Otobüste unutulan çok acayip şeyler listesine sonunda 'çocuk' da eklendi.

Evet, Kocaeli'de bir aile küçük çocuklarını otobüste unutup indi.

Çocuğa otobüs şoförü ailesi gelene kadar sahip çıktığı için de iyice ucuzlamış, habercilikle uzaktan yakından ilgisi olmayan kadrolarca şişirilmiş medya başlığı çaktı: Otobüs şoföründen örnek davranış!

Ya ne yapacaktı?

Malum çevrenin alışık olduğu istismarlardan biri daha mı gerçekleşecekti?

Yeni bir ülke yaratacağız diye tüm insani, sosyal, dini ve kültürel değerleri çamura bağlayan zihniyetin attığı bir başlık bu aslında.

Normal olan artık garipseniyor.

Her tür sapıklık, yolsuzluk, hırsızlık, hak yeme normal sayıldığı için özümüzü unuttuk.

Yani biz unutmadık da, birileri unutturduğunu sanıyor.

Bir ülkenin tüm değerlerini ve hafızasını silmeye çalıştılar ama bu beceriksiz çabaları hiçbir işe yaramadı.

Yalan dolan üzerine kurulan baraj her yerden çatlak vermeye başladı.

Bu arada şu çocuk unutulması meselesi de o mahalle için gayet doğal aslında.

Nüfusumuzu çoğaltmazsak din elden gider diyenler, 5 çocuk diye tutturanlar anne baba olma kavramının da içini boşalttılar.

Ülkeye oy potansiyeli olacak üretim yapan damızlıklara döndüler.

Bu yüzden iki üç yaşındaki çocuklar sokakta, köyde, bayırda tek başlarına ne halleri varsa görüyorlar!

Sonra o damızlıklar ekrana çıkıp kayıp yavrularını arıyorlar. Utanmadan sıkılmadan ağlayarak, doğur sal sokağa.

Bunların ebeveynlikten anladıkları bu.

İşte otobüste unutulan çocuk da bu zihniyette bir ailenin üyesi.

Çanta gibi bırakmışlar çocuğu.

Çünkü çocuğun çantadan, şemsiyeden bir farkı yok.

Neyse ki artık bir millet gerçekten uyanıyor.

Daha doğrusu milletin yarısı...

Öteki yarı zaten hiç uyumamıştı.

Şimdi diğerlerinin de yavvaş yavaş ayılmasını izliyor.

Ilıca Plajı'nda işletme ve şezlongların kaldırılması üzerine Ekrem Başkan acaba iyi mi yaptı diye sorup, bu en sevdiğim plajla ilgili hayallerimi yazmıştım.

Yazı çok ses getirdi. Özellikle çocukluğu, gençliği o plajda geçmiş insanlarla ortak hayallerimiz olduğunu öğrendik.

Aklın yolu gerçekten birmiş dedik.

Daha sonra Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran arayıp yeni değişikliklerle plajı hayallerimizdeki temiz, sapıktan, zontadan kurtaracak bir sistemi devreye soktuklarını anlattı.

Tabii o sapık, zonta faalan demedi. Ben öyle diyorum.

***

Mesela plaj zabıtaları gün boyu plajı gözleyecekler dedi.

Temizlik elemanları sürekli hizmet verecek dedi.

Kimsenin akşamları çadır kurmasına izin vermeyeceğiz dedi.

Tertemiz tuvaletleri ekledik bile, dedi.

Köpeklerin plaja girmesi yasak falan değil, sadece tasmasız olmamalarını rica ediyoruz dedi.

Dedi, dedi ve beni mutluluktan mest etti.

“Gör bak daha neler yapacağım” diye de ekledi.

***

Ben Ekrem Başkan'a çok güveniyorm.

Bir insan bir görev için 20 sene mücadele etmiş ise, o 20 yıla pek çok projenin de hayalini sığdırmış demektir.

Sonunda Çeşme'nin sadece imar, tarla, bina dışında konularına da ilgi gösteren bir başkanı oldu galiba.

Umarım yanılmayız.