunu ve AK Parti'nin bu tartışmaların dışında olduğunu net bir dille ifade etti. Yargının bağımsızlığına vurgu yapan Erdoğan, "Şu anda yargı burada tek amir. Kararını verdi mi, verdi. Biz bu davanın hiçbir yerinde AK Parti olarak yokuz. Şikayet edenler de yargılananlar da CHP'nin koridorlarında dolaşıyorlar. Aramızdaki fark bu" dedi. Erdoğan'ın bu sözleri, CHP içindeki hukuki ve siyasi mücadelenin, iktidar partisi tarafından ana muhalefetin bir iç meselesi olarak görüldüğünün en net ifadesi oldu.

"Yargının kararını göreceğiz: Mutlak butlan mı, başka bir karar mı?"

Davanın hukuki sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, mahkemenin bir ara karar vererek süreci ertelediğini hatırlattı. Bundan sonraki aşamada yeniden bir mahkeme sürecinin beklendiğini belirten Erdoğan, "Bakalım orada ne gibi bir karar çıkacak. Bunu da açık ve net göreceğiz" şeklinde konuştu. Yargının vereceği nihai kararı bekleyeceklerini ifade eden Erdoğan, "Biz ara karardan sonra yargının vereceği kararı, bu mutlak butlan mı olur, başka türlü bir karar mı çıkar, hepsini yargının vereceği karardan sonra göreceğiz" diyerek, olası tüm hukuki sonuçlara açık kapı bıraktı. Erdoğan'ın "mutlak butlan" (hukuken kesin geçersizlik) ihtimalini dile getirmesi, davanın CHP'nin geleceği açısından ne kadar kritik bir dönemeç olduğunun altını çizdi. Bu ifadeler, siyasi kulislerde, iktidarın davayı yakından takip ettiği ve olası sonuçlarına göre pozisyon alacağı şeklinde yorumlandı.

CHP'den kopuşlar: "Rüşveti, yolsuzluğu gördüler, yanlış adrese geldik dediler"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde CHP'den istifa ederek AK Parti'ye katılan belediye başkanları ve meclis üyeleri hakkındaki bir soruyu da yanıtladı. Bu geçişlerin, CHP içindeki olumsuzluklardan bir "kaçış" olduğunu iddia eden Erdoğan, sert ifadeler kullandı. "CHP’ye gidenler, iyi niyetlerle ana muhalefet partisine gittiler. Ama daha sonra gördüler ki partide rüşvet var, yolsuzluk var, irtikap var. Bütün bunlar olunca, 'biz yanlış adrese gelmişiz' dediler ve kopma kararı aldılar" diyen Erdoğan, kendi partisinde yıllardır böyle bir durumun yaşanmadığını savundu. Bu transferlerin CHP yönetimini rahatsız ettiğini belirten Erdoğan, "Neymiş? CHP'den bazı başkanlar, meclis üyeleri, bizim partimize katılmışlar. Katılmak isteyenlere biz 'niye geliyorsunuz' mu diyeceğiz? Bizim kapımız açık. 'Hayırlı olsun' deriz ve aramıza onları da alırız" dedi. Erdoğan, en son Beykoz Belediye Başkanı Özlem Vural Gürzel'in de partilerine katıldığını hatırlatarak, bu katılımların devam edeceğine inandığını söyledi.

Suriye'de yeni dönem ve Filistin diplomasisi

Erdoğan, dış politika gündemine ilişkin önemli açıklamalarda da bulundu. Suriye'de yeni bir dönemin başladığını ve mevcut yönetimin "herkesi kucaklamayı önemseyen" bir anlayışta olduğunu belirten Erdoğan, bu durumun Suriye'deki dengeleri değiştirdiğini ve bazılarının bunu hazmedemediğini söyledi. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile görüştüğünü ve konuları etraflıca ele aldıklarını ifade eden Erdoğan, Dışişleri Bakanı ve İstihbarat Başkanı'nın Suriyeli muhataplarıyla sıkı diyalog içinde olduğunu vurguladı.

Filistin meselesine de değinen Cumhurbaşkanı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 142 ülkenin "evet" oyuyla kabul edilen New York Bildirgesi'nin, diplomatik dengeleri kökten değiştiren bir süreç olduğunu belirtti. Bu sonucun, İsrail'in giderek yalnızlaştığını gösterdiğini ve Türkiye'nin yıllardır savunduğu iki devletli çözüm tezinin artık küresel çoğunluğun ortak iradesi haline geldiğini söyledi. Erdoğan, "Filistin’in Batılı ülkelerce devlet olarak tanınması, ben inanıyorum ki İsrail’i daha fazla köşeye sıkıştıracaktır. Biz, bir kez daha BM zemininde bunu haykıracağız. Mazlumların çığlığını dünyaya inşallah duyuracağız" diyerek, önümüzdeki hafta katılacağı BM Genel Kurulu'nda da bu konuyu gündemde tutacağının sinyalini verdi.