Haber/ Didar DEMİRCİ

Türkiye’de zaten zor koşullarda çalışan sağlık emekçilerinin pandemi süreci ile birlikte daha ağır baskılarla karşı karşıya kaldığını hatırlatan SES DEÜ Hastanesi Şube ve Kurum Temsilcisi Günseli Uğur, ‘elleri arkadan bağlı, biat etmeye zorlanan’ emekçilerin baskı ve her türden sessiz bırakma uygulamaları ile ağır bir mobbinge maruz kaldığını ifade etti. Pandemi döneminin başından beri sağlık emekçilerinin ne koşullarda çalışmaya zorlandığının herkesin malumu olduğunu belirten Uğur, çalışanlar üzerindeki baskıyı şöyle tarif etti: “Hak arama eylemlilikleri yasaklarla engellendi; korkulan sarı zarflar çoğu çalışan için alnının akı olarak ifade edildi; meslek onuru öncekinden çok daha önemli hissedilir oldu. 'Öyle ki biz para istemiyoruz mesleki itibarımızı geri verin' dediler. Bir hastane mesajlaşma grubunda hak arama mücadeleleri nedeniyle soruşturma ve cezalara maruz bırakılan sağlık emekçileri 'sarı zarfları gönderirken pandemi süreci hiç mi akıllarına gelmiyor acaba… mobbingin dibini uygularız paşalar gibi de çalıştırırız diyorlar' yazıyor. Kovid-19 olan sağlık emekçilerinin “neden dikkat etmedin” diye suçlanması ve ‘güya önlem’ olarak çay ocaklarının kapatılması da bir tür mobbingdir, idari izinlerin kullanımına ilişkin yaşanan baskı ve zorlamalar da, test yaptıramaması da, tek ebeveyn çocuk bakım sorunu olanın gece nöbetine zorlanması da…”

Kadınlar yine ilk sırada!

Kadın çalışanların daha ağır bir mobbingle karşı karşıya kaldığına da dikkat çeken Uğur, “Kadınlar açısından mbbingin, kadınların toplumda yaşadığı tüm sorunlardan beslendiğini hiç aklımızdan çıkarmadan, kadınların eşitlik mücadelesinin yükseltilmesini, kadın dayanışmasının büyütülmesini mobbingle mücadelenin temel unsurlarından biri olarak ele almalıyız. Çünkü kadınlar erkeklerden daha çok ve daha farklı nitelikte mobbinge maruz kalabilmektedirler. Sağlık emekçilerinin yüzde 60'ının kadın olduğu düşünüldüğünde konunun bu yönüyle incelenmesi zorunludur. Kadınlar işyerlerinde, emeğinin ve bizzat kendilerinin değersiz bulunması, sözlerinin kesilmesi, terfilerde ayrımcılık, giyim ve görünüşle alay etme, cinsel içerikli şakalar, cinsel tacize uzanan çeşitli biçimlerde mobbing ve şiddetle karşılaşmaktadırlar” diye konuştu. Mobbinge maruz kalan çalışanlara hukuki mücadele yol haritasını da anlatan Günseli Uğur, “Yaşanan sorunları sendika işyeri temsilcimizle paylaşmamız mobbingle baş edebilmek açısından ve gerektiğinde doğru hukuksal adımları atmak açısından son derece önemlidir. Mobbing yaşadığımızda mutlaka tutanak hazırlamalı ve bu tutanakta tarih, yer ve olaya şahit olan kişiler ile olayla ilgili bilgi ve belgelere yer vermeliyiz” bilgisini paylaştı.