Özel/Didar DEMİRCİ - Bu yıl iklim değişikliği ve artan kuraklığın tahıl üretim bölgelerinde verimi olumsuz etkilemesi beklenirken Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2022 yılı bitkisel üretim ikinci tahminlerinde tahıl üretiminin bir önceki yıla göre yüzde 20,7 artarak yaklaşık 38,5 milyon ton olarak gerçekleşeceğini öngördü. Ancak sektörü yakından takip eden uzmanlar bu kadar iyimser değil. Konuya ilişkin gazetemize konuşan İzmir Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, TÜİK’in tahminlerinin iyimser olduğunu belirterek, bazı olumsuz etkilere dikkat çekti.

 

HERKES TAHMİNDE BULUNABİLİR
Geçtiğimiz yıl iklim krizinin olumsuz etkileri nedeniyle üretimin düştüğünü belirten Dr. Çakıcı, “Kuraklığın olmayacağını varsayarsak böyle bir beklenti normal” dedi. TÜİK’in açıkladığı tahmini üretim verilerinin normal şartlar altında beklenen miktarlar olduğunun altını çizen Çakıcı, bugün aynı miktarda ürün elde edilebilmesi için yeni tarım arazilerinin açılması ve sulanan tarım topraklarının artırılması gerektiğini ifade etti.

Çakıcı, “Ama bir de gerçekler var. İklim krizi gibi. Konuşuyor işte; yağış yok, yağmur yok. Maliyetlerin çok yüksek olması, verim kayıpları, yeterince gübre kullanamamak, su kullanamamak bunlar hep ürün verimini etkiliyor. Bunlar olumsuz faktörler. Tahmin yapılabilir. Hava durumu tahmini de yapılıyor işte yağacak, yağmayacak. Yağmayabiliyor. Tahmini doğru verilerle yapmak lazım. Tarımdaki tahmini yapmak için de tarımcı olmak lazım. Hem tarımcı hem de tarım ekonomisti olmak lazım” sözlerini kaydetti.

TAHMİNDE GERÇEKLER YOK
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, TÜİK’in açıkladığı tahminlerin gerçekleri yansıtmadığını belirterek, “Ben açıkçası artık TÜİK’in hiçbir verisine güvenmiyorum. Güvenimi yitirmiş durumdayım. İklim krizi dediğimiz şey, her yıl gittikçe kötüye giden bir süreç. Bu yıl tahılların, hububatın, özellikle buğdayın, arpanın gelişme döneminde ihtiyaç duyduğu yağışları alabildiği bölgelerde buğdayda rekolte yüksek olabilir. Ama ben açıkçası özellikle çiftçinin gübre uygulayamamasından kaynaklanan bir rekolte düşüşünü tahmin ediyorum. O nedenle TÜİK’in kaynaklarının güvenilir olmadığını düşünüyorum” dedi. Söz konusu tahminlerin iyimser bir tablo çizdiğini ifade eden Sındır, “Türkiye’de tarımsal yapı ve üretime dair sağlıklı bir veri alt yapısı, veri tabanı yok. O nedenle bu tür tahminler manipülatif, siyaset kurumunun beklentilerini karşılayacak nitelikte açıklamalar olabiliyor” sözlerini kaydetti. TÜİK tahminlerinin ‘bir sorun yok’ algısı oluşturduğunu aktaran Sındır, “Çiftçi uzun süredir bas bas bağırıyor; “Girdi maliyetleri arttı. Üretim yapamıyoruz” diye. Tohum, gübre, mazot, ilaç bunların hepsinin maliyeti katlandı. Çiftçi artık toprağın bereketinden medet umuyor. Çünkü para yok. Sonuç olarak verim de düşük oluyor” ifadelerini kullandı.