Haber / Didar Demirci

Pandemi ve savaş, tüm dünyada tarımın önemini tartışmasız bir şekilde ortaya koyarken, bu süreçte Türkiye’de çiftçi adeta yok olma noktasına geldi. Tarladaki üretim maliyetlerinin artması çiftçinin üretimini düşürürken, vatandaşlar da çarşıda pazarda tezgaha yanaşamaz duruma geldi. Hal böyle iken geçtiğimiz günlerde AKP Genel Başkan Vekili Binali Yıldırım, çiftçilere, ‘Ekin kardeşim ekin’ diye seslendi. Yıldırım’ın ekin çağrısı ise akıllarda soru işareti bıraktı. Çiftçi, borçlanmadan nasıl ekeceğini kara kara düşünüyor. Konuya ilişkin Tarım Orkam-Sen İzmir Şube Başkanı Çağdaş Topal, 11 Mart Cuma günü Resmi Gazete’de yayımlanan 5284 sayılı kararı işaret ederek, “Binali Yıldırım’ın sözlerine mantıklı bir açıklama yapmak mümkün değil. Son yıllarda açıklanan tarımsal desteklemeler gerçeklikten uzak ve çoğu kez popülarite kaygıları ve siyasi ranta dayandırılmıştır. Bu şartlar altında çiftçi nasıl eksin” diye konuştu.

KÖTÜ DURUMDAYIZ

Üreticiye yapılan desteklemelerin, çiftçinin sorunlarına çözüm getirmediğini belirten Topal, “Bilindiği üzere Türkiye, yemlik ve sofralık tahıl ihtiyacının büyük bir kısmını uzun süredir Rusya ve Ukrayna’dan karşılamaktaydı. Buğdayın, arpanın ana vatanı olarak görülen Anadolu topraklarında kısa vadeli neoliberal politikalar sonucunda büyük oranda dışa bağımlı hale getirildik. Artan maliyetlerin çiftçi için dayanılmaz hale geldiğini her seferinde belirtmiştik. Şu anki durumda kalan çiftçilerimiz tarlasını ekmenin mi yoksa ekmemenin mi daha karlı olacağının hesabını yapmaktadır. TÜİK’in açıkladığı son veriler aslında bunu kanıtlar nitelikte. Yapılan açıklamalarda sadece tahıl ürünlerinde maliyetler yüzde 69.2 oranında artış göstermiştir. Reelde bu rakamlar kat ve kat fazla hissedilmektedir. Öbür taraftan her geçen gün derinleşen gıda krizi ve yüksek enflasyonla birlikte tüketicilerin ekmek, sıvı yağ, et ürünleri gibi temel gıda ürünlerine bile ulaşabilmesi her geçen gün daha da zor hale gelmiştir. Tarımsal üretimin bir ülke için zaruri bir ihtiyaç olduğunu sanırım kötü sonuçlarla öğrenmiş olduk” sözlerini kaydetti.

KARŞILIĞI ALAMIYORLAR

Mazot, gübre, sertifikalı tohum ek girdi desteği için dekara verilen 116 liralık rakamların üretimi destekleyici olmaktan çok uzak olduğunu belirten Topal, “Sadece 50 kiloluk çuvallarla satılan en ucuz suni gübre fiyatı bin liradan başlamaktadır. Yani dönüm başına sadece suni gübre maliyeti yaklaşık 200 lirayı bulmaktadır. Çiftçiler, mazot, tohum, işçilik ve ekipman girdilerini hesaplamadan ve hiç kar etmeden hesap yapsa bile bu rakam destek anlamında komik olmaktan öteye gitmemektedir” dedi.

Kara kara düşünüyoruz

Topal, çiftçinin borç harç içinde ektiği tarlasını, nasıl gübreleyeceğini, harman zamanı tarladan ektiğini kaldıracak mazotu nereden bulacağını kara kara düşündüğüne vurgu yaparak, “Binali Yıldırım’ın bu açıklamaları, ülkemizde yürütülen ve hala başarı beklenen tarım politikaların basit bir özetidir. Bugün soframıza gelen gıdanın büyük bir özveri ve emekle üretildiğini asla unutmamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.