Eğitim-İş’in araştırmasına göre önümüzdeki hafta başlayacak yeni eğitim öğretim yılına hazırlanan veliler okula başlama maliyetlerinde bu yıl geçtiğimiz yıla göre yüzde 15 daha fazla harcama yapacak. Eğitimde yoksullar ile zenginler arasında eşitsizliğin belgesi niteliğindeki TÜİK rakamlarına göre en yoksul yüzde 20’lik dilimde bulunan ailelerin eğitime ayırdıkları payda 2017 yılında 23 katlık fark, 2018 yılında 32 kata yükseldi.

2019-2020 eğitim öğretim yılı önümüzdeki hafta başlayacak. Veliler yeni dönem için yavaş yavaş hazırlık yapmaya başlasa da kırtasiye başta olmak üzere okul  ihtiyaçlarında fiyatlar el yakıyor. Diğer yandan son yıllarda özelleştirme uygulamalarıyla, devletin eğitim harcamalarını velilerin üzerine yıkmaya yönelik politikaları eğitimde eşitsizliği derinleştirdi. Eğitim-İş’in yaptığı araştırmada eğitimde okula başlama maliyetlerinin geçen yıla göre artışını gözler önüne serdi. Araştırmaya göre okula başlama maliyetleri geçen yıla göre ortalama yüzde 15 arttı. Piyasadaki 124 ürünün gerçek fiyatları üzerinden yapılan ve servis, öğle yemeği, kitap ve kırtasiye gibi harcamaların dahil edildiği araştırma, okula başlayan bir öğrencinin velilere getirdiği yükü göstermesi bakımından dikkat çekici rakamlar yer alıyor.

Araştırmaya göre, okul öncesi eğitime başlayan bir öğrencinin okula başlangıç maliyeti 1,198 lira olarak belirlendi. İlkokul birinci sınıfa başlayan bir öğrencinin okula başlama maliyeti  geçen yıla göre yüzde 11,65 artışla 1,813 lira,  ortaokula başlayan bir öğrencininki ise yüzde 17 artışla 1,991 lira oldu. Liseye başlayan bir öğrenci için ise veliler geçen yıla göre yüzde 17,2 artışla 2 bin 144 lira harcamak zorunda kalacak. Tüm eğitim kademelerinde ortalama artış ise yüzde 15 olarak gerçekleşti.

Asgari ücretlinin maaşının yarısından fazlası gidecek

Verilere göre aylık geliri 2 bin 20 lira asgari ücret olan bir ailenin maaşının yarısından fazlası okula başlama giderlerine gidecek. Üstelik bu rakamlara okula zorunlu alınan bağışlar, sınıfların dizaynı için toplanan paralar, velilerin çocuklarına verdikleri harçlıklar dahil değil.

Araştırmada, Türkiye İstatistik Enstitüsü’nün yayınladığı verilere de yer verildi. TÜİK’in verilerine göre 2017 yılında eğitim harcamaları yüzde 9,8 artarak, 176 milyar 452 milyon oldu. Eğitim düzeylerinde en çok artışın yaşandığı kademe ise yüzde 19 ile ortaöğretim oldu. Eğitim harcamalarının gayri safi yurtiçi hasıla içindeki payı da yüzde 5,7’ye geriledi.

Türkiye İstatistik Enstitüsü istatistiklere göre en zengin yüzde 20’lik dilim ile en yoksul yüzde 20’lik dilimde bulunan ailelerin eğitime ayrıdıkları payda 2017 yılında 23 katlık bir fark bulunurken, 2018 yılında bu fark 32 kata yükseldi. 2018 yılında en yoksul yüzde 20’lik dilimde bulunan aileler eğitime 579 milyon lira, en zengin yüzde yirmilik dilimde bulunan aileler 18 milyar 445 milyon lira, diğer yüzde altmışlık dilimde bulunan aileler ise 9 milyar 932 milyon lira kaynak ayırdı. Tüm veliler içerisinde eğitim harcamalarında yoksul ailelerin payı yüzde 2, zenginlerinki ise yüzde 64 olarak gerçekleşti. TÜİK verileri de ailelerin eğitime yaptığı harcamaların her geçen yıl arttığını gösteriyor. 2017 yılına göre ailelerin eğitime yaptığı harcama 2018 yılında yüzde 19,86 oranında arttı. 2017 yılında aileler eğitime toplam 24 milyar 157 milyon lira harcama yaparken 2018 yılında bu rakam 28 milyar 956 milyon liraya yükseldi.

Devletin harcaması azalıyor

Raporda dikkat çekilen bir başka nokta hane halkı ve özel tüzel kişiliklerin harcamaları artarken devlet harcamalarının azalması. Hane halkı harcaması yüzde 18,79’dan yüzde 19’a, özel-tüzel kişilerin harcaması yüzde 6,85’ten yüzde 13’e yükselirken devletin yaptığı harcama yüzde 74,36’dan yüzde 68’e geriledi.

İyi eğitim almış azınlığa karşı alamayan çoğunluk

Bu verilerin devletin eğitim alanındaki payının gittikçe azaldığını, kamusal eğitim anlayışının terkedildiğini ortaya koyduğunu belirtilen araştırmada, “Özellikle 4+4+4 sonrası özel öğretim kurumlarındaki artış,  bu kurumlara verilen devlet desteği, veli ve öğrencilerin özel okullara yönlenmesine neden oldu. Bir yandan okula başlama maliyetleri artarken, diğer yandan devlet okullarında niteliğin düşmesi özel okullara olan rağbeti arttırmaya devam etti. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından da veli ve öğrenciler özel okullara kayıt yaptırmaları için teşvik edildi” ifadelerine yer verildi.

Verilerin gelir dağılımına paralel olarak zengin ve yoksul arasındaki, eğitime ayrılan bütçe açısından oluşan uçurumu ortaya koyduğuna dikkat çekilen araştırmada şöyle denildi: “Gelir dağılımındaki adaletsizlik ailelerin yaptığı harcama kalemlerinin hepsine yansımış durumda. Yoksulun çocuğu hem beslenemiyor hem de iyi eğitim alamıyor. Zenginlerin nitelikli eğitim imkanına çok kolay ulaştığı görülüyor. Öğrenciler, iyi eğitim almış bir azınlık ve iyi eğitim imkanından yararlanamamış çoğunluk olarak ikiye ayrılmış durumda”. (Evrensel)