ÖZEL/ Didar DEMİRCİ

İzmir'de yağmurların yağmaması, toprağın tava gelmesini engelleyip buğday, arpa gibi hububat ürünlerinin ekimini geciktiriyor. Yağmur yağmadığı için toprağa atılan tohum yeşermiyor; verim ve kalite çok düşüyor. Hasat süreci de uzadığı için Nisan-Mayıs gibi ekilmesi gereken ikinci ürünler de riske girdi. Susuzluk nedeniyle yetersiz üretimin ithalata neden olacağını söyleyen sektör temsilcileri, “Toprak tava gelmedi ama hububat ve diğer tarım ürünleri ithalatı şimdiden 'tav'landı” dedi. Susuzluk nedeniyle yaşanacak verim kaybını kapatmak için bu yıl yaklaşık 10 milyon ton buğday ithal edilebileceği, bunun da maliyetinin 3 milyar doları bulabileceği belirtiliyor.  

2'NCİ ÜRÜN HAYAL
Susuzluk gıda ürünlerini olumsuz etkilerken ekim ve kasım aylarında yapılması gereken buğday, arpa gibi hububat ürünlerinin toprakla buluşmasını da geciktiriyor. Yağmur yağmadığı için tohumu kuru toprağa atanlar ise ürün tutunamadığı için büyük ölçüde verim kaybı yaşıyor. Yağmuru bekleyip toprağın tava gelmesini; attığı tohumun buğday olup mayıs, haziran gibi hasat etmeyi ve hemen ardından aynı tarlada pamuk yetiştirmeyi bekleyenler de bu süreçlerin uzaması ve yaklaşan yaz aylarıyla toprağın daha da susuz kalacak olması nedeniyle pamuk gibi ikinci ürün ekiminden vazgeçiyor. Söz konusu gecikme ve verim kayıpları da ithalatın önünü daha fazla açıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre 2021 yılında 2.44 milyar dolarlık buğday ithalat edilirken bu yıl rakamın 3 milyar doları bulabileceği tahmin ediliyor. 

'MASRAF BOŞA GİDER'
Kuraklık nedeniyle tarla işlerinin sekteye uğradığını belirten Menemen Ziraat Odası Başkanı Arif Metin Karagöl, bölgedeki kuraklıktan dolayı sertleşen toprakta pullukların çalışmadığını söyledi. İnsanların dört gözle yağmur beklediğini aktaran Karagöl, bölgedeki çiftçinin kurak iklim şartlarına göre kendini hazırladığını belirterek şunları söyledi: “Görünen o ki yazın suyumuz olmayacak ve ekim sürecimiz yıl başına kadar devam edecek. Eğer kuru toprağa tohumu şimdi atıp yağmuru beklersek ve yeterli yağmur yağmazsa tohumlar çimlenmeyeceği için verim düşer, zarara uğrarız, yaptığımız tüm masraflar boşa gider. Maliyetler çok artığı için riske girmek istemiyor; yağmurun yağıp toprağın tava gelmesini bekliyoruz”  


KITLIĞA RAMAK KALDI
Yağışların olmamasından dolayı üreticilerin su istemeyen ürünlere yöneleceğini kaydeden İzmir Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Hakan Çakıcı, “Bu durum pamuk, mısır ve yazlık sebzelerin olmayacağı anlamına gelir. Ne yazık ki Türkiye’nin tarım topraklarının yüzde 30’undan da az bir kısmı sulanabiliyor. Ürün çeşitliliği ve verimin artması için sulu tarım topraklarının sayısının artırılması gerek. Devlet, bu konuda sulama projeleri hazırlamalı ve hayata geçirmeli. Yeraltı suyu kullanımını azaltıp, yüzey sulama projeleri ile tarımdaki susuzluğa çözüm bulunmalı. Örneğin, basınçlı sulama sistemleri ile daha az su ile daha fazla tarım arazisini sulayabiliriz” ifadelerini kullandı. Kuraklığın öncelikle tarımdaki ürün desenini değiştireceğini ardından da tarım ürünlerindeki çeşitlerin azalmasına neden olacağını dile getiren Çakıcı, 2030 yılına kadar önlem alınmazsa kıtlıkla karşı karşıya kalacağımız konusunda uyardı.


10 MİLYON TON
Toprağın tava gelmesinin ekilen ürünün verimini artırdığını söyleyen Hakan Çakıcı, 2021 yılında yağışların azlığı nedeniyle 20 milyon ton buğday yerine 17 milyon ton ürün elde edildiğini fakat bunun talebi karşılamadığını hatırlatarak, “Verim az olduğu için buğday ithal etmek zorunda kaldık. Sadece 2021 yılında 8.1 milyon ton buğday ithal edildi. Su tüketimine ve yağışlara bağlı olarak bu yıl 10 milyon civarında buğday ithal etmek zorunda kalabiliriz” dedi.