Kovid-19 ile emekçilerin oldukça zorlu bir yıl geçirdiğine dikkat çeken Birleşik Metal İş Sendikası İzmir Şube Başkanı Ali Çeltek, tam kapanma sürecini değerlendirdi. Çeltek, “İşçiler için hayatı zorlaştıran virüsün varlığı değil, salgın tedbirlerinin yetersiz ve eşitsiz olması. Salgın tedbirlerinin yetersiz olduğunu anlamak için başka hiçbir şeye bakmayın, sadece maske konusuna bakın. Halkına üç tane maskeyi ücretsiz dağıtmayı becerememiş bir yönetimden bahsediyoruz. Üstelik hanelerde maske harcaması aylık harcamalar içinde önemli sayılabilecek tutardadır. Aşı konusu da keza böyledir. Aşısı bulunmuş bir hastalıktan insanlarımız ölüyor. Neden? Çünkü yeterince aşı yok. Oysa iş yerleri her durumda çalışıyor ve işçilerin bir an önce aşılanması gerek. Örnekler artırılabilir ancak salgın tedbirlerinin yetersizliği için bu iki örnek fazlasıyla yeterlidir; aşı ve maske” diye konuştu.

10 milyon yeni işsiz

Salgın tedbirlerinin sadece yetersiz olmadığına aynı zamanda eşitsizlik de yarattığına dikkat çeken Çeltek, “İşsizlere açlık, işçilere virüs tehdidi altında tam gaz çalışma, patronlara-zenginlere ise tatil anlamına geldi. Salgın, on milyonun üzerinde işsiz yarattı. Şimdi tam kapanmayla bu sayı daha da arttı. Salgın, bu işsizler için açlık demek. Tam kapanmada çalışan işçiler binlerce iş yerinde patronların insafına terk edilmiş durumda. İş yerlerini kim denetliyor? Sendikalı, örgütlü iş yerlerinde hadi biz varız, peki diğerlerinde tedbir alınıp alınmadığı, alınan tedbirlerin uygun olup olmadığını kim denetliyor? Derler ya oralarda “Allah’a emanet” çalışma sürüyor. Zenginler için ise tedbirler tatil anlamına geldi. Onlar yalılarının bahçesinde bisiklet çevirip “evde kal” diye tweet atmakla meşguller. Dolayısıyla salgın tedbirleri yetersiz olduğu kadar eşitsiz de” şeklinde konuştu.

Çeltek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Adına ‘tam kapanma’ dedikleri bu tuhaf uygulama ile devlet vatandaşı orta yerde bıraktı. Gündelikçiler, güvencesizler, ofis-büro çalışanları pek çok emekçi gelirsiz kaldı. Tek kuruş destek vermeden kapanma olur mu? Oldu. Üreticinin sebzesi meyvesi hallere alınmıyor. İki gündür çöpe dökülen sebze ve meyve görüntülerini izliyoruz. Millet perişan. Esnaf kapalı. İçki yasağı bahanesiyle binlerce tekel bayi aç kalmış durumda. Öte yandan milyonlarca kişi çalışmaya devam ediyor. Bakın, DİSK-AR’ın yaptığı araştırmaya göre adı tam kapanma ama ülkede yaklaşık 22 milyon kişi çalışmaya devam ediyor.”

Bu şekilde bir tam kapanma olmaz diyen Çeltek, “Emekçilerin önemli bir bölümünü açlıkla, daha fazlası iş yerlerinde virüs tehdidiyle karşı karşıya. Böyle salgın yönetimi olmaz. Bizim taleplerimiz net. Önce aşı istiyoruz. Tüm çalışan işçiler derhal aşılanmalıdır. Tam kapanmada gelir kaybı yaşayan işçilerin kayıpları karşılanmalıdır. Destek olmadan kapanma olmaz. Ücretsiz izin, tazmintasız işten çıkarma uygulamaları durdurulmalıdır. En başta işçilerin sağlığı korunmalıdır” ifadelerini kullandı.

İşçiler çalışıyor sendikalar yasaklı

Sendikaların tam kapanma uygulamasından muaf tutulmadığının altını çizen Çeltek, “Benim üyem çalışıyor, hem de fazla mesaili çalışıyor ama onun temsilcileri, sendikası, sokağa çıkma yasağına tabi. Tüm girişimlerimize rağmen ne İçişleri Bakanlığı ne Çalışma Bakanlığı bu konuda adım atmadı. Fırsat bu fırsat, sendikaların bir süreliğine kapalı kalmasını istedikleri anlaşılıyor. Salgının başında da benzer bir skandal uygulamaya imza atmıştı bu hükümet. Önce bir genelge ile, ardından torba yasaya koyarak üç ay boyunca tüm sendikal faaliyetleri askıya almıştı. Bu süre boyunca işçiler sendikalara üye olabildiler ama örgütlenen iş yerlerinde sendikalar işçileri temsil edebilme hakkını resmi olarak almak anlamına gelen yetki başvurusunu yapamadılar. Toplu sözleşme görüşmeleri durduruldu. Grev kararları alınamadı. Açık bir ‘sendika yasağı’ getirmişti hükümet. Şimdi de benzer bir uygulamaya imza attılar” dedi.