Haber / Murat ERVİN

Paket sütün litresi 15 lirayı, 32'li tuvalet kağıdın fiyatı 135 TL'yi bulurken, birçok ürüne de 1 adetlik satış kotası geldi. Artan fiyatlar nedeniyle vatandaş yumurta kabuğunu ve kemiği atmak yerine un haline getirip protein ihtiyacını karşılarken, bulunamayan ilaçlar için de kocakarı reçeteleri yazılmaya başlandı. AKP'nin 'Bizden önce Türkiye'de buzdolabı yoktu' sözünü değerlendiren Tüketici Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Aziz Koçal, “Eskiden buzdolabı yoktu diyorlar. Şimdi de buzdolabı yok çünkü insanlar ekmek alabilmek için evlerinde ne var ne yok tüm eşyaları ikinci el olarak satmaya başladı” dedi. Kombiyi söküp kömürlü sobayla ısınmaya başlayan, yeni giysi almak yerine ikinci el giysilere yönelen, tam ekmek ve simiti  yarıma indiren, dertlendikçe sigarasını bile kendisi sarmaya başlayan vatandaş protein ihtiyacını bile eskiden çöpe atılan yumurta kabuğu ve hayvan kemiklerinden alır oldu. Geldiğimiz noktanın üzüntü verdiği kadar ülkenin içinde bulunduğu halin en net tarifi olduğunu kaydeden Koçal, “Bu durum toplum sağlığını ve ilerleyen süreçte suç olaylarının artmasına neden olacaktır” diye konuştu.

'1 KİLODAN 100 GRAM ÇIKACAK'

Tüketicinin kendi ihtiyacını kendisinin üretmesi için yollar aradığını sözlerine ekleyen Tüketici Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Aziz Koçal, köyden şehirlere gidenlerin tekrar köylerine dönmeye başlayabileceğinin altını çizdi. Koçal, “En önemli sorun, ucuz gıda üretebilmek için halk sağlığıyla oynanıp tahşiş ürün yapılmasıdır. Örneğin aldığımız 1 kilo kıymadan belki de 100 gram et çıkacak. Aldığımız peynirden farklı maddeler çıkacak. Merdiven altı bu ürünler ucuz olduğu için aşırı talep görecek fakat insanlar sağlığından, hatta hayatından olabilecek” ifadelerini kullandı.

'YASTIK BİLE KALMADI'

Spotçulara satılan ikinci el eşyaların hızla arttığını anlatan Koçal, parasız vatandaşın evindeki eşyayı, ayağındaki ayakkabıyı, üstündeki ceketi bile satmak zorunda kaldığını belirtti. Hükumet yetkililerinin 'yastık altındaki yatırımları ekonomiye kazandırın' sözlerini değerlendiren Koçal, “Bırakın yastık altını, yatacak bir yastığı bile kalmadı vatandaşın. Son iki ayda TL, yüzde 50 değer kaybetti. Bulunamayan ilaçlar nedeniyle insanlar kocakarı ilacı dediğimiz bitkilere yönelerek kendi ilacını kendi yapmaya çalışıyor. Ama bu da onların yaşamını tehdit edebilir” dedi.

TAKSİTLE ALIP PEŞİN SATIYOR

Hükumetin 'Bizden önce Türkiye'de buzdolabı yoktu' açıklamasını hatırlatan Aziz Koçal, bu gidişle ülkede buzdolabı olan evin bile kalmayacağını söyledi. Spotçulardan kendisine gelen bilgilere göre vatandaşın mobilya mağazalarına gidip taksitle aldıkları yeni mobilyaları, hiç kullanmadan daha düşük fiyata ama peşin paraya sattığını kaydeden Koçal, insanların bu şekilde yaşamını idame ettirmeye çalıştığını vurguladı. Bunun sonucunun sosyal patlama, boşanmalar, dağılan aileler ve intiharlara yol açabileceğine dikkat çeken Koçal, vatandaşın acilen ucuz gıdaya ulaşımının sağlanmasını istedi.

YARISI BİLE YETİYOR

Yumurta kabuğunda kemik sağlığını destekleyen stransiyum, florür, magnezyum ve selenyum mineralleri bulunuyor. Yarım yumurta kabuğunda yaklaşık 1000 mg kalsiyum bulunduğu ve bunun bile yetişkin birinin günlük kalsiyum ihtiyacını karşıladığı uzmanlarca belirtiliyor. Kaynatılmış yumurtadan çıkan kabukların mutlaka toz haline getirilmesi öneriliyor. Toz haline gelen kabuklar besinlere veya içeceklere ilave edilerek kullanılabiliyor.

EVDE İLAÇ DÖNEMİ

Eczacılar özellikle ağrı kesici, ateş düşürücü gibi bir çok ilaca ulaşılamadığını belirtirken vatandaşlar da çözümü bitkilerde arıyor. Bitkisel tedaviyle ilgili kitaplar oldukça ilgi görürken internette de gören göğüs yumuşatıcı, boğaz ağrısı, balgam söktürücü ve rahatlatıcı olarak ıhlamur, ada çayı, karanfil, tane karabiber, zencefil çayları; doğal antibiyotik olarak sarımsak, soğan, kefir, ağrı kesici yerine kırmızı biber, zerdeçal, zeytinyağı, tarçın; mide rahatsızlığına kereviz, ateş düşürücü olarak da brokoli, zeytinyağı, elma sirkesi, enginar, ceviz, kişniş, kekik öneriliyor.