Haber/ Gökçe ADAR

Gıda-İş İzmir Şube Başkanı Gürsel Köse, pek çok işverenin korona virüs tehlikesini fırsata çevirdiğini söyleyerek birçok emekçinin işine son verildiğini dile getirdi. Yaşanılan durum karşısında işçinin büyük yara aldığını söyleyen Köse, hükümetin açıkladığı çözüm yolları karşısında emekçilerin daha çok mağdur olacağını vurguladı. Köse, korona virüs tehlikesi sebebiyle mağduriyet yaşayan çalışanları koruyacak tek çatının, örgütlü güç yani sendikalar olduğunu ifade etti. Köse, "Kentimizde ve ülkemizde var olan korona virüs tehlikesi yine işçileri emekçileri vurdu. Pek çok işveren bu tehlikeyi bir fırsata dönüştürerek, işçilerin işlerine son verdi. Özellikle günübirlik yevmiye ile çalışan işçilerin durumu çok daha kötü durumda. Kafeleri, eğlence merkezlerini kapattılar. Peki burada günlük yevmiye ile çalışan emekçiler ne olacak? Bu işçilerin de bakmakla yükümlü oldukları aileleri, bebekleri var. Açıklanan çözüm yollarının hiç birinde bu işçilerin durumundan bahsedilmiyor. İşçiler tamamen mağduriyete terk ediliyor. Eve hapsederek, korkutularak bu kriz nasıl atlatılacak?" diye konuştu.

'Sendikalara sarılsınlar'

Bu süreçte örgütlü gücün öneminin bir kez daha ortaya çıktığını söyleyen Köse, tüm çalışanları sendikalara davet etti. Köse, "Tüm emekçiler bu tehlikeden nasibini alıyor ama en çok zorluğu örgütsüz çalışan yaşıyor. Mağdur olan işçilere hukuki yoldan haklarını arayacak yargı da kanun da bırakmadılar. Ne yapacak bu işçiler? Bu mağduriyeti örgütlü iş yerinde yapamıyorlar. Burada örgütlülüğün ne kadar önemli olduğu bir kez daha gün yüzüne çıktı. Çalışanlar, örgütlü veya örgütsüz olsun, 'biz sendika üyesi değiliz nereye gideceğiz' gibi düşünmesinler. Bize gelsinler. Bizler de, emek örgütleri olarak elimizden ne geliyorsa yapmaya hazırız. Sendikaların, hak arayan emek mücadelesini sorgulayan emekçiden yana avukatları, hukukçuları var. İşçiler, sendikalara sarılsın" ifadelerini kullandı.

Omuz omuza çalışanlar ne olacak?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın korona virüsüyle ilgili yaptığı açıklama sırasında, salondaki misafirlerin birer sıra arayla oturtulmasını eleştiren Köse, "Açıklama yapılırken kameralar, salondaki misafirlerin birer koltuk arayla oturdulduğunu gösterdi. Bir koltuk boşluk bırakmışlar. Kendince tedbir alıyorlar. Fabrikalarda çalışan işçiler, dip dibe omuz omuza çalışıyor. Ne yapacak bu işçiler peki? Her vardiyada 2 bin 500 işçi çalıştıran bir işyerinde işçiyi nasıl koruyacaklar? Bu soruların cevapları ne yazık ki yok. İşçilerin, emekçilerin, yoksulların, üreticinin, köylünün menfaatine yönelik destekleyici hiç bir şey yok. Sadece göstermelik bir durum. En düşük emekli maaşı bin 500 TL olacakmış. Açlık sınırı 2 bin 500 TL iken, yoksulluk sınırı 20 bin TL'ye dayanan bu ülkede, bu rakamı açıklarken insan utanır" dedi.

Sendikalar yöneticilere teslim olmasın

Sendikaların hiç kimsenin malı olmadığının altını çizen Köse, "Sendika emeğin gücüdür. Kimsenin malı değildir. Sendika bir şirket değil, sömürülen emekçilerin birliğidir. Bu çatı, ülkeleri yönetenlere teslim olmamalıdır. İşçiler evine et götüremiyor, et parasını her ay sendikaya veriyor. Bu durum unutulmamalıdır. Sendika yöneticileri, ekonomik yara alan işçilerin her zaman yanında olmalıdır" dedi.