Haber / Murat ERVİN

Süt üreticisi elindeki sütün litresini 4 lira 60 kuruştan satmaya çalışırken zincir marketlerin raflarındaki 1 litrelik markalı sütlerin fiyatı 15 liraya kadar çıktı. Vatandaş süt bile alamazken çiftçi sattıkları ürünün maliyetini bile çıkaramamaktan şikayetçi. Son bir yılda süte yüzde 60 zam gelirken, girdi maliyetlerinin ise yüzde 90'dan fazla artığını açıklayan Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, “Zararına zam yapan üretici durumuna ağlarken, değer kaybeden TL karşısında süt ve süt ürünü almakta zorlanan vatandaş ise haklı olarak duruma isyan ediyor. İki taraf için de durum iyi değil. Tükeci süt almazsa bizim süt üretmemizin de anlamı kalmaz” diye konuştu.

'SORUN DEĞER KAYBINDA'

Raflardaki süt fiyatının artışının süt maliyetlerinden değil tüketiciye ulaşana kadarki süreçte yaşadığı ambalaj ve nakliye gibi işlemlerdeki maliyet artışından kaynaklandığını aktardı. Süt mamüllerine yüzde 40 ise ambalaj, akaryakıt gibi malzemelerin de yüzde 60 civarında zamlandığına dikkat çeken Eskiyörük, “Un, ayçiçeği gibi temel gıdayla karşılaştırıldığında ise en düşük artış süt ve süt ürünlerindedir. Ama nedense süt fiyatı konuşuluyor. Aslında fiyatlar yüksek değil, insanımızın alım gücü zayıf. Asgari ücret 5 bin TL olsa kimse bunu konuşmaz” ifadelerini kullandı.

HOLLANDA DEĞİL KENYA

Üreticinin en büyük korkusunun tüketimin azalması olduğunu aksi takdirde üretimin bir işe yaramayacağını aktaran Eskiyörük, Türkiye'nin şu an ürettiği sütü iç pazarda satamadığını ilaç kalıntısı olduğu için de yüzde 90'ının ihraç edilemediğini kaydetti. Süt fiyatlarının artmaması ve maliyetlerin azaltılması için devletin destek primlerini yükseltmesini isteyen Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük, para kazanamayan sütçünün ineklerini kesime yolladığını anlattı. Böyle gitmesi halinde Türkiye'nin 2008'deki gibi süt krizine gireceğini ve tekrar yurt dışından inek getirilmek zorunda kalınacağını söyleyen Eskiyörük, “Bir zamanlar Türkiye'nin Hollandası olarak anılan Ödemiş ve bölgesine bu gidişe seyirci kalınırsa Afrika'nın Kenyası bile denilebilir. Bundan 3-4 sene sonra yurtdışından getireceğiniz ineklere verilecek parayı şimdiden ülkemizdeki hayvan üreticisen verin ki sorunlar daha da büyümesin” ifadelerini kullandı.

ASGARİ ÜCRETE ODAKLANDI

Asgari ücretin 3 bin 500 veya 3 bin 600 gibi olması halinde tüketicinin haklı olarak bu fiyatlara isyan edeceğini de vurgulayan Mahmut Eskiyörük, “Ama bunun bedelini üretici ödememeli. Yeni oluşan fiyatlarla çiftçinin cebine 4 lira 60 kuruş girecek. Raflarda bu denli artmasında kullanılan yemin kalitesi, hayvanların sürekli sağlık kontrolünden geçmesi,  elde edilen ürünlerin laboratuvarda testlere gönderilmesi gibi işlemlerdeki maliyet artışı var. Bir de kaliteli ürünün içine raf ömrünü uzatan ilaç konulmadığı için daha kısa sürede bozulup geri gönderilecek ürün kayıpları da maliyetlere yansıtılıyor” dedi.